ÖHD’li Leyla Kaplan Kertiş, İmralı tecridinin ‘bireysel bir tecrit değil toplumsal bir sorun’ olduğunu belirtti
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecrit, iki yılı aşkın bir süredir devam eden aile ve avukat görüş yasağı ile birlikte haber alınamama haline dönüştü. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Leyla Kaplan Kertiş, İmralı’da uygulanan tecrit politikasını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
Tecrit bireysel değil toplumsal
Kertiş, ÖHD olarak sürekli Öcalan ile görüşme talebinde bulunduklarını ancak bu taleplerine henüz olumlu bir cevap alamadıklarını söyledi. Öcalan’a uygulanan durumun bir tecrit durumu ve insanlık dışı muamele olduğuna dikkat çeken Kertiş, “Bu tecridin bireysel olduğunu düşünmüyoruz. Bunun toplumsal bir sorun olduğunu düşünmekteyiz. Öcalan’ın kasti bir şekilde toplumla bağının kesilmesi amaçlanmaktadır. Kürt halkı ve avukatlarıyla iletişimi engellenmektedir. Bu da aslında siyasi bir amaçtır. Gerek iç hukuk mevzuatında gerek uluslararası hukukta hiçbir karşılığı bulunmamaktadır” dedi.
Sistematik bir tecrit altında
Disiplin cezaları gerekçesiyle aile ve avukat görüşü ile iletişim haklarının engellenmesinin hak ihlali olduğunu vurgulayan Kertiş, “Birleşmiş Milletlerin asgari standart kurallarında, ‘Kısıtlamalar veya disiplin yaptırımları hiçbir koşulda işkenceye varan bir ağırlıkta olamaz’ deniliyor. Yani bu kısıtlamalar ve disiplin yaptırımlar olabilir ama bunun uygulaması işkenceye varmaması gerekir. Bu uygulama sistematik bir işkenceye dönüşmüştür. Disiplin cezaları gibi bahanelerle Sayın Abdullah Öcalan’ın ailesi ve Kürt halkıyla bağının koparılması amaçlanmaktadır. Aslında Sayın Öcalan tutuklandığından bu yana sistematik bir tecrit altındadır” diye belirtti.
Tecride karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Kertiş, seçimden sonra gelecek yönetim kim olursa olsun öncelikli taleplerinin Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması olacağını söyledi.
KAYNAK/MA