Brunson’ın serbest bırakmasını değerlendiren Avukat Baran Doğan, Türkiye’nin Brunson’ı bir koz olarak kullanmak istediğini belirterek ”Tutuklanırken de serbest bırakılırken de yargıçların düşünmesine izin vermiyorlar” dedi. Doğan, yargılamanın bir hukuk komedisi olduğunu belirtti.
İzmir’de 35 yılla yargılandığı davadan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası aldıktan sonra serbest bırakılan ve karar açıklandıktan sonra ülkesine dönen ABD’li rahip Andrew Craig Brunson’ın meselesi tartışılmaya devam ediyor. Avukat Baran Doğan da bu konu hakkında Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Yasin Kobulan’a değerlendirmelerde bulundu. Avukat Doğan, Türkiye’de iddianameler düzenlenirken “adil-tarafsız bir şekilde bir olguyu yargılayarak gerçeği ortaya çıkarmak” üzerine yapılmadığını belirterek, iddianamelerin tamamen bir propaganda, politik amacı gerçekleştirmek ve iktidarın mevcut politik yönelimlerine meşruiyet kazandırmak üzerine kurulu olduğunu söyledi.
‘Suç paketi’
İddianamelerin siyasal işlev gördüğünü belirten Doğan, “Siyasal işlev gören iddianamelerde geniş bir suç paketi kişiye yöneltilir. Vatan hainliği, ajanlık, bölücülük üzerinden suçlanır. İddianamelerde sanki tüm Türkiye’yi ortadan kaldıracak bir faaliyete girmiş gibi devletin bütünlüğünü bir kişi bozacakmış gibi bir suç paketi ile düzenleniyor. Medya aracılığıyla kamuoyu önünde bir propaganda yapılır, kişi kamuoyu nezdinde linç edilir. Bunların kaynağı ise iddianame olur. İddianame davayı açan ilk hukuki belgedir çünkü. Bu hukuki belgeyle ortada bir suç olduğu, bu suçun devlete ve millete karşı yapılmış bir suç olduğunun propagandası yapılır” diye konuştu.
Hukuka uydurma
Bu süreçlerle başlayan yargılamalarda adil bir yargılamanın beklenilmesinin mümkün olmayacağını kaydeden Doğan, “Rahip bir din insanı. Kendi dinini yayma hakkı da var. Kendi diniyle ilgili yapmış olduğu herhangi bir faaliyeti sizin kriminalize edebilmeniz için somut, teknik bir delil olması lazım. Kişinin bu faaliyet dışına çıkarak, suçlar işlemesi lazım. İddianamede o faaliyetler tanımlanmıyor. Sadece bir din adamının dini faaliyetleri yargılanıyor. Bu faaliyetleri yargılayabilmeniz için ‘devlete karşı işlenen, millete karşı işlenen bir suç’, onlarca yıl ceza istenen ve insanların kafasında ‘Bizim bilmediğimiz bir şey mi var’ kuşkusu bırakıyorsunuz. İddianame bu kuşkuya yer koyamaz. İddianame aşamasında bunların ortaya konulması, soruşturma aşamasında tartışılması ve hüküm aşamasında ise bunların ispatlanması gerekir. Rahip Brunson davasında başından sonuna kadar yargılama faaliyeti içerisinde ortaya konulan bir olgu, bir ilişkiler ağı, buna ilişkin bir ispat yok. Sadece rahibin tehlikeli olduğuna ve tehlikeli işler yaptığına dair genel kanaat uyandırmaya yönelik bir hukuksal süreç yürüdü. Bu sürecin sonunda, büyük iddialarla ortaya çıkıyorsunuz, çaresizlikten 3 yıl 1 ay 15 gün ceza veriyorsunuz. Beraat etmesi gereken bir kişi aslında. Çünkü mevcut politik amacınız kendinizce ya gerçekleşti ya da o işlevi yerine getiremedi. Belli bir aşamadan sonra yargılamanın kendisi tehlikeli hale geldi. Şimdi bundan kurtulmak için ona uygun bir ceza bulundu. Mevcut durumu hukuka uydurma çabası içerisine girdiler ve bu cezayı verdiler” ifadesinde bulundu.
Hukuk komedisi
Brunson yargılamasının bir politik işlevi gerçekleştirmeye dönük olduğunu vurgulayan Doğan, “Hükümet bir pazarlık kozu olarak kullanmak istedi” dedi. “Hukukun böyle rezil ve sefil edilerek bırakılması tamamen bir hukuk komedisidir ve rezalettir” diyen Doğan, şöyle devam etti: “Türkiye’deki hukukun tavrı Brunson davasında daha net ortaya çıktı. Tutuklanırken de yargıçların düşünmesine izin vermiyorlar, serbest bırakırken de yargıçların düşünmesine izin vermiyorlar. Hukuki düşünüşle yargılamanın ele alınmasına izin vermiyorlar. Bu yargıçlar bu politik işlevin basit bir payandası haline geliyorlar.”
Trump’ın teşekkürü
ABD Başkanı Donald Trump’ın sürecin başından bu yana Türk yargısına bir şey söylemediğini ifade eden Doğan, “Doğrudan ülkeyi yöneten siyasi iktidara ‘Bırakın rahip Brunson’ı’ dedi. Doğrudan muhatabına söyledi. Siyasi iktidarın yargıyı bir araç haline getirdiğini ABD de gördü. ABD, Türkiye Cumhurbaşkanı’na teşekkür ederek, ‘Bundan sonra biz sizden talepte bulunacağız. Yargı bizim muhatabımız değil. Sizin yargınız bağımsız değil’ demiş oldu dolaylı bir biçimde” şeklinde konuştu.