PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride karşı kurulan Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu Türkiye temasları kapsamında Asrın Hukuk Bürosu avukatlarıyla görüştü. Görüşmede seçim sürecinde Öcalan üzerinden yürütülen ‘kirli siyasete’ dikkat çekildi
İmralı Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit altında tutulan ve 2 yılı aşkın bir süredir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin gündemleştirilmesi amacıyla 3 farklı ülkeden 3 kişilik, Uluslararası İmralı Barış Delegasyonu bu sabah Türkiye’ye geldi.
Heyette 3 isim yer aldı
Daha önce de Ocak ayında Türkiye ve Kurdistan kentlerinde temaslarda bulunan heyette Sosyoloji ve Antropoloji Proförörü Denis O’Hearn, Avrupa Konseyi Sol Grup Başkan Yardımcısı ile Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi temsilcisi ve İzleme Komitesi üyesi Laura Castel, İzlanda Eski Adalet ve İç İşleri Bakanı Ögmundur Jonasson yer aldı.
İlk ziyaret Asrın Hukuk Bürosu’na
Bugün ve yarın İstanbul’da temaslarda bulanacak heyet ilk ziyaretini Abdullah Öcalan’ın avukatlarının bulunduğu Asrın Hukuk Bürosu’na gerçekleştirdi.
İmralı’da keyfi bir hukuk var
Heyet, avukatlar Raziye Öztürk, Emran Emekçi, İbrahim Bilmez ve Rezan Sarıca tarafından karşılanırken, görşemede söz alan Bilmez Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin “eşi benzeri” olmadığını anlattı. Bilmez, İmralı Adası’ndaki uygulamaların hukuka dayanmadığını ve tamamen keyfi yöntemlerle uygulandığını söyledi.
Kavala ve Demirtaş örneği
Abdullah Öcalan’ın Türkiye için bir şans olduğunun altını çizen Bilmez, 25 aydır kendilerinden haber alamadıklarını vurguladı. Görüşmede, delegasyonun üyeleri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin Türkiye’ye ne şekilde yayıldığını sorusuna ise Bilmez, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 18 Mart 2014’te Abdullah Öcalan’ın “ömür boyu cezaevinde” kalmasına dair verilen hapis cezasını ihlal olarak görmesine değindi. Bilmez, ayrıca AİHM’in Abdullah Öcalan’a dair verdiği “adil yargılama” hakkına dair kararların da uygulamadığını ve bu durumun daha sonra siyasetçi Selahattin Demirtaş ile iş insanı Osman Kavala davalarında da görüldüğünü söyledi.
Ahlak dışı bir siyaset yürütülüyor
Avukat Sarıca da İmralı’da yapılan işkenceye değinerek, seçim sürecinde yapılan manipülasyonlara değindi, “Bu seçimde Kürtler Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğine karar verdi. Bu yüzden seçim kampanyası olmayan hükümet, Abdullah Öcalan’ın muhalefet ile anlaştığı üzerinden kampanya sürdürüyor. Muhalefet de, hükümetin İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüştüğünü söyledi. Hükümet, ‘Muhalefet seçilirse Öcalan serbest bırakılır’ diyor. Muhalefet de ‘Asıl siz Abdullah Öcalan ile görüşüyorsunuz’ diyor. Ahlak dışı bir siyaset yürütüyorlar. Toplumu yönetmeye aday kesimler, insan hakları ve hukuk ile ilgili hiçbir şey söylemeden böyle bir siyaset yürütüyor” diyerek, tepki gösterdi.
AİHM kararları uygulanmalı
Bunun üzerine Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) girme uğraşlarına değinen Delegasyon üyeleri, bu uğraşların devam etmesi durumunda AB’den Abdullah Öcalan’a dair AİHM kararlarının uygulama şartının getirilip getirilmemesi gerektiğini sordu. Avukatlar, bu kararların hiçbir şarta bağlanmadan uygulanması gerektiğini ve Kürt sorununun çözülmeden de Türkiye’nin AB’ye girmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Avukat Sarıca, Türkiye’nin AB’ye tepki olarak tecridi ağırlaştırmadığını ve hukuksuzları sürdürmediğini belirterek, AB ile Türkiye’nin İmralı rejimi konusunda aynı yerde durduğunu ve ortak hareket ettiğini söyledi.
Daha sonra konuşan avukatlardan Raziye Öztürk de, Asrın Hukuk Bürosu adına Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne (İHK) ve Acil Eylem Komitesi’ne yaptığı başvurulara değindi.
Seçim yeni bir girişim için fırsat olabilir
Delegasyon üyesi Denis O’Hearn de, iktidarın AB’ye katılma gibi bir uğraşının olmadığını ancak 14 Mayıs seçimlerinde muhalefetin seçilmesi halinde AB’ye katılma girişmelerinin yoğunlaşıp yoğunlaşmayacağını sordu. Avukatlar, muhalefetin bu yönde uğraşları olduğunu ve AB’ye girmeyi önlerine koyduğunu, bu doğrultuda programlar hazırladığını dile getirdi.
‘Kürtlerin yanındayız’
Delegasyon üyesi Ögmundur Jonasson da, Amed’e daha önce yaptığı ziyarette değindi. Ziyarette bir gencin “Bizi merak etmeyin biz savaşırız. Siz kendi çıkarlarını ve isimlerini düşünen AB ile uğraşın” dediğini belirten Jonasson, “Türkiye, NATO’da olduğu sürece AB uygulamalarından veya başka bir uygulamadan korkmaz. Ancak Türkiye Kürtlerden korkuyor. Biz de bunun çok iyi farkındayız. Bu nedenle sizlerin ve Kürtlerin yanındayız” dedi.
Delegasyon üyesi Laura Castel ise, Kürt sorunun çözümünün Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması ve ardından ise sorunun çözümüne dair yapılacak görüşmelerle sağlanabileceğini söyledi.
Son olarak konuşan avukat Emran Emekçi de, Abdullah Öcalan’ın demokratik çözümden yana olduğunu ve konumunu bu şekilde tabir ettiğini dile getirdi.
Avukatlar, daha sonra İmralı’da 2022 yılında yaşanan ihlallere dair raporu delegasyon üyelerine verdi.
İSTANBUL