İran rejiminin ‘özerlik ve özgürlük isteyen halklar üzerinde şiddetini giderek arttırdığını’ belirten aktivist Şeyma Silawi, baskıya, idama ve işkenceye rağmen halkların özgürlük talebinde ısrarcı olduğunu söyledi
İran rejimi, Jîna Emînî’nin katledilmesinin ardından başlayan direnişten sonra siyasi idamları daha arttırdı. Sadece 2023 yılının ilk 4 ayında en az 199 kişi idam edildi. İdam edilenlerin büyük çoğunluğu ise özgürlük ve özerklik talebi bulunan Kürtler, Beluciler oldu. Kürtler, Beluciler ve Araplar hakları gibi özgürlük isteyen yurttaşların üzerindeki baskı korkunç düzeylere ulaştı. Geçen hafta İran hapishanelerinde her 12 saatte bir Beluci vatandaş idam edildi. BM İran İşleri Özel Raportörü’nün raporuna göre, İran’da idam edilen siyasi aktivistlerin yüzde 50’si Kürt. İnsan hakları aktivisti Şeyla Silawi, bu baskı ve korku iklimini Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
İran idam rejimi üzerine inşa edildi
10 yıldır gönüllü olarak Ahvaz İnsan hakları örgütünde çalışan Şeyma Silawi’nin babası Yusuf Silawi 10 yıl önce rejim güçleri tarafından kaçırıldı ve aile o günden beri kendisinden haber alamıyor. Babasının kaçırılmasıyla birlikte insan hakları alanına yönelen Silawi’nin hedefleri arasında siyasi idamları durdurmak da yer alıyor. İran rejimin idam üzerinden inşa edildiğini belirten Silawi, rejimin kendisi dışındaki tüm siyasi, kültürel, dil çalışmalarını suç olarak gördüğünü, 1980’lı başlayarak günümüze gelen grup halinde yapılan idamlar, sonrasında bulunan toplu mezarlar bu durumu gösterdiğini söyledi.
İsveç tek adım atmadı
En son idam edildiği açıklanan Arapların çoğunlukta bulunduğu Huzistan eyaletinin özerkliği talebiyle 1999 yılında kurulan Haraketü’n-Nidal el-Arabiyye Li Tahriri’l-Ahvaz (Ahvaz’ın Kurtuluşu için Arap Mücadelesi Hareketi) lideri Habib Farajullah Chaab’ı hatırlatan Silawi, “Türkiye’den kaçırıldı, işkencelere uğradı, işkenceyle itiraf alındı. Tüm bu süreç boyunca kendisine avukat dahi verilmedi ve idam edildi. Tüm bu süreç yasal değildi, avukat bile verilmeden işkenceyle yürütülen bir süreç oldu. Bu idamdan sadece İran değil İsveç de sorumludur çünkü Chaab aynı zamanda İsveç vatandaşıydı. İsveç Chaab’a yönelik tek bir adım atmadı” ifadelerini kullandı.
Rejim asimile etmeyi amaçlıyor
İran Devleti’nin idamlarla halka mesaj verdiğini söyleyen Silawi, İran idamlarla Kürtleri, Belucileri ve Araplari baskı ve saldırılarla korkutarak hak taleplerini bastırdığını söyledi. Bu bölgelerin özerklik istediğini söyleyen Silawi, “rejim bu yüzden bu bölgeleri sindirmeyi ve asimile etmeyi amaçlıyor” dedi.
Rejim Kürt hareketini durduramadı
Rejimin tüm baskı ve yok etme politikalarına karşı halkların hala direndiğini hatırlatan Silawi, “Rejim halkları idam ederek sorunu çözeceğini sanıyor fakat halklar daha fazla örgütleniyor, birleşiyor. Bu politika sorunların daha derinleşmesine sebep oluyor sadece. İdamlar artıkça adalet arayan insan sayısı artıyor. Pehlevi döneminden bu yana adalet, eşitlik, özgürlük isteyen binlerce Kürt idam edildi fakat yine de Kürtler direnmeye, taleplerini dile getirmeye devam ediyor. Rejim, Kürt hareketini durduramadı, bütün dünya Kürt hareketinin özgürlük talebine, direnişine şahit oldu” diye konuştu.
Daha fazla desteğe ihtiyaç var
Özgürlük talebi olan hakların şiddet dalgasıyla karşı karşıya olduğunu belirten Silawi, İran’da mazlum milletlerin son yıllarda başta Kürdistan olmak üzere peş peşe düzenlenen protesto ve grevler ve Ahvaz’daki protestolarla seslerini uluslararası topluma büyük ölçüde yükselttiklerini ancak haktan yana durabilmeleri için daha fazla desteğe ihtiyaçları olduğuna dikkat çekti.
Binlerce kişi idam riski ile karşı karşıya
Cezaevlerinde bulunan binlerce kişinin hala idamla yargılandığı ve yüzlercesinin de idam cezası aldığını söyleyen Silawi, “Bütün idam mahkumlarının gözü diğer halklarda. Bunun için herkes elinden geleni yapmalı. Bütün dünya elini vicdanına koymalı. İslam devleti yalan söyleyerek dayanışmayı önlemek istiyor. Rejim, idam haberlerinin basına yansımaması için elinden geleni yapıyor çünkü bu bilgiler yayıldığında kendisine karşı direnişin örgütleneceğini biliyor. Rejim bu yüzden, idam edilenlerin ailelerinin basına konuşmaması için baskı yapıyor. Öldürülen her bir insan için rejime hesap ödetmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Vatanımız yaşayacaktır
Özgürlüğe kadar mücadele edeceklerini vurgulayan Silawi, “Mahmut Derviş’in bir sözü var; Neron öldü ama Roma yaşıyor. Biz de diyoruz ki Neron eninde sonunda ölecektir fakat vatanımız yaşayacaktır” dedi.
Haber: MA / Berivan Kutlu