Pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçimi için ikinci kez sandık başına gideceğiz. Tereddüt etmeden tarihin en karanlık, en gerici, en Kürt düşmanı ittifakını çöp sepetine göndermek için sandığa umutla, coşkuyla gidilmeli. Kürtlerin hak ve taleplerine evet, savaş ve inkara hayır demek için sandığa gidilmeli. Boykot safsatalarının özel savaş argümanı olduğu bilinciyle sandığa gidilmeli.
Zorluklara, sıkıntılara dayandık, her türlü acıyı sabırla aştık, tehlikelere ikirciliksiz göğüs gerdik, dik durduk, baş eğmedik, büyük bir kararlılıkla, inançla büyük bedeller ödeyerek bugünlere geldik. 2014 güzünden bu yana “Çöktürme Planı” adı altında cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlerin başına getirilenlerin toplamını yaşadık ama hala umutlarımız diri, irademiz güçlü, inancımız yüksek.
“Çöktürme Planı” fiziki olarak yok etmekten ziyade başarıya dair inancı ve umudu yok etmeyi amaçladı. Bu yüzden ne olursa olsun umudumuzu diri tutmalıyız. Bir film repliği vardı. Hatırlatayım. İki kurt varmış sürekli kavga ederlermiş. Biri karanlık ve umutsuzluk. Diğeri ışık ve umut. Peki bu savaşı hangi kurt kazanmış? HANGİSİNİ BESLERSEN O. Bizler de kazanmak istiyorsak ışık ve umudu beslemeliyiz, karanlık ve umutsuzluğu değil. Çünkü umut seçimlerden de önemlidir. Seçimler kazanılır, kaybedilir ama umut yitirildiğinde kayıtsız bir teslimiyet ve biat başlar. “Çöktürme Planı” ile amaçlanan da bu zaten.
Yeşil Sol Parti’nin 14 Mayıs seçimlerinde istenilen sonucu alamadığı herkesin malumu. Bunun elbette ki muhasebesi yapılacaktır. Kürt halkının mücadelesinden nasiplenmiş her kişi çok iyi bilir ki Kürt halkı örgütlü varlığını hiçbir gücün başaramadığı ve cesaret edemediği eleştiri ve özeleştiriden almaktadır.
Zamanı ve yeri geldiğinde yaşanan yetersizliklerin gündeme alınacağından kuşku duymamak gerekir.
Elbette ki eleştiri yapacağız ama sosyal medya mecralarında özellikle de Twitter’da KDP çizgisinin ve daha birçok karanlık gücün başını çektiği linç kültürüne ve yönlendirmelerine alet olmadan. Özel savaşın bir aparatı pozisyonuna düşmeden.
Eleştiri yapacağız ama Kürt halkının umudunu tüketmeyi ve kırmayı amaçlayanların pusuda beklediklerinin bilinciyle. Bu insanlar, Kürt halkının hedeflerinde başarılı olmasını istemezler, onların sizleri demoralize etmesine izin vermeyin.
Eleştiri yapacağız ama seçimlerde açığa çıkan sonucun kimi kişilere indirgemeden 2014’ten bu yana biriken sorunların bir neticesi olduğunu görerek.
Eleştiri yapacağız ama bin bir emekle bugünlere getirilmiş değerlere, ilke ve ölçülere daha güçlü sahip çıkarak.
28 Mayıs Pazar günü karanlık zihin sahiplerini tarihin çöp sepetine göndermek için bir umut var. Bu umudu büyütmek ve sahip çıkmak zorundayız. Bu bir hayal değil, birkaç gün sonra gerçekleşmesi muhtemel bir hedef. Bu hedef doğrultusunda yeter ki çalışalım. Zira içinde bulunduğumuz süreç çalışanın kazanabileceği bir süreçtir.
Küçük hayaller için durmadan uğraşanlar, çabalayanlar, koşturanlar, yorulanlar sadece bir hafta boyunca Türkiye halklarının geleceği için çaba harcamayı bilmeliler.
Kolay olmayacak. Bugüne kadar hiçbir başarı kolay sağlanmadı. En küçük bir gelişmenin bile ağır bedelleri oldu. Bu süreç de hiç kimse için kolay olmayacak. Karşımızda yer yüzündeki en gerici zihniyeti var. 21 yıldır örgütlenmiş saf kötülük. Ama bir oyluk ömürleri var. Gitmeyecekler, yenilmeyecekler kaygılarına düşünmeden vereceğiniz bir oyla saf kötülüğe karşı tarafınızı belirlemiş olursunuz. Bu aynı zamanda ahlaki bir görev. İnsanlığa karşı bir görev. Yeter ki vazgeçmeyelim. Umudumuzu kaybetmeyelim.
Hadi 21 yıldır halkımızın başına kâbus gibi çökmüş bu karanlığı el birliğiyle defedelim.