Sivas Katliamı Davası için zaman aşımının 2 Temmuz’da dolacağını belirten Adalet Bakanlığı’na tepki gösteren avukatlar, ‘Mahkemenin yetkisine karışma niteliğindedir, kabul edilmemelidir’ dedi
Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli’nde 33 kişinin yakılarak katledilmesine dair firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karakaş hakkında devam eden davanın 29’uncu duruşması Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmayı çok sayıda Alevi örgütü temsilcisi, avukat, demokratik kitle örgütü temsilcisi ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Sivas milletvekili adayı Gani Kaplan ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül izledi.
Dosyaya eklenen evrakların okunmasının ardından ilk olarak katliamda kardeşi Gülsün Karababa’yı kaybeden Hüseyin Karababa söz aldı.
‘Türkiye katliamın organizatörüdür’
Sivas, Maraş, Malatya, Çorum, Dersim, Gazi katliamlarının “devlet katliamı” olduğunu belirten, Karababa, “Bunları katliam olarak önümüze aldığımızda Alevi soykırımı ortaya çıkar. Yerinden yurdundan edilmiş, korkudan kimliklerini saklayan toplum haline getirmişlerdir. Bu durum çok açık bir şekilde soykırımın etkisidir. Alevilerin bu ülkede can ve mal güvenliği yoktur. Devletin hiçbir görevlisi mahkemeye çağrılmamıştır. Katliamda 4 ülkenin parmağı vardır. Türkiye bu katliamın fiziki olarak organizatörüdür” dedi.
‘Katiller şartla salıverilme hükümlerinden faydalanmamalıdırlar’
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Madımak Katliamı faillerinin şartlı salıverilme kararını hatırlatan Avukat Coşkun Özgür Piroğlu, “Madımak’ta Alevi Soykırımı yapan katiller şartla salıverilme hükümlerinden faydalanmamalıdırlar. AYM’nin bu kararı toplumun vicdanını sızlatmaktadır. Bu kararın bu hali ile uygulanması başka bir yargı kararı ile engellenmelidir. Bu karar bu hali ile uygulanırsa dosyanın diğer hükümlüleri de şartlı salıverilmeden faydalanarak tahliye olabilirler, biz bu hukuk savaşını sürdüreceğiz. Alevi toplumu adalet ve vicdan savaşını sürdürecektir” diye konuştu.
‘Failler cezasızlıkla ödüllendirilmektedir’
Bugüne kadar bakanlıkla yapılan yazışmalarda hep bir hata olduğuna dikkati çeken avukat Hüsniye Şimşek, “Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünün yazı cevabına bakıldığında talepnamelerinin eksikliği nedeni ile iade talebinde bulunulmadığı, eksik yargılama yapıldığı anlaşılmıştır. Bahse konu yazımın son paragrafında ise idare yargının yerine geçerek atılı suçun öngörülen zamanaşımı tarihinin 02/07/2023 tarihinde dolacağımı tespit etmekte ve mahkemeye yol göstermektedir. Bu katliam insanlığa karşı işlenen bir suç olup zamanaşımına tabi bir suç değildir. İdare yargıya talimat veremez. Eylemi yapanlar cezasızlıkla ödüllendirilmektedir. Eksikliklerin tamamlanarak iade talepnamesi oluşturulmasını talep ediyoruz” ifadelerinde bulundu.
Davada zamanaşımı riski
Azmettiricilerin yargılanmadığına işaret eden Avukat Ali Yılmaz davanın zamanaşımı riskine dikkat çekerek şunları kaydetti: “Dosyamızda firarı 3 sanık yargılanmaktadır. Mahkemenin görevi bu suçun insanlığa karşı suç olduğu kanaati ile yoluna devam etmesi zamanaşımı nedeniyle düşme kararı vermemesidir. Bu tür katliamların çözülmesi için savcılık ve mahkemelerin arkasında siyasi bir irade olmalıdır. Bu siyasi irade olduğunda aradığımız 3 sanık yargı önüne çıkabilecektir. Bir cinayet olarak görülmeyip insanlığa karşı suç olarak görülmesini ve zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmemesini talep ediyoruz. Ayrıca meslektaşlarımı beyan ettiği gibi idari makam statüsündeki adalet bakanlığını mahkemeye zamanaşımının dolacağı tarih olarak 2 Temmuz 2023’ü göstermesi mahkemenin yetkisine karışma niteliğindedir. Kabul edilmemelidir. Kırmızı bülten ile iade talepnamesi ile ilgili eksik hususlar varsa giderilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Duruşma ertelendi
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar hakkındaki yakalama kararlarının devamı ile infazının beklenmesine, akıbetlerinin UYAP’tan kontrol edilmesine, sanıklar hakkındaki yakalama kararı infaz edildiğinde 1 ay içinde taraf ve vekillerine duruşma günü bildirilerek duruşma açılmasına, sanıklar hakkında kırmızı bülten aranmalarına ilişkin kararın devam etmesinin uygun olacağına dair Adalet Bakanlığı Dış ilişkiler Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verdi.
Duruşma 14 Eylül’e ertelendi.
HABER MERKEZİ