Türkiye ve Kurdistan kentlerinde 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere dair bir baş yazı yayınlayan Washington Post gazetesi, Erdoğan’ın ‘despotik’ yönetimine duyulan halk öfkesinin seçimin belirleyeni olacağını yazdı
Tarihi bir önem atfedilen 2023 seçimlerine 9 gün kaldı. 14 Mayıs’ta sandık başına gidecek olan halklar Cumhurbaşkanı ve 28’inci dönem milletvekillerini seçecek. Seçimler öncesi partilerin çalışmaları devam ederken, tarihi seçimler dünya basınında da geniş yer buluyor.
Halkın öfkesi şaşırtıcı değil
ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post da, Türkiye’de 14 Mayıs’ta düzenlenecek seçimlere “despotizmin” gölgesinde gidildiğini yazdı. Özellikle ekonomi ve demokrasideki gerilemeye dikkat çeken gazete, “Bu kadar çok Türkiye vatandaşının öfkeli olmasına şaşırmamak gerek” ifadelerini kullandı.
Despotizm arttı
“Giderek artan despotizmin gölgesi Türkiye’deki seçimlerin üzerinde” başlıklı yazıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 yıl önce iktidara geldiğinde, Türkiye’nin dünya genelindeki müttefiklerine, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede ılımlı, Batı yanlısı, iş dünyasından yana reformların savunucusu ve 11 Eylül 2001 terör saldırıları sonrasında İslamcı köktendinciliğe karşı siper olarak göründüğünü ancak bu imajın çoğunlukla yok olduğu belirtildi.
Bağımsız kurumlar kalmadı
Gazete, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimleri öncesinde popülaritesinin giderek gerilemesinin halkın baskı, muhalif görüşleri ve bir zamanlar bağımsız olan kurumları susturma, insan hakları ve demokratik normları küçümseme üzerine inşa ettiği otokrasisinden duyduğu memnuniyetsizliğin bir sonucu olduğunu yazdı.
Kılıçdaroğlu önde görünüyor
VOA Türkçe’de yer alan yazıda, ekonominin kötü olduğu, Türk Lirası’nın değer kaybettiği, enflasyonun yükseldiği ve bütün bu krizden kaynaklı halkın Erdoğan’a ‘öfkeli’ olduğunu ve bunun seçimlere yansıyacağı belirtildi. Gazete ayrıca bu durumun sonucu olarak Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi önde götürdüğünün görüldüğünü belirtti.
14 Mayıs demokrasi sınavıdır
Gazete yer alan yazıda, 14 Mayıs seçimlerinin “tek adam iktidarına” son verilip verilmeyeceğinin anlaşılacağı bir sınav olduğu belirtilerek, bu durumun hem Türkiye halkları hem de ABD ve Avrupalı müttefikler açısından önemli olduğunu belirtti.
Erdoğan birbirine düşürme politikası izledi
Erdoğan’ın kendisine NATO ve Rusya Cumhurbaşkanı Putin arasında bir aracı rölü biçtiğini yazan gazete, Erdoğan iktidarındaki Türkiye’nin Ukrayna savunması açısından önemi olan İHA’ları tedarik ettiğini, Rus savaş gemilerinin Karadeniz’e girişini engellediğini, tahıl koridoru anlaşmasının imzalanmasında rol oynadığını hatırlattı. Ancak Türkiye’nin “Batı’nın yaptırımları çiğnenerek Moskova’ya nakliyat yapılmasında rol oynadığından şüphe edildiği; ordunun kullandığı hassas teknolojileri, elektronik cihazları ve araç parçalarını tedarik ederek Putin’in kuvvetlerini pekiştirdiğinin düşünüldüğü” aktarıldı.
Putin para yağdırdı
Erdoğan’ın iki tarafı da birbirine düşürme şeklindeki ikili oyunu ara bozuculuktan fazlası olarak konumlandırdığını yazan gazete, Erdoğan’ın Batı’nın stratejisini zedeleyen ve Putin’e geniş manevra alanı yaratan bir tutum benimsemesinin Rusya’nın bunun karşılığında Türkiye’ye, Batı yaptırımlarından kaçmaya çalışan Rus oligarkların paraları dahil milyarlarca dolar “yağdırmasına” yol açtığını belirtti.
Erdoğan ülkeye zarar verdi
Yazıda yine Erdoğan iktidarının özellikle ülke içinde ciddi tahribat yarattığını belirterek, “Görüş ayrılıklarını körükleyerek ülkeyi yöneten Erdoğan’ın bir zamanlar rengarenk olan sivil toplumunun canlanması için gereken alanı daralttığı” belirtildi.
Mahkemeler ‘intikam aygıtlarına’ dönüştü
Yargının Erdoğan’ın elinde “intikam aygıtları” haline geldiği, muhalefeti susturmak için rutin olarak cezai suçlamalar uydurulduğu, çok sayıda kişinin insan içinde fikirlerini dile getirmeye korktuğu belirtilen yazıda yine resmi kurumların Erdoğan’ın emrine girdiğine işaret ederek Merkez Bankası’nı örnek verdi.
Erdoğan iktidarı yolsuzluğun simgesi oldu
İktidarın depremlerde geç müdahalesinin halkın öfkesini arttırdığı belirtilen yazıda, “İnşaat standartlarına uymayan binaların depremde çökmesinin birçok Türk tarafından Erdoğan iktidarının karakteristik özelliği olan yolsuzluk ve kötü yönetimin bir simgesi olarak algılandı” denildi.
Kılıçdaroğlu’nun mutfağı Erdoğan’ın Saray’ına karşı
Gazet yazıda Erdoğan’ın rakibi olan Kılıçdaroğlu’nun seçim çalışmalarına da değinerek, Kılıçdaroğlu’nun evinin mutfağında çektiği videolarla Erdoğan’ın binden fazla odalı sarayının tezat oluşturduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu’nun vaatleri çekici
Kılıçdaroğlu’nun hem Erdoğan’ın gücü elinde toplamak için yaptığı anayasal değişiklikleri geri çevirme hem de Merkez Bankası, mahkemeler ve diplomasiyi bağımsızlığına kavuşturmayı taahhüt ettiği vurgulanan yazıda, “Bu açıdan bakıldığında birçok Türk, hoşgörü, çoğulculuk, insan haklarına saygı, ekonomik sağduyu gibi, ‘Erdoğanizmin’ büyük zarar verdiği kavramları yeniden inşa sözü karşısında Kılıçdaroğlu’nun karizma yoksunu olmasıyla ilgilenmiyor” ifadeleri kullanıldı.
Erdoğan seçime itiraz edebilir
Gazete son olarak seçimlerin ikinci tura kalmasına dair ise, Erdoğan ve destekçilerinin sonuca itiraz edebileceği kaygısının olduğu, “demokrasinin görece sağlam yer edindiği bir ülkede bu kaygıların Erdoğan’ın bazı ilkelere ne kadar derinden zarar verdiğinin bir ölçütü” olduğu tespitine yer verdi.
HABER MERKEZİ