Nisêbîn’de ulusal kıyafet giyen biri çocuk iki kişiyi darp eden polislere verilen para cezasının ertelemesine ‘sanıkların geleceği’ gerekçe yapıldı
Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesine bağlı Dicle Mahallesi’nde, 31 Aralık 2022 tarihinde ulusal kıyafet giyen 16 yaşındaki B.K. ile 18 yaşındaki Hüseyin G.’nin, özel harekat polisleri tarafından darp edilmesine ilişkin görülen davada kararını veren Nusaybin 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi, sanıklara “Görevi kötüye kullanmak suretiyle silahla yaralama” suçlamasından en alt ceza sınırı uygulayarak 18’er bin lira para cezası verdi.
Ceza düşürüldükçe düşürüldü
Ardından cezada indirime giden mahkeme, cezayı her bir mağdur yönünden 7 bin 500 lira olarak belirleyerek, her bir sanığın cezasını 15’er bin lira para cezasına çevirdi. Mahkeme ardından bu cezayı 20 taksit ile ödenmesine karar verse de, Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı ile cezayı 5 yıl erteledi.
Polislerin ekonomik durumu yokmuş
Mahkemenin indirim gerekçesi ise pes dedirtti. Buna göre mahkeme kararının gerekçesinde, “cezanın sanıkların geleceği üzerindeki olası etkilerini” dikkate alarak, indirim yapıldığını belirtti. Mahkeme, cezanın alt sınırdan uygulanmasına ilişkin ise, “sanıkların ekonomik ve sosyal durumunu” gerekçe gösterirken, “Sanıkların kişiliği göz önüne alındığında yeniden suç işlemeyecekleri hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluşması” diyerek, HAGB uygulanmasına karar verildiği belirtildi.
Ayrımcılık suçudur
Mahkemenin kararını değerlendiren Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mêrdîn Şube Eşbaşkanı Av. Lokman Emen, iki ismin giydikleri kıyafetlerden dolayı darp edildiğini sanıkların da kabul ettiğine dikkat çekerek, “Yöresel kıyafetler insanın kimliğidir. Bir kimliğin suç olarak ya da şüphe nedeni olarak görülmesi açıkça nefret ve ayrımcılık suçudur. Mahkeme bilerek bunu bağlamından koparmaya çalıştı. Sadece sonuç endeksli yaklaşıldı ve öyle karar verdi” ifadelerini kullandı.
100 yıldır işlenen bir suç
Sanıkların olayın başından itibaren tutuklanması gerektiğini ancak buna rağmen tutuklama kararı verilmediğini kaydeden Emen, “Bu karar 100 yıllık bir devlet politikasının son örneği maalesef. Bugün de Ankara JİTEM davasında verilen karar bunların bir silsile olduğunu gösteriyor. Düşman hukuku uygulanıyor. Ceza Kanununun kendisi uygulansa… Ortada ikircikli bir yapı var. Bir Türkiye’de bir de bölgede uygulanan hukuk var. İkinci aşaması ise Kürtlere, ötekileştirilen sınıflara karşı uygulanan hukuk ile diğer sınıflara uygulanan hukuk var. Kimlik farkı var. 100 yıldır Kürtlere karşı işlenen suçlarda açık bir şekilde cezasızlık politikası var” diye belirtti.
Haber: Ahmet Kanbal / MA