Mexmûr Mülteci Kampı’nda zorluklara karşı mücadelesiyle tanınan 95 yaşındaki Xanê Îzer, Irak ordusunun kuşatmasına karşı gösterilen direnişin sembollerinden biri oldu
Türkiye’nin savaş politikalarına karşı uzun yıllardır büyük bedellerle verdiği direnişi sürdüren Kürt halkı, göç etmek zorunda kaldığı kamplarda da mücadelesine devam ediyor. Mexmûr 30 yılı da direniş hikayeleriyle dolu.
Türkiye’nin baskıları nedeniyle 1994 yılında Irak’a göç etmek zorunda kalan Botan halkı, Bihêrê, Şeraniş, Bêrsîvê, Geliyê Qiyametê, Etrûş, Nînova ve Nehdaran kamplarında kaldı. 1998 yılında da Mexmûr ilçesine bağlı Qereçox dağı eteğinde bulunan Mexmûr Mülteci Kampı’nda yaşamaya başladı. Toz, fırtına, akrep ve yılanlara rağmen Mexmûr Mülteci Kampı’nda yeni bir yaşamı inşa eden kamp sakinleri, mülteci olarak çıktıkları yolculukta Türk devleti ve KDP’nin onlarca saldırısına karşı kararlılıkla direnişini sürdürdü.
Mexmûr’un direniş sembolü
Irak ordusunun 20 Mayıs’ta etrafını kuşatarak tel örgülerle çevrelemek istediği Mexmûr Mülteci Kampı’nda, 30 yıldır ekilen direnişin tohumları bir kez daha filizlendi. Kamp sakinleri kuşatmaya karşı 16 gün boyunca direnişini sürdürdü. 95 yaşındaki Xanê Îzer de, 16 günlük direnişin en önemli sembollerinden biri oldu. Irak ordusunun Mexmûr Mülteci Kampı’nı kuşatmasına karşı direnişin ön saflarında yer alan Xanê Îzer, dünden bugüne sürdürdüğü mücadeleyi NûJinha’dan Nûpelda Deniz’e anlattı.
‘Aç ve çıplak kaldık’
Cudi dağının eteklerindeki Gundikremo köyünden olan Xanê Îzer, 30 yıllık mülteci hayatını şöyle anlatıyor: “Mexmûr’dan önce kaldığım Etrûş ve Geliyê Qiyametê kamplarının çok zorluydu. O kamplara gittiğimizde aç ve çıplaktık. Çadırlarda yaşamaya devam ettik ve birçok zorluk yaşadık. O zamanlar ne yiyecek bir şeyimiz vardı ne de giyecek elbisemiz. Nînova ve Nehdaran kamplarında durum daha da kötüleşti. Nehdaran’da Araplar’ın bize yaptığı kötülüğü kimse yapmadı. İnsanlarımızı şehit ettiler, kafalarını kestiler. Mülteci yolculuğumuzda çok zorluklar ve sıkıntılar yaşadık. Gece yarısı KDP’nin bize saldıracağını söylediler, biz de tüm eşyalarımızı bırakıp taşındık. Günlerce sokaklarda kaldık, dayanacak gücümüz yoktu. Çocuklarımız civar köylere gidip yiyecek bir şeyler getirirdi. Mexmûr’a geldiğimizde de hiçbir şey yoktu. İçme suyu almak için çevre köylere gidiyorduk.”
‘Türk devleti bize hep saldırdı, biz direndik’
Mülteci hayatında bunca zorluğa rağmen yılmadıklarını direndiklerini söyleyen Xanê Îzer, “Biz daha Kuzey Kürdistan’dayken Türk devleti bize hep saldırdı, biz direndik, ‘ölsek de sizin fikirlerinize göre hareket etmeyeceğiz’ dedik. Düşmanlarımıza karşı büyük bir direniş gösterdik. Saldırılara karşı çocuklarımıza sahip çıktık. Çocuklarımız direniş içinde büyüdü ve direnmeyi öğrendi” dedi.
Kamptaki bütün çocukların zorluklar içinde büyüdüğünü dile getiren Xanê Îzer, “Ama en büyük zorluğu diğer kamplarda yaşadık. Burada bir hayat kurduk, diğer kamplara oranla artık daha mutluyduk ancak Türk devleti ve KDP bize saldırdı. Irak kuşatmasını zaferle sonuçlandırdık. Direnişimizde sonuna kadar ısrarcı olacağız. Biz her şeye hazırız.”
DIŞ HABERLER