Dev Yapı-İş’in düzenlediği emek sömürüsü ve ekolojik talan panelinde konuşan ekolojist Beyza Üstün, ‘Sistemi durduramazsak hiçbir şey kazanamıyoruz. Sistemi dönüştürecek çok işimiz var’ dedi
Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş), Muğla Bodrum Heredot Kültür Merkezi’nde emek sömürüsü ve ekolojik talana ilişkin panel düzenledi.
Panele Dev Yapı İş Genel Sekreteri Nihat Demir, Polen Ekoloji Kolektifi üyesi Sultan Gülsüm, ekolojist Beyza Üstün ve Akademisyen Aslı Odman’ın konuşmacı olarak yer aldığı panele çok sayıda yurttaş katıldı.
Birçok arkadaşımız hayatını kaybetti
İlk olarak söz alan Demir, inşaat işçilerinin günden güne yoksullaştığını söyleyerek, “İktidar hastaneler, yollar yaptığını söylüyor. Ama burada hem doğayı talan ediyor hem de işçileri sömürüyor. Buradaki iş kazalarında yüzlerce arkadaşımızın öldüğünü biliyoruz. Hem işçinin hem de doğanın haklarını koruyan bir birlikteliğe ihtiyacımız var. Birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var. İşçiler örgütlü ve bilinçli olduğu zaman doğayı katleden projelerde çalışmaz” dedi.
Kirlilik her geçen gün artıyor
Ardından söz alan Polen Ekoloji Kolektifi üyesi Sultan Gülsüm de, “Tarımda zirai tarım ilacı kullanıldığı zaman bunu birebir işçiler maruz kalıyor. Sadece insansızlaştırma değil doğasızlaştırma da hedef alındığı için tarım alanlarına sanayi bölgeleri yapılması, madenlerin açılması gibi talanlar yaşanıyor. Köyden kente doğru başlayan süreç kentten kira doğru kirliliği geri tepiyor. Bu da büyük bir ölçeğin kirliliğe maruz kalmasına neden oluyor” ifadelerini kullandı.
Mücadele hattını oluşturabiliriz
Akademisyen Aslı Odman da, “2013-2023 arasındaki Muğla iş cinayeti verilerini hazırladık. Ahtapot gibi 8-9 sektorde doğaya musallat olmuş binlerce işçi çalıştıran Akfen şirketinde çalışan metan gazından kaynaklı 7 işçi hayatını kaybetti. İşçiler ister madende çalışsın ister tarım ilaçlarına maruz kalsın meslek hastalığına yakalandığını kanıtlayamıyor. Buna karşı sermaye haritalarını çıkarmak gerekiyor. Devletin imkan sağladığı şirket yatırımlarının coğrafyasına nereden yükleneceğiz diye bakmamız gerekiyor. Doğanın aktığı yerleri takip ederek mücadele hattını oluşturabiliriz” diye belirtti.
Sistemi dönüştürecek çok işimiz var
Son olarak konuşan ekolojist Beyza Üstün ise, “Şirketler giderek yayılıyor ve her şeye el koyuyorlar. Bir havza bütünleşik olarak bir çok talana uğruyor. Havzalara konut projesi, baraj, madenlerle giriyorlar. Sistemi durduramazsak hiçbir şey kazanamıyoruz. Mahkemeler projelere iptal kararı veriyorsa bakanlık aynı yere aynı şirkete yeniden onay veriyor. O yüzden duran bir şey yok, sistem devam ediyor. Bu seçim bizim harekete geçeceğimiz temel bir uğrak. Ama daha işimiz çok. Sistemi dönüştürecek çok işimiz var” diye konuştu.
Panel soru-cevap bölümüyle son buldu.
MUĞLA