Yeşil Sol Parti’nin Amed vekil adayları, ‘Geçmişten gelen direniş geleneği ile yeni yaşamı öreceğiz’ diyerek kentte seçim çalışmalarını sürdürüyor. Adaylar çalışmalarına dair gazetemize konuştu
Selman Çiçek
Yeşil Sol Parti’nin, Amed vekil adayları kentte büyük bir coşku ile karşılanırken adaylar görüşlerini gazetemizle paylaştı.
Berdan Öztürk: 12 vekili de alacağız
Uzun yıllardır Kürt siyasetinde aktif rol alan Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Agirî (Ağrı ) isyanında aktif mücadele eden bir aileden geliyor. 7 Haziran 2015 yılında yapılan seçimlerde Ağrı’dan vekil seçilen Öztürk, daha sonra Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanlığı görevini üstlendi.AKP’nin 22 yıldır tutuklamaysa tutuklama, katliamsa katliam denemedikleri yol kalmadığını söyleyen Öztürk, her baskıya rağmen Kürt halkının geri adım atmadığını söyledi. Amed’de 12 vekilin hepsini alacaklarına inandığını söyleyen Öztürk, “Bu seçim özellikle Kürdistan ve Türkiye halklarımız için önemli bir seçimdir. Kürt düşmanlarını bu seçimde göndereceğiz. Sayın Öcalan yıllardır söylüyor; çare demokrasidir, çare 3’üncü yoldur, çare ortak masadır, çare halkların birleşmesidir ama buna karşı Türk devleti Roboskî’yi yaşattı, Suruç’u yaşattı, siyasi soykırım operasyonlarını yaşattı. Onursuz bir barış değil, onurlu bir barış için mücadele ediyoruz. Sandıkta iki ittifaka da diyeceğiz ki; biz olmadan siz yoksunuz” ifadelerini kullandı.
Halide Türkoğlu: Yeni Yaşamı Öreceğiz
1985 yılında Amed Yenişehir’de doğan Halide Türkoğlu, sosyolog olarak çalıştığı Çınar Belediyesi’nden 2016 yılında ihraç edildi. Çınar Belediyesi bünyesinde kurulan Jinwar Kadın Merkezi’nde kadınlara dönük önemli çalışmalara imza atan Türkoğlu, ihraç edildikten sonra kadın özgürlük mücadelesinde aktif rol aldı.
AKP-MHP iktidarının toplumu seçeneksiz bırakma çabasına karşı bir direniş geleneğinin olduğuna dikkat çeken Türkoğlu, Yeşil Sol Parti’nin de bu geleneğinin bir parçası olduğunu söyledi. Aday gösterilmesinin kendisi için anlamlı olduğunu söyleyen Türkoğlu, “Bir iddiamız var. İddiamız 14 Mayıs’ta tek adam rejimini göndererek halklara, Kürt halkına, kadın ve gençlere yeni bir yaşamı örmedir. Bize bir misyon ve görev verildi, bizlerde bu misyon ve görevi kararlı bir şekilde yerine getireceğiz” diye konuştu.
Cengiz Çandar: Amed’e aşık biriyim
1948 yılında Ankara’da doğumlu olan Cengiz Çandar, 1970 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi uluslararası ilişkiler bölümünden mezun oldu. Kısa bir süre ODTÜ’de uluslararası ilişkiler bölümünde asistan olarak görev yaptı. 68 kuşağı gençlik hareketlerine katılan Çandar, 12 Mart Askeri Müdahalesinin ardından arandığı için yurtdışına çıktı. Filistin direnişi çerçevesinde Şam’da, Beyrut’ta ve daha sonra sırasıyla Cenevre, Paris ve Amsterdam’da yaşadıktan sonra 1974 yılında Türkiye’ye döndü.
1991- 1993 yılları arasında Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüne kadar özel danışmanı olarak görev yaptı. Birçok gazetede çalışan Çandar, çok sayıda kitap yazdı. Amed’ten aday olduğu için duygulandığını belirten Çandar, Amed ile Kürt halkı ve mücadelesi ile çok özel duygusal bağları olduğunu, söyledi. Omurgasını Kürt siyasi hareketin oluşturduğu bir ittifakın adayı olduğu için onurlandığını belirten Çandar, “İstanbul’da olsaydı adaylık Amed’te olduğu kadar sevinmezdim. 7 yıl sonra bölgeye geldiğimde her yaştan insanların sıcaklığı, gösterdiği ilgi beni mutlu etti. Amed’i temsil etmek bir görev olduğu kadar ağır bir sorumluluktur. İnsanların gözlerindeki ifade ve ışık bana bir sorumluluk olarak bir duyguya dönüştü. Amed’e ilk ayak basışım 1971 yılında oldu. İlk görüşte Amed’e aşık olmuştum. 1971 yılından bu yana Amed ile aramda bir aşk var. Şimdi ise Amed’e aşık biri olarak değil Amed’in evladı olarak hissediyorum. Yeşil sol parti bir halk hareketidir. Halk her zaman bizim ilerimizdedir. Biz seçmenin ne dediğini daha iyi anlayacağız“ diye konuştu.
Adalet Kaya: İktidarı bozguna uğratmalıyız
1985 yılında Amed’de doğan Adalet Kaya Mêrdîn Belediyesi Kadın biriminde çalıştı. 6 yıl önce belediyedeki kadın çalışmalarından ihraç edilen Kaya, Amed’e dönerek kadın çalışmalarını burada sürdürdü. Rosa Kadın Derneği’nin başkanlığını yapan Kaya, seçimin tüm haklar için hayati bir seçim olduğuna işaret ederek, “AKP-MHP iktidarı ile Kürtler bir zulüm altında yaşıyor. Özellikle kadınlar bu baskıyı yaşıyor. Özel savaş politikalarının hayata geçtiğini biliyoruz. Bu iktidarı bozguna uğratmamız gerekiyor. Adaylarımızın hepsi tabandan örgütlenerek gelen güçlü adaylardır. Kadınların mücadelesi ile hayata geçen 6284 yasası üzerine pazarlıklar yapıyorlar. Bizim önümüzde bu yasanın uygulanması yönünde bir mücadele alanı var. Çünkü bütün kadınların emeği var o yasa da” şeklinde konuştu.
Serhat Eren: Yerel demokrasi için
1979 yılında Amed’de doğan Eren, Dicle Üniversite Hukuk Fakültesi mezunu oldu. Eren uzun süre Diyarbakır Barosu yönetim kurulu üyeliği yaptı. Halen HDP Genel Merkezi’nde hukuk komisyonunda görev yapan Eren, hakların eşit bir şekilde yaşaması için mücadele verdiklerini ifade eden Eren, “Yürüttüğümüz hukuk mücadelesini şimdi de halkların anayasal haklarının güvence altına alması için meclis zeminin de bir mücadele yürüteceğiz. Türkiye’de yeni bir anayasa, yeni bir yargı sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Yerel demokrasi ile güçlendirilmiş, karar alma süreçlerin halkın olduğu güçlü radikal bir yerel demokrasinin kabul edildiği bir parlamenter sistem için de mücadele edeceğiz” diye konuştu.
Sevilay Çelenk Özen: Yeniden inşaya girişeceğiz
1967 yılında Amed’te doğan Sevilay Çelenk Özen, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümünde öğretim üyesi iken barış imzacısı olması nedeniyle 6 Ocak 2017 tarihinde görevinden ihraç edildi. Televizyon-Temsil-Kültür, Başka Bir İletişim Mümkün, İletişim Çalışmalarında Kırılmalar ve Uzlaşmalar başlıklı telif ve derleme kitaplarını yazdı. Ayrıca Türkiye’de Medya Politikaları adlı kitabın yazarlarındandır. Kendi memleketine vekil olarak hizmet edebilmek fikrinin bile çok güzel olduğunu söyleyen Çelenk, “Orada yetişmişsin, hayatının ve kişiliğinin bir parçası hem de önemli bir parçası hep oradan beslenmiş. Seni sen yapan şeyler… Bu adaylık fırsatı Diyarbakır’ın sana verdiklerinin bir kısmını oraya döndürmek gibi bir şey. Umarım 14 Mayıs sonrası bu baskı rejimine veda edeceğiz ve hep birlikte Emek ve Özgürlük İttifakıyla, demokrasi güçleriyle ve en önemlisi yurttaş dayanışmasıyla deprem sonrasında iyice açığa çıkan yıkım tablosunu dönüştürmeye, tahrip edilmiş kurumları ayağa kaldırmaya, hayatlarımıza ve birbirimize Kürt, Türk, LGBTİ+, dindar, laik demeden, kimseyi ama kimseyi ötekileştirmeden sahip çıkmaya, demokrasiyi ve barışı yeniden inşaya girişeceğiz” diye konuştu.
Yeni dönemin yeniden inşa süreci olacağını söyleyen Çelenk, “Toplumsal ve siyasal muhalefeti bu anlamda büyük bir adanmışlıkla ele alınması gereken işler bekliyor. Eğitimden, medyaya, sağlıktan ekonomiye her alanda yaratılmış tahribatın, liyakatsizliğin uzman kadrolarca ele alınması ve üzerinde çalışılması gerekiyor. En basitinden deprem sonrasında yaşanan devasa bir iç göç var. Bu konuda çok ciddi bir planlama yapılarak depremzedelerin barınma, gıda ve eğitim gibi en temel sorunlarının kalıcı çözümlere kavuşturulması şart. Bütün bunlar için bu yeniden inşaya kaynak ayırabilmek için esas olarak demokrasi, özgürlükler ve barışa sahip çıkmak gerekiyor. Barış siyaseti yapılması gerekiyor. Özellikle Kürt Sorunu bağlamında barış ve çözüm perspektifinin öne çıkması, istismarcı beka siyasetinin maddi, manevi bütün kaynaklarımızı sömürmesinin önüne geçilmesi gerekiyor” dedi.
Mehmet Kamaç: Cesaretimiz var
1974 yılında Wan’ın Şax (Çatak) İlçesi’nde doğan Mehmet Kamaç aynı zamanda bir öğretmen. Kamaç, yaklaşık 5 yıldır İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) Genel Başkanlığını yapıyor, tarihi bir seçime doğru gittiklerini söyleyen Kamaç, uzun bir süredir bu kapsamda Kurdistani partilerle bir ittifak çalışması yürütüklerini söyledi. Hem Kürt ittifakı hem de emek ve demokrasi ittifakının birlikte yarattığı güçlü enerjiye dikkat çeken Kamaç, “14 Mayıs’ta toplumun bütün ötekileştirenlerin nefes alacağı yeni bir sürecin başlangıcı olarak değerlendiriyorum. Bu sürece böyle hazırlanıyoruz. Bu süreci değiştirecek inancımız ve cesaretimiz var. Halkımızın böyle bir irade ve cesareti vardır. Herkese her kesime demokrasi, özgürlük ve barış söylemini götüreceğiz. 14 Mayıs’ta yepyeni bir güneş doğacak” dedi.
Ceylan Akça Cuppola: Aydınlığın ivmesiyiz
1986 yılında Amed Hezro (Hazro) İlçesi’nde dünyaya gelen Ceylan Akça Cuppolo, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesinde mezun oldu. Kadın çalışmalarında görev alan Cuppolo yaklaşık 4 yıldır HDP genel merkezinde danışmanlık yapıyor. Aday olduğu için heyecanlı olduğunu belirten Cuppolo, Türkiye’nin bir eşikte olduğunu, bu eşikten karanlığa mı yoksa aydınlığa mı yükseleceği bir seçim olduğunu söyledi. Bu eşikten aydınlığa doğru gitmesi için bir ivme olmaya çalıştıklarını söyleyen Cuppolo, “Kadınlar var olmak için karanlığa karşı aydınlığı seçmek için sadıklara gelmeli” dedi.
Mehmet Emin Aktar: İktidardan kurtulacağız
Amed doğumlu Mehmet Emin Aktar, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1987 yılından beri serbest avukat olarak çalışan Aktar, 1990-1992 yılları arasında İHD Diyarbakır Şubesi yönetim kurulunda, 1992-2001 yılları arasında Diyarbakır Barosu yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. 2008-2012 yılları arasında ise Diyarbakır Barosu başkanlığı yaptı. Zorlu bir süreç içerisinde olduklarını belirten Aktar, her adım attıklarında birçok engel ile karşılaştıklarını, seçime demokratik bir ortamda gitmediklerini söyledi. Her şeye rağmen inatla ve dirençle mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Aktar, “Öncelikle bu inancı topluma vermek gerekiyor. Bu inanç ve güveni verdiğimizde bu baskı kırılacaktır. Seçim sonucunda bizleri nefessiz bırakan, bütün haklarımızı kısıtlayan iktidardan da kurtulacağız. Yeniden bir inşa yapılacaksa eskiye dönüş olmayacaktır. Eskiye dönmek bir çözüm değil. Yeni bir anayasa yeni bir hukuksal rejim gereklidir. Kürtler de artık haklarını güvence altına almalıdır. Bugün muhalefetin kayyumlar gidecek demesinin bir anlamı yoktur. Kayyum olmayacağını garanti altına alacak bir anayasal güvence olmalıdır” dedi.
Azad Barış: Hedefimiz 12 vekil
Riha’nın (Urfa) Weranşar ilçesinde doğan Azad Barış Êzidi halkından. Êzidi halkının yaşadığı katliamlara dikkat çeken önemli çalışmalara imza attı. HDP’de eşbaşkan yardımcılık görevini üstlenen Barış, aynı zamanda HDP Strateji Kurulu üyesi. Halkta inanılmaz bir coşku ve heyecanın olduğunu belirten Barış, “Bugün halkla kucaklaşırken, selamlaşırken halkta bu iktidarı gönderme istemini gördüm. Burada hissettiğimiz iman ve irfan ile hak ettiğimiz başarı yakalayacağımıza inanıyorum. Hedefimiz 12 vekil çıkarmak. 11 vekili kesin çıkarıyoruz. 11 vekili çıkardığımızda ise Amedspor’a maç daveti yollayacağım” diye konuştu.
Sorgül Aytek Avşar: Biz Varız
Lice doğumlu olan Sorgül Aytek Avşar, 1993 yılında Lice’nin yakılmasından dolayı köylerinden göç etmek zorunda kaldı. Köy yakmalarından dolayı ailecek zorunlu olarak göç ettiği İstanbul’dan 10 yıl boyunca dönmek için çabalamasına rağmen ama ailesinin Lice’ye girişine izin verilmedi. Elektrik-Elektronik Mühendisi olan Avşar, uzun yıllar TMMOB içerisinde aktif rol aldı. Avşar aday gösterilmesine ilişkin de 40 yıllık mücadeleyi taçlandırmak için başvurduklarını söyledi. 3’üncü yol çizgisini benimsediğini söyleyen Avşar, “Yeşil Sol Parti, yüzyıllık bir tarihin direngen ruhudur. Bu direnç gün be gün artıyor. Hiçbir şeyimiz yok iken başladık bu serüvene ve inanıyorum ki daha da büyüyecektir. Kadın temsiliyetini her yerde Yeşil Sol Parti temsil ediyor. Bu mücadele içerinde yer almak istiyoruz. Tarihimiz, kültürümüz yok sayılıyor. Bütün bu yok sayılmalara karşı biz varız diyoruz, demek için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
Samet Mengüç
1965 yılında Çewlik’in (Bingö) Dara Hênê (Genç) İlçesi’nde doğan Samet Mengüç, Genel Cerrahi Uzmanı. Mengüç 2014-2018 yılları arasında İstanbul Tabip Odası Genel Sekreterliği yaptı.