Kızılay’daki kan krizine ilişkin açıklama yapan Amed Sağlık Platformu, stokların tükenmesinde Kızılay’ın, parayla kan satması, yöneticilerin binlerce TL’lik maaş ve iktidarın yanlış politikalarının etkili olduğunu belirtti
Amed Sağlık Platformu, Kızılay’ın kan stoklarının kritik seviyeye ulaşmasına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, bu durumdan Kızılay’ın yönetimini ve iktidarın politikalarını sorumlu tuttu.
AKP-MHP hükümetinin hayatın her alanında oluşturduğu güvensizlik, rant ve talan politikaları nedeniyle toplumun ahlaki değerlerinde ciddi oranda değersizleşme boyutuna gelindiği vurgulanan açıklamada, “Kendisine ve yandaşına ne pahasına olursa olsun siyasi ve ekonomik rant sağlama üzerine kurulmuş olan düzenini sürdürmek için her türlü ahlaki ve toplumsal değeri ayaklar altına almaktan çekinmeyecek kadar pervasızlaşmıştır” denildi.
Kızılay rant devşirme alanına döndü
İktidarın Kızılay’ın ilkelerinden uzaklaştırmakla kalmadığını, tamamen bir rant ve devşirme alanına dönüştürdüğü belirtilen açıklamada, “Hiçbir dönemde Kızılay’a yönelik güvensizlik bu dönemdeki kadar artmamıştır. Olağan dönemlerde yapılan kan bağışlarıyla toplanan kanları para ile hastalara satan, en son meydana gelen deprem sürecinde de çadır, yiyecek vb. satması nedeniyle yurttaşların kan bağışı yapması yönünde olumsuz etkilerini maalesef sağlık kurumlarımızda daha iyi gözlemleyebiliyoruz” ifadelerine yer verildi.
Yüzbinlerce TL maaş, bağışları olumsuz etkiledi
Yeterli oranda kan stoğu olmamasının iktidar ve yanlış politikalarda ısrar olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Yine Kızılay yönetim kurulu ve başkanının huzur hakkı adı altında aldıkları yüzbinlerce TL maaş, bu kurumun gönüllü hizmet ilkesini hiçe saymış ve bağış yapılmasını da olumsuz engellemiştir. Özellikle 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen deprem sonrası hem ulusal hem de uluslararası alanda bu kurumun hiçbir güvenirlik ve prestiji kalmamış, uluslararası Kızılhaç ve Kızılay federasyonundaki statüsünün değiştirilme riski ve tartışmalarına neden olmuştur.”
Kızılay kurumunun şeffaf, bağımsız ve denetlenebilir bir kurum olabilmesi için yeniden yapılanmaya gidilmesi, sorumluluğu olan kişiler hakkında soruşturmanın başlatılması ve sorumluluk gereği istifa etmeleri gerektiğine işaret edilen açıklamada, tüm olumsuzluklara rağmen kan bağışının sürekli olmak durumunda olduğu belirtilerek, halk kan bağışı yapılmaya davet edildi.
HABER MERKEZİ