14 Mayıs seçimlerine ilişkin seçim tutum belgesini açıklayan Eğitim Sen, ‘eğitim ve bilim emekçileri olarak eşit, özgür, parasız ve anadilde, adil bir eğitim için oy vereceğiz’
Eğim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere ilişkin taleplerinin yer aldığı seçim tutum belgesini açıkladı. Genel Merkez’de yapılan basın açıklamasını Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul okudu.
‘Türkiye’nin yüzyılını belirleyecek bir karar alacağız’
14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri seçimlerine kısa bir süre kaldığını hatırlatan Kurul, “Eğitim ve bilim emekçilerinin gerçek sözü ve işyerlerinde ve alanlarda özgür sesi olan Eğitim Sen olarak 1 milyon 200 bin eğitim ve bilim emekçisinin taleplerini, uyarılarını MEB, YÖK ve siyaset kurumuna iletiyor, kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu seçimde, eğitim tarihinin çok önemli bir uğrağına tanıklık edeceğiz ve Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılını belirleyecek bir karar alacağız” dedi.
‘Çöküşle karşı karşıyayız’
Açıklamada “Eşit ve özgür bir söylem alanı olan kamusal eğitim bir çöküş ile karşı karşıyadır. Mevcut siyasal iktidarın uyguladığı eğitim politikaları ile okullar ve üniversiteler, çocuklar ve gençleri geliştirmek, güçlendirmek ve özgürleştirmek yerine insan olmaktan doğan güçlerini geriletmekte, zayıflatmakta ve onları geleceğe etkin yurttaşlar olarak hazırlamaktan çok uzak durmaktadır. Eğitim, öğrencileri, velileri ve eğitim emekçileri ile eğitim kurumlarında, evde ve sokaklarda tüm yurttaşlar ile etkileşen kamusal bir hizmettir. Eğitim emekçileri dahil, yurttaşlar olarak uygulanan sermaye politikaları ile yoksullaşıyor, yoksunlaşıyor ve yüksek enflasyon koşulları altında eziliyoruz. Türkiye’de gelir dağılımı her gün emekçiler aleyhine, eğitim emekçileri aleyhine kötüleşiyor” denildi.
‘Ayrımcı politikalar izleniyor’
Açıklamada, “İktidarın yaydığı korku kültürü ve toplumu dost-düşman olarak ayrıştırma, kutuplaştırma anlayışı ile birbirimizle konuşamıyor ve ifade özgürlüğümüzü yaşama geçiremiyor, demokratik ve özgürlükçü bir yaşama ulaşamıyoruz. Toplumsal cinsiyet ve cinsel kimlikler, etnik ve dinsel anlayış, siyasal görüş farkları toplumsal bir zenginlik değil, tehdit olarak algılanıyor ve ayrımcı ve ayrıştırıcı politikalar izleniyor. 6 Şubat Maraş depremlerinden bu yana geçen iki ayı aşan süre içinde çadır kentler ve çadır okullardan öte bir adım atılabilmiş değil! Konteynır kentler ve prefabrik evler inşa edilebilmiş değil! Depremden etkilenen yurttaşlar, çadırlarda kışın soğuğu ve baharın seli ile karşı karşıya kaldılar ve şimdi yaklaşan yazın sıcağı ile çadırlarda yaşamak mümkün olmayacak! Bu koşullar hem öğrenciler, hem veliler ve hem de öğretmenler ile idari, teknik ve yardımcı eğitim emekçileri için geçerli! Deprem illerinde ne eğitim hakkı yaşama geçirilmiş durumda ne de eğitim emekçilerinin sağlıklı ve güvenli barınma ve beslenme hakkı karşılanmış durumda! Depremin etkilediği kentlerde eğreti bir yaşam sürdürülmektedir” denildi.
‘Anadilde eğitim için oy vereceğiz’
Açıklamada, “siyasal iktidarın “yerli ve milli” anlayışı ile aynılaştırılmak isteniyoruz. Bu ayrımcı tavır ile “yerli ve milli olmayanlar” keyfi kararlarla ihraç ediliyor, ayrımcı mülakatlar yoluyla işe alma süreçlerinde ayıklanıyorlar. Yargı kararları yaşama geçirilmiyor, güvenilmez güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırması ile yurttaşlar yıldırılıyor, adeta farklı olana yaşam hakkı verilmiyor. ‘Yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz şeylerle’ eğitim ve bilim emekçileri olarak, aşağıdaki taleplerle eşit, özgür, parasız, erişilebilir, anadilinde adil bir eğitim için oy vereceğiz!” dedildi.
Eğitim Sen’in seçim tutum belgesine ilişkin talep ve maddeleri ise web sitesine yüklenerek kamuoyuyla paylaşıldı.
ANKARA