Riha mitinginde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, iktidarın provakasyonlarına dikkati çekti ve ‘Halkın kararlı duruşu karşısında bütün oyunlar bozulur’ dedi. DBP Eş Genel Başkanı Aydeniz ise, ‘İmralı kapıları açılasın’ vurgusu yaptı
Yeşiller Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) Riha’da (Urfa) gerçekleştirdiği mitingde, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Bayram Bozyel, İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Parti Meclisi (PM) üyesi Kazım Hevi Jiyan, onbinlere seslendi.
Mitingde ilk olarak sözü alan PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel, Lozan Antlaşmasının 100’üncü yılı olduğunu hatırlatarak, Kürtler için hukuksuz ve haksız bir anlaşma olduğunu belirtti ve ekledi: “Nasıl ki, bu yüzyıl baskı ve zulmün yüzyılı oldu ise, Kürt halkının da direndiği bir yüzyıl oldu. Kürtler hiçbir zaman taleplerinden direnişinden vazgeçmedi.”
‘Seçim adalet ve adaletsizlik arasında’
Ardından kitleye seslenen DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “14 Mayıs seçimleri adalet ile adaletsizlik arasındadır. 14 Mayıs seçimleri savaş ve barış arasındadır. 14 Mayıs esaret ve özgürlük arasında bir seçimdir. Riha halkı da adalet için sandık başına gidecek” ifadelerini kullandı.
İktidarın 14 Mayıs seçimlerine provokasyonlarla gitmek istediğini ve bu nedenle Kadıköy ve Tarsus’ta Yeşil Sol Parti’ye, Erzirom’da da Ekrem İmamoğlu’na dönük saldırıları organize ettiğini kaydeden Aydeniz, “Seçimleri darbe olarak görüyorlar. Kendi darbe mesajlarını vermek istiyorlar. Bu nedenle bizler azadi ve eşitlik için darbecilerin sonunu getireceğiz” diye vurguladı.
İktidarın en büyük darbeciliğinin İmralı tecridi olduğunu kaydeden Aydeniz, “Darbenin en büyüğünü tecrit ile gerçekleştirdiler. Bütün halkı tecrit altına almak istediler. Biz de diyoruz ki, 2013-2015 yıllarında Öcalan ile nasıl görüşmeler yapıldığında onurlu bir barışın önü açıldıysa bugün de demokrasi için İmralı’nın kapıları açılmalı. İmralı’nın kapıları açılmadığı sürece demokrasi ve özgürlük gelmez Türkiye’ye. Bu nedenle bu tecrit kaldırılmalı. Kürt sorununun çözümü için muhatap Sayın Abdullah Öcalan’dır. Bu nedenle bizler mücadelemizi, sandık başına gitmemizi, özgürlük ve barış için oylarımızı kullanacağız” ifadelerini kullandı.
Ardından KKP PM üyesi Kazım Hevi Jiyan söz alırken, sonrasında da Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın seçimler için gönderdiği ses kaydı alanda dinletildi. Demirtaş’ın ses kaydının dinletilmesi sırasında alanda coşku daha da yükseldi.
‘Urfa adaletsizliğe direnişin diyarıdır’
Son olarak kitleye seslenen HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, on binleri Türkçe, Kürtçe ve Arapça selamladı.
AKP-MHP iktidarının Türkiye halkları gibi Riha halkını da açlığa ve sefalete terk ettiğini belirten Sancar, “Bizler Harran ovasını yemyeşil yapmaya geliyoruz. Yeşil sol ile geliyoruz. Urfa İbrahim’in diyarıdır. Urfa adaletsizliğe karşı direnişin diyarıdır. Urfa Emine Ana’nın adalet çığlığının bütün dünyaya yayıldığı yerdir. Emine Ana’nın adalet çığlığının Türkiye’deki bütün mağdurlara adalet getirmesi için sizlerden desteği en yukarı çıkarmanızı bekliyoruz. Ve Urfa adalet isteği ile bu zalim düzeni değiştirecek.”
’33 düş yolcusunun düşünü gerçekleştirmeye geliyoruz’
“Hak, hukuk, adalet” sloganları arasında konuşmasını sürdüren Sancar, “Urfa’da adalet arayan adaletsizliğe karşı mücadeleyi sürdüren Suruçlu aileler var. Suruç’ta vahşi IŞİD zalimliğinin katlettikleri için adalet arayan yerdir Urfa. Suruç’taki katledilen yoldaşlarımızın hesabını mutlaka soracağız. Suruç’ta katledilen 33 canın düşlerini ve umutlarını hayata geçirmeye geliyoruz. O 33 düş yolcusu hayallerinin gerçekleştiğini 14 Mayıs’ta görecek kardeşlerim” dedi.
Sancar’ın konuşmasının devamı şöyle:
“AKP-MHP iktidarı ve ittifakı seçim kampanyasını tehditlerle, provokasyonlarla yürütüyor. Dün Erzurum’da olanları gördünüz. Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’nun mitingine yapılan saldırı bir provokasyondur. Bu iktidarın organize bir saldırısıdır. Dün Tarsus’ta seçim aracımıza saldırı yapıldı. Bu iktidar kaybettiğini gördü. Bu toplumda tedirginlik yaratıp, insanlar seçim mitinglerini yapmasınlar, mücadeleden vazgeçsinler, sandığa gitmesinler istiyorlar. AKP-MHP ittifakı tehditlerle, provokasyonlara ortalığı karıştırmak istiyor. Ama bu halk asla provokasyonlara prim vermez, tezgahları boşa çıkaracak. Eğer AKP ve onların çeteleri, bunlarla halkı kurtaracaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Kimse mücadeleden vazgeçmez. Bu yol demokrasinin yoludur.
İstedikleri kadar uğraşsınlar. Tahriklerle hedef göstermelerle insanları sindirebileceklerini sansınlar. Ama büyük yanıldıklarını görecekler. Halkın kararlı duruşu karşısında bütün oyunlar bozulur. Özgürlük yakın. Elbette bu düzen değişince, bütün dostlarımız, bütün demokrat ve muhalifler elbette özgür olacak.
‘Urfa’yı kaybeden Türkiye’yi kaybeder’
Bizler Meclise en yüksek temsiliyet ile gideceğiz. Çünkü bizler olmazsak bu ülkede barış olmaz adalet olmaz. Barışa vurulan anahtarın kilidini biz açacağız. Özgürlüğe giden yoldaki kapıları biz açacağız.
Onlar da biliyor ki; saltanatları, bizler güçlendikçe bitecek. En yüksek sayıda milletvekilini Meclise göndermenizi bekliyoruz… İstanbul seçimleri için AKP ne demişti? İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder demişti. AKP için gerçeği söyleyeyim. Urfa’yı kaybeden Türkiye’yi kaybeder. Onlara Urfa’yı kaybettireceğiz. Onlar kaybedince Urfa’ya barış, adalet bizimle gelecek. Kazanacağız.”
RIHA