MA TUHAY-DER Eşbaşkanı Dilek Sönmez Demir, İmralı tecridine karşı halka çağrıda bulundu
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle yardımlaşma Derneği (MA TUHAY-DER) Eşbaşkanı Dilek Sönmez Demir, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi ve tecridin cezaevlerine yansımalarını değerlendirdi. Cezaevlerindeki hak ihlallerinde artış yaşandığına dikkat çeken Demir, buna karşı tüm girişimlerin iktidar bastırılmak istendiğini söyledi. Tutukluların tecrit uygulamalarıyla toplumdan izole edilmek istendiğini dile getiren Demir, tutukluların buna karşı direnişi büyüttüğünü söyledi. Demir, “Cezaevlerindeki direniş büyüdükçe, işkencenin de dozu artıyor. Çünkü tutuklular, her şeye rağmen direnişlerini sürdürüyor. Tutsakların hiçbirinin biat etmediğini ve direnişlerinin farkındayız” ifadelerini kullandı.
Genelge kimin için çıkarıldı?
Adalet Bakanlığı’nın hasta tutuklular genelgesine atıfta bulunan Demir, “Bu sadece iktidarın işine gelen bir genelgeydi. Elbette bu genelgenin hiçbir şekilde haksız, hukuksuz yere yatan siyasi tutsaklara işlemeyeceğini biliyorduk. Yaşadıkça genelgenin AKP-MHP iktidarına biat etmeyen siyasi tutsaklar için geçerli olmadığını bir kez daha gördük. Eğer adalet olmuş olsaydı, bu genelge tüm hepsini kapsardı ama adaleti olmayan bir ülkede bu genelgenin dikkate alınması ve siyasi tutsaklar için uygulanacağını düşünmek mantıksız” diye konuştu.
‘Kürt halkının varlığı’
Cezaevinde yaşanan ihlallerin Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecrit politikasından kaynaklandığını ifade eden Demir, cezaevlerindeki ihlallerin bitmesi için tek yolun İmralı’daki tecridin sonlandırılması olduğunun altını çizdi. Demir, şöyle devam etti: “Çünkü Öcalan Türkiye, Ortadoğu halklarının ve özellikle Kürt halkının bir önderidir. Kürt halkının varlığıdır, bu varlığı bitirmek Kürt halkını bitirmektir. Ama görüyoruz ki Abdullah Öcalan’ın direnişi Kürt halkının ayakta durmasına vesiledir. Kürt halkı Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla ayaktaydı, yönünü öyle buluyordu. AKP-MHP iktidarı, Cumhur İttifakı dediğimiz bu faşist blok, Abdullah Öcalan’ın bakışıyla, paradigmasıyla dünyaya barışı, huzuru getireceği ön görüsüyle önünü kesmeyi amaçladı. Çünkü barışın buradan geleceğini dünya, bu faşist iktidar, Ortadoğu halkları ve Kürt halkı biliyor.”
‘Tecridi kırmak bizim elimizde’
Toplumda bir korku atmosferinin yaratıldığını belirten Demir, bu korkunun bir bütünen insanların yaşamını etkilediğini belirtti. Tecridin mücadeleyle son bulacağını vurgulayan Demir, “Cesaretin bir bütün topluma barışı, huzuru getireceğini hepimiz biliyoruz. Korkmayın, birleşin, haykırın, ses çıkarın. Hiçbir şekilde ne sizinle ne bizimle başa çıkamayacaklarını da biliyoruz. Gelin bu korkuyu hep birlikte yenelim. Barışın önünü açalım. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kaldırmak ve cezaevlerindeki onca arkadaşımızın, yoldaşımızın kapısını açmak senin, benim, bizim, hepimizin elinde” çağrısı yaptı.
İSTANBUL