Cumhurbaşkanı adayı kim olacak derken seçimlerin ilk turu oldu bitti bile. Şimdi sıra ikinci turda. Tartışmalar, analizler sürüyor. Yeniden stratejilerle “yeniden umutlanmalar” mümkün mü, konuşuluyor. Şüphesiz ki sadece çocuklar için bile “yeniden sandığa gitmek” önemli. Aslında çok tuhaf ama oy vermek -artık- bir eylem biçimi sanki.
14 Mayıs öncesi sosyal medyada, pek çok kişi “sandığa giderken unutma” diyerek 22 yıl boyunca maruz kaldığı, tanık olduğu, duyduğu, gördüğü adaletsizliklere değindi… Ben de Helin Hasret Şen’i hatırlatmak isterim. Sadece unutmamak için değil de bugün görülecek davasını takip etmeye çağırmak, çocuğunu kaybetmiş bir annenin, Nazmiye Şen’in sesini çoğaltmaya destek olmak için. O halde hatırlayalım:
On iki yaşındaki Helin Hasret Şen 12 Ekim 2015 tarihinde, sokağa çıkma yasağının uygulandığı Diyarbakır’ın Sur ilçesinde annesi ile birlikte fırına gitmek üzere sokaktayken Kobra tipi zırhlı araçtan açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. Helin ancak bir saat sonra hastaneye kaldırılabildi. Çünkü aralıksız ateşe devam edildiğinden sokaktan bir türlü alınamadı.
Helin’in yaşamını kaybetmesinden sonra henüz hiçbir soruşturma işlemi yapılmamış, deliller toplanmamışken, Diyarbakır Valiliği tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Bu açıklamada “örgüt üyeleri tarafından kolluk güçlerine saldırı olduğu, saldırı esnasında 12 yaşında bir çocuğun yaralandığı ve tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdiği” söylendi. Valilik tarafından yürütülen soruşturmaya kısa bir süre sonra gizlilik kararı getirildi.
Adli soruşturmanın yanı sıra sanık polis memuru hakkında da idari soruşturma başlatıldı. Bu süreç 28 Eylül 2017 tarihinde polis memuruna iki yıl kıdem durdurma cezasıyla karara bağlandı. Ayrıca İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan tazminat davasında bakanlığın %85 kusurlu olduğuna hükmedilerek, aileye tazminat ödenmesine karar verildi.
Gizlilik kararı devam eden adli soruşturma ise 12 Aralık 2018 tarihli iddianame ile sanık polis memurunun “olası kastla öldürme” suçundan cezalandırılması istenmesiyle sonuçlandı. Ancak iddianame “sevk maddelerindeki hata” nedeniyle iade edildi. Dosyanın iade edilmesinden yaklaşık bir yıl sonra 14 Ekim 2019 tarihinde bu defa “taksirle öldürme” suçundan yeni iddianame düzenlendi. Yeni iddianamenin gönderildiği mahkeme sanığın eyleminin “olası kastla öldürme suçu” oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Ve sanık polis memuru “taksirle öldürme suçu”ndan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. İlk duruşma 6 Şubat 2020 tarihinde görüldü. Bugüne kadar sekiz duruşması görülen davanın dokuzuncu duruşması bugün.
Annesi Nazmiye Şen, yedi yıldır adalet mücadelesi verdiklerini, tüm deliller ortada olmasına rağmen failin tutuklanmadığını söylüyor. Ancak adalet mücadelesine sonuna kadar devam edeceklerini de ekliyor. Davayı Cezasızlıkla Mücadelede Güç Birliği Ağı takip ediyor. Ancak Nazmiye Şen bir röportajında sivil topluma çağrıda bulunuyor:
“Helin’in dosyası sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan yaşam kayıpları ile ilgili açılan ilk dosya. Eğer bu dava kapatılmazsa, ağır ceza verilirse inanıyorum ki diğer faili meçhuller de ortaya çıkacak. Kızımın da faili meçhuldü, dört yıl gizlilik kararı verildi. 12 yaşında öldürülen bir çocuk için dört yıl gizlilik kararı verildi. Ama açıldı dosya, onlar ne kadar kapatmaya çalışsa da biz itirazda bulunduk. Tekrardan açıldı. Buradan herkese çağrı yapıyorum, bütün annelere, babalara, yetkililere, adalet isteyen vicdan sahiplerine sesleniyorum. Bu davaya sahip çıksınlar. Helin Hasret Şen’in davası çok önemli. İlk ama son olmayacak inşallah. Artık diğer dosyaların da açılmasını istiyorum. Hiçbir ölüm, çocuk ölümü faili meçhul kalmasın. Yapanlar cezalandırılsın istiyoruz”.
Nazmiye Şen’in çağrısına ses vermek de Helin’i unutmamak da hepimizin sorumluluğu…
Helin Hasret Şen’in Duruşması:
18 Mayıs 2023-Saat: 09.35
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi