Seçime günler kala AKP Başkanı ve ekibi enerji ve betonlaştırma projeleri üzerinden seçim şovu yapmaya devam ediyor. Giderayak bir yandan Karadeniz’de gaz çıkaracaklarını diğer yandan Akkuyu Nükleer Santrali’ne yakıt çubuğu getireceklerini duyurarak siyaset yapıyorlar.
Depremi fırsata çevirmeye çalıştıkları gibi seçimi de aynı yöntemle şirketlere, Rusya’ya çağrılar yaparak halklara seçimi kazanıp yoluna devam edeceği imajını vererek son kozlarını oynuyor.
AKP Başkanı’nın söz ve siyasetini duyuran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı 29 Mart 2023 tarihinde basına “Akkuyu’da sona yaklaşıyoruz. 27 Nisan’da ilk nükleer yakıt tesisimiz geliyor. Böylece Akkuyu nükleer tesis statüsü kazanacak” diye açık-lama yaparak 27 Nisan’da bunun açılışını yapacaklarını, açılışa bir olasılık Putin’in de geleceğini duyuruyor. Böylece 14 Mayıs seçiminde kazanacaklarını kendilerine ve onlara güvenini tamamen yitiren halklara duyurmaya, kendilerini de halk-ları da bu hayale ikna etmeye çalışıyorlar. Diğer yandan da uluslararası alanda kaybettikleri prestijlerini kazanmak için Rusya Devlet Başkanı’na rüşvet hatırlatmasında bulunup yardım çağrısı yapıyorlar. Ramazan’ın son günlerinde AKP Başkanı seçimi; toplu açılışlar, cami ve iftarlardaki seçim çalışmalarından kazanacağını düşünüyor olsa gerek, görünen o ki bugünden sonra da bolca açılış izleyeceğiz. Kürsüde, ortada AKP Başkanı etrafında emir erleri, 20 Nisan’da Karadeniz’de bulduklarını ancak teknik bilgilere göre düzenli ve istenilen kalitede olmayan doğal gaz çıkışları için düğmeye basıp açılış yapacak, aynı şov 27 Nisan’da da Akkuyu’ya getirilecek olan yakıt çubuklarının ilkinin devreye alınacağı iddiası ile sürdürülecek. Dep-remde yerle bir olan kentlere gidemeyeceğinden emin olarak üçüncü düğmeye de TOKİ şirketlerine hızla yaptırtmaya çalış-tıkları deprem konutları için 11 ilde ayrı ayrı seremonilerle basılacağını, 14 Mayıs’a kadar bu açılış furyasının süreceğini düşünüyorum. Sözlerinin aralarına “Yolları biz yaptık, Marmaray’ı biz.” hatırlatmalarını ekleyerek, dualar eşliğinde inşal-lah sözcüğünü de ekleyerek, bir de HDP’li siyasetçileri hukuksuzca rehin aldığı Kobanê Davası’na atıfta bulunup bizlere saldırarak tamamlayacak büyük olasılıkla.
Unutmadan hatırlatayım bu açılış şovları online olacakmış. Sevdiler online yöntemini ve her şeyi yapıyormuş gibi yap-mayı, yapılmayıp yapılmış kadar olmaya evirmeyi. Ortaöğretim ve üniversitelerde bu işi pandemi ve deprem fırsatçılığında iyice olgunlaştırdılar. Gençleri eğitimden öğretimden, hayallerinden koparmayı ‘başardılar.’
Siyasi iktidarın tüm bu son çırpınışlarındaki iddialarını yaşama geçirme çabaları, seçim şovu olarak bağıra bağıra uygu-lamaya çalıştığı her politik strateji için, bu topraklarda yaşayan halklar için bugünün ve geleceğin yok oluşuna mahkûm edilmesi.
Bu siyasi stratejilere karşı halklar, ekoloji, emek ve meslek örgütleri ve yaşamakta olduğumuz siyasi sisteme karşı yaşamı özgürleştirmeye kararlı kadınlar, gençler, işçiler, emekçiler, siyasetçiler, ekoloji hareketleri olarak, bizler; yaşamakta olduğu-muz ekolojik (su, enerji, iklim değişikliği, gıda vb.) krizler sarmalında, krizleri derinleştiren ve sürekli yeni sermaye strateji-lerini yaşama, halklara dayatan sisteme karşı yaşamı korumaya, özgürleştirmeye kararlılığımızı defalarca duyurduk.
Nükleer atık üretimi ticareti anlamına gelen MNS’leri (Modüler Nükleer Santral), meraların, doğal alanların nükleer atık depolama sahasına dönüştürülme çabalarını, uluslararası nükleer silahsızlanma anlaşmalarının hükümsüz kılınması anla-mını taşıyan nükleer atık üzerinden plütonyum elde etme süreçlerinin desteklemesini, uygulamaya sokulmasını, Siyasi iktidar tarafından, tüm canlı sistemin yok oluşu pahasına Türkiye halkları adına uluslararası tavizler verilmesini kabul etmediğimizi 24-25 Aralık 2022 tarihinde, neden nükleer santral yapılmamalı iradesi ile Mersin Mezitli’de, NKP, Dev-Yapı ve İnşaat-İş, İnşaat İş ve Ekoloji Politik olarak yaptığımız çalıştay ve basın açıklaması ile geçtiğimiz yıl sonu hatırlattık.
Tarım alanlarının, doğal alanları (ormanlar, denizler, göller kıyılar, dağlar, ovalar) doğal ve kültürel varlıklar sermaye birikimine sokularak maden, su, enerji, inşaat şirketlerinin kolektif kullanımı ile yaşamlar yok edilirken bu sürece; kapita-list sistemin, siyasi iktidar(lar)ın krizlerini yaşamın üzerinden çözümleme hamlelerine, stratejilerine, her krizde kendileri-ni yeniden üreterek var oluşlarına izin vermeyeceğimizi, kapitalist sistemin saldırıları karşısında sadece savunan değil, ekolojik yaşamı bugünden yarına kurmanın akışında, politik söz ve karar kurma kararlılığımızı her çalışmamızda, Mer-sin’den sesimizi yükselterek yaptığımız gibi sürdüreceğimizi her defasında yeniden belirtiyoruz.
Bizleri yoksulluğun, yerinden edilmenin, yaşam alanlarını sermayenin girdabında yok oluşuna sürükleyen, geçimlik ya-şamdan, yaşam alanlarından koparıp güvencesiz yaşama sokan, demokrasiyi yok edip savaşı meşrulaştıran bu siyasi iktidarın son çırpınışlarını izliyoruz. Bu son çabaları bizleri özgür ve eşit yaşamı yeniden örme kararlılığımızdan döndüremeyecektir.
Yazımı Nükleer Karşıtı Platform (NKP) bileşenlerinin, “Akkuyu’ya Nükleer Yakıt Getirilmemeli” başlığı altında, 54 nük-leer karşıtı kurum ve sivil toplum örgütünün imzasını taşıyan, 19 Nisan 2023 tarihli açıklamasının son kısmı ile bitirmek istiyorum:
“Bizler, ülkemizde faaliyetlerini sürdüren; meslek odaları, sendikalar, dernekler ve sivil toplum kuruluşları olarak hiçbir koşulda nükleer yakıtın Mersin Akkuyu’ya getirilmesini kabul etmiyoruz. Ne dünyada ne ülkemizde nükleer santral istemi-yoruz. Ülke geleceğimizin nükleer felaketlerle yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Ülkemize felaket getirecek nükleer santral-lara karşı duyarlı tüm kurumları ve nükleer karşıtlarını mücadeleye çağırıyor, mali açıdan büyük kamu zararı doğursa da ‘Nükleer santrali kapatacağız!’ demeyen hiçbir siyasi partiye oy vermeyeceğimizin altını çiziyoruz.”