Anka-Der, Kürt Dili Bayramı nedeniyle düzenlediği panelde konuşan Yazar Adar Jiyan, ‘Ana dili ile eğitim görmeyen bir çocuk hayatı boyunca içine kapanık saldırgan, güvensiz ve özgüvensiz olarak yetişir’ dedi
Anka Dil Kültür Sanat Derneği (Anka-Der), 15 Mayıs Kürt Dili Bayramı dolayısıyla Tüm Yerel Belediye ve Yerel Yönetimler Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Merkezi’nde panel düzenledi. Panelde Yazar Adar Jiyan, Dimîlkî Öğretmeni Feride Akturan ve üniversite öğrencisi Fatma Demirağaç konuştu.
15 Mayıs 1932 Kürt dili için önemli bir dönüm noktası
Celadet Bedirxan öncülüğünde Kürt aydınlarının 15 Mayıs 1932’de “Hawar” isimli Kürtçe derginin ilk sayısını çıkardığını ve 2006 yılında ise 15 Mayıs’ın Kürt Dil Bayramı olarak ilan edildiği bilgisini paylaşan Akturan, “Ortadoğu’nun en kadim halkı olan Kürt halkının dili, tarih boyunca birçok alfabe ile yazıya döküldü. Hint-Avrupa dil ailesinde yer alan Kürtçe için, Çivi yazısı, Arami, Pehlevi, Yunani, Süryani, Binu Şad/Masi Sorati alfabesi ve Ezidi Kürtlerin Sır alfabesi gibi çeşitli alfabeler kullanıldı. Celadet Ali Bedirxan ve bir grup Kürt aydınının 1930’larda Şam’da başlattığı çalışma ise Kürt dili için önemli bir dönüm noktası sayılıyor. Kürt dili gramer ve alfabesi üzerinde incelemeler yapan Celadet Ali, Fransız dil bilimci Roger Lescot ile Kürt dili üzerine çalışmalar yürütür” dedi.
‘Hawar dergisi milattır’
Hawar dergisinin Kürt kültür tarihi açısından milat olduğuna dikkat çeken Akturan, şunları söyledi: “91 yıl önce Celadet Ali Bedirxan ve arkadaşlarının öncülük ettiği bu kültürel devrim, bugün de Kürt dili ve kültürü çalışmalarına ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Hawar dergisi dil, kültür, kimlik ve edebiyat başta olmak üzere birçok alanda büyük bir değişime öncülük ederek Kürt dili ve kültürü çalışmalarının son yüzyılına damgasını vurmuştur. Bünyesinde Osman Sabri, Nurettin Zaza, Cegerxwîn gibi büyük Kürt edebiyatçıların yetişmesini sağlayan dergi Kürt dili ve edebiyatı için de sembol olmuştur.”
‘Anadil insanın en temel öğelerinden biri’
İnsanın 3 temel öğesinden birinin anadil olduğuna işaret eden Jiyan, “Kişilik mizaç, yaratılış ahlak bile ana rahminde etkilenen bir birer unsur. Bu 3 unsurun bir tanesi ana sütü. Bir insanın beden sağlığı açısından en önemli gıda anne sütüdür. Anne sütünden yoksun bir çocuk hayatı boyunca bedenen sağlıklı bir biçimde yaşayamaz. İkincisi anne sevgisini yaşamayan anne sevgisine doymayan bir kişi ruhsal olarak bir eksiklik yaşar hayatı boyunca. Ruhsal açısından da annenin sevgisi en önemli sevgidir. Ondan da büyük bir sevgi olamaz. Üçüncüsü ana dilidir. Ana dili ile eğitim görmeyen bir çocuk hayatı boyunca içine kapanık saldırgan, güvensiz ve özgüvensiz olarak yetişir. Hem kişiliğinde hem beyninde hasara neden oluyor hem de ilişkilerinde çok olumsuz sorunlara karşı karşıya kalma ihtimali yüksek son derece” ifadelerinde bulundu.
Anadilimizden koparılıyoruz
Anadilden soğumanın göç politikaları ile başladığını belirten Demirağaç, “Göçe zorlanarak dilimizden koparıldık. Eğitim hayatına başlayınca anadil ile kopukluk başlıyor. Ortaokul döneminde okulda bir nebze daha az okulda vakit geçiriyoruz ve evde daha fazla Kürtçe konuşuyoruz. Fakat lise öğrenimine geçinde evden çok okulda vakit geçirdiğimiz için anadilden tam bir kopukluk yaşanıyor. Üniversite öğrenimine geçince hiçbir alanda ana dilimizi konuşamıyoruz” diye kaydetti.
Konuşmaların ardından katılımcılar serbest kürsüde söz alırken, panel Kurmanci ve Zazaki şarkılar eşliğinde son buldu.
HABER MERKEZİ