Mermer ocaklarına karşı verdikleri ekoloji mücadelesi nedeniyle 6 yıl önce katledilen Ali Ulvi ve eşi Aysin Büyüknohutçu için ailesi ve dostları tarafından mezarları başında yapılan anma töreninde cinayetin azmettiricilerinin bulunarak yargılanması çağrısı yapıldı
Antalya’da mermer ocaklarına karşı verdikleri mücadeleyle tanınan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin 2017’de öldürülmesinin altıncı yıldönümünde Büyüknohutçu Dostları Grubu bir anma töreni düzenledi. Öldürülen çiftin kızı Emine Büyüknohutçu yaptığı konuşmada, “Ben bu iktidarla helalleşmeyeceğim, bu iktidarla hesaplaşacağım, bunlar yargılanacaklar. Bu dava çözülecek ve hem Türkiye’de hem dünyada öncü olacak. Bu cezasızlıklar son bulacak ve bir daha hiç kimse elini kolunu sallayarak, bu kadar fütursuzca, sırf maddi çıkarlarına ters düştüğü için herhangi birini öldüremeyecek, ne kurda ne kuşa, ne ağaca, ne insana herhangi bir şekilde ne zarar verebilecek ne de öldürebilecek. Bu davanın çözümü bunun için çok önemli” dedi.
‘Gizli el’
Çiftin Andızlı Mezarlığı’ndaki mezarları başında yapılan anma töreninde mezarlarına çiçek bırakıldı ve verdikleri mücadele nedeniyle saygı duruşu gerçekleştirildi. Büyüknohutçu Dostları Grubu adına konuşan Erol Malçok, Kızılcık Yaylası’nda “kanserli hücre gibi her yere yayılan” taş ve mermer ocaklarına karşı mücadele verip, bölge insanında ekolojik bir uyanış sağlamaya çalışan Büyüknohutçu çiftinin, 9 Mayıs 2017’de katledildiklerini hatırlatarak, “Şurası bizce çok açıktır ki Büyüknohutçu davasının üstü örtülmek istenmektedir. En baştan beri adeta ‘gizli bir el’ delilleri karartmaya çalışmıştır” diye konuştu.
Deliller görmezden gelindi
Cinayetin ardından şüpheli olarak tutuklanan Ali Yamuç’un Büyüknohutçu çiftini para için öldürdüğünü söylediğini hatırlatan Malçok, ardından eşi Fatma Yamuç’un üzerinde, bir mermer şirketi sahibine verilmek üzere yazılan, ’10 gün içerisinde param gelmezse görüşürüz. İpleriniz cebimizde haberiniz olsun’ ifadeleri bulunan bir mektup ele geçirildiğini kaydetti. Bu mektuba ve cinayet delillerini saklamasına dayanarak Fatma Yamuç’un da cinayete iştirakten tutuklandığını belirten Malçok, “Ancak tüm bu süreçler, derinleştirme ve etkili bir soruşturmadan yoksun işletildi. Deliller yeterince toplanmadı ve telefon kayıtlarına bakma ihtiyacı bile duyulmadı” dedi.
Protez bacak itirafı
Erol Malçok, Ali Yamuç’un teyzesinden öğrendikleri çok önemli bir bilgiyi de paylaşmak istediğini belirterek, “Jandarma Ali Yamuç’u olay yerine götürüp, ‘Cinayeti nasıl gerçekleştirdiğini anlat’ dediğinde Yamuç, ‘Tam hatırlamıyorum, tel örgüden atlayıp içeri girdim ve sonrasında ateş ettim’ diyor. Oysa biz teyzesinden öğreniyoruz ki, Ali Yamuç’un bacağında protez varmış. Yani öyle bir yükseklikten atlaması mümkün değil. Yükseklik konusunda bacağına dikkat etmesi gerektiğine dair doktor raporu var. Jandarma soruşturmayı derinleştirip, ayrıntılı sorular sormuş olsa, bacağında protez olduğunun dava dosyasına girmesi kaçınılmaz hale gelecekti” dedi.
Şüpheli ölüm
Malçok, ilerleyen dönemde Ali Yamuç’un can güvenliği gerekçesiyle Elmalı Cezaevi’nden Alanya L Tipi Cezaevi’ne sevkedildiğini ve 20 Eylül 2017’de ise cezaevinde ölü bulunduğunu aktardı. Alanya Savcılığı’nın hazırladığı rapora göre, Ali Yamuç’un kaldığı koğuşun banyosunun penceresine eşofman lastiğiyle kendini astığı belirtildiği ölüme ilişkin, “Oldukça şüpheli olan bu ölüm, intihar olarak kayıtlara geçti ve dosya kapatıldı” dedi. Ali Yamuç öldüğü için hakkındaki dava düşerken, 17 Kasım 2017’den itibaren Fatma Yamuç cinayete yardım etme içerikli iddianameyle yargılanmaya başladı.
‘Davanın peşini bırakmayacağız’
Fatma Yamuç’un yargılandığı Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’nde cinayete yardım etmek suçundan beraat ettiğini söyleyen Malkoç, “Mahkeme, dosyanın durumuna göre, olası azmettiriciler hakkında ve Fatma Yamuç da delilleri kararttığı için suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Fatma Yamuç’un delilleri karatmakla ilgili dosyasının mahkeme süreci ise devam ediyor” dedi. Malkoç son olarak, “Bizler, Aysin ve Ali Ulvi’nin dostları olarak bu davanın peşini bırakmayacağız. Kamuoyundan çıkan her ses, yaşam savunucusu insanın, kurdun, kuşun, böceğin, karıncanın ve ağacın canına can katacak! Ve her şeyi para olarak gören sistemin çarkları öyle kolay işlemeyecek” diye belirtti.
EKOLOJİ SERVİSİ