1990’lı yılların başlarında PKK davasından tahliye olan ünlü bir şahsiyetin sürekli olarak “Biz her şeye sıfırdan başladık” demesi karşısında, bir gün Apê Musa şöyle patlamıştı: “Evlat! Tamam haklısın ama biz de bu sıfıra ulaşmak için az sopa yemedik ha!..”
14 Mayıs gününe az kaldı! Muhtemelen halklarımızın kararlı seçmenlerinin tercihi doğrultusunda, mevcut iktidar emekli edilecek. Seçim sonuçları üzerine iktidar biraz gürültü-patırtı çıkarsa da, 15 Mayıs sonrası bizi yeni bir iktidar bekliyor.
Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığındaki yeni iktidardan beklentimizi fazla büyütmenin de bir alemi yok. Ben durumu, biraz Apê Musa’nın tepkiyle verdiği cevaba benzetiyorum. Durumu belki şöyle de formüle edebiliriz:
AKP-MHP iktidarının ülkeye yaptığı en büyük kötülüklerden biri de Merkez Bankası’nın (MB) içini boşaltması olmalı. Nitekim MB’nin döviz rezervi eksi 50-60 milyar dolar seviyelerinde. Yani içinde 0 dolar bulunan bir Merkez Bankası’na ulaşmak için en az 50-60 milyar dolar kazanmak gerekiyor.
Şimdilerde demokrasimizin düzeyi de işte bu. Yani eksilerde. Yani yerlerde sürünüyor. Mesela basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 165. sıradayız. Eğer seçimlerde, mevcut iktidarı değiştirebilirsek, ekonomiyi düzeltir gibi, demokrasimizi de sıfıra yükselteceğiz.
Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması mücadelesi ise ancak ondan sonra başlayacak. Ne demek istediğimin iyice anlaşılabilmesi için birkaç örnek vereyim:
Mesela yeni iktidar, söz verdiği gibi ve mevcut Anayasa’da da yazıldığı gibi, kendi yasalarının ve mahkeme kararlarının üstünde gördüğü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını uygularsa, haksız yere cezaevlerinde esir tutulan birçok insan hemen tahliye olabilecektir.
Aynı şekilde, Anayasal bir hak olan, Cumartesi Anneleri’ninki başta olmak üzere basın toplantılarına polis saldıramayacak. Belki kayıpların bulunması ve katillerinin cezalandırılması konusunda adım atılamasa da, Cumartesi Anneleri’nin derdini kamuoyuna anlatma hakkına saygı duyulacak.
Kendine yönelik en küçük eleştiriyi kendine hakaret saydığı için mevcut cumhurbaşkanı tarafından açtırılan binlerce hakaret davası düşecek. İnsanlar basın toplantılarında ya da sosyal medyada iktidarı eleştirmekten korkmayacak.
Evet, doğrudur, Erdoğan sonrası dendiği gibi hemen baharlar falan gelmeyecek. Ama yapılan ya da yapılacak yanlışlara karşı mücadelede biraz daha rahat bir siyasi ortam olacak. Basın açıklamalarında dövülüp, gözaltına alınmayacağız. Her sözümüze dava açılmayacak.
Herhalde, Cumhurbaşkanı her fırsatta ve her vesileyle bizlere küfretmeyecek. İcabında ‘seccadeye yanlışlıkla bastığında’ özür dileyecek. Bakanların ya da bürokratların istifa ettiğini-edebildiğini görebileceğiz yeniden…
Sözün özü Erdoğan’ı emekli ettiğimizde sıfıra yükseleceğiz! Sıfırdan daha da yükseklere tırmanabilmek, yani cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırabilmek için Meclis’te çok güçlü bir Yeşil Sol Parti’ye ihtiyaç var.
Aman sandığa gitmeyi, çevrenizdekileri sandığa götürmeyi ihmal etmeyin!..