Yenilgileri bilince çıkarıp hesaplaşmayı başarırsak yenilgimiz bizi güçlendiren bir gerekçe olur
Saniye Seçkin*
İnsanın en değerli şeyi öz- saygı’sıdır.
İnsanı anlamlı, değerli kılan, kimlik oluşturmasını sağlayan tam da budur.
Onur, erdem, iyilik ya da kötülük hâli tam da bununla yani özsaygı’yla ilintilidir.
Oluşturulan değerler sistemi, ret-kabul ölçüleri keza öyledir.
Ne zaman ki, red-kabul ölçülerinizde aşınma başlar, o zaman değerler sisteminiz yavaş yavaş çözülür.
Her çözülme bir parça özsaygı yitimi yaratır.
Eğer acı çekmeyi göze alır, yoksunluğa, yalnızlığa direnir de değerler sisteminizi korursanız özsaygınızı yeniden kazanır, onurunuzla yolunuza devam edersiniz.
Aksi durumda ne olur?
Önce kendinize yenilirsiniz!
Sonra yenilginizi gerekçelendirmek, haklı olduğunuzu kanıtlamak için sürekli mantıklı kanıtlar üretmeye başlarsınız. Ancak içinizdeki ses susmaz, her fırsatta kendini görünür kılmaya çalışır. Siz susturmak istedikçe o daha güçlü bağırır. Ya bu çığlığa dayanamaz kendi gerçeğinizi kabul eder kendinizi yenilersiniz ya da artık iflah olmaz bir şekilde kendinize yabancılaşır tükenişe gidersiniz. Bedeniniz boş bir çuval gibidir artık.
Ya kendinize ya da topluma düşman olmaya başlarsınız.
Dönüşü olmayan bir yola girdiniz…
İyi, güzel, doğru olan ne varsa elinizin tersiyle itip, kötülüğün bataklığına dibine kadar saplanırsınız.
Sizi koruyacak özsaygınızı, onurunuzu yitirmiş, insandan ziyade bir mahlukata dönüşmüş olursunuz…
Artık sıradan kötülüğün bir neferi olmaya adaysınız… Geçmiş olsun!
İnsan kendisiyle yüzleşmeli; zayıflıklarından, zaaflarından korkmadan kendini tanımalı.
Her an, her dakika hiç durmadan kendini yenileyebilmeli.
Yenilgileri bilince çıkarıp hesaplaşmayı başarırsak yenilgimiz bizi güçlendiren bir gerekçe olur.
Yeniyi yine yeniden yaratma mücadelesinden vazgeçmeyen her zaman kazanır.
*HDK Adana İl Eşsözcüsü