14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde erkek şiddetine maruz kaldığı sığınıklara yerleşen kadınlar oy kullanamazken, Mor Çatı gönüllüsü Zeynep Ekin Aklar oy kullanabilme koşulu olan kadınlar için gerekli güvenlik önlemleri alınması gerektiğini vurguladı
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere bir aydan az bir süre kalırken, oy kullanma işlemleri için de son hazırlıklar sürüyor. Ancak erkek şiddeti nedeniyle sığınma evlerinde bulunmak zorunda kalan kadınlar, seçimlerde oy kullanamayacak. En son 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde sığınma evlerinde kalan yaklaşık 30 bin kadın, sandık başına gidemedi. Kadınlar, adresleri güvenlik kaygısıyla gizlendiği için seçimlere katılamazken, AKP ve MHP’nin Meclis’e sunduğu ve 31 Mart 2022 tarihinde kabul edilen Seçim Kanunu değişikliğinde ise kadınların bu sorunu bir kez daha görmezden gelindi.
Seçim süreçlerinde yurttaşlık haklarından dahi mahrum bırakılan kadınların oy kullanabilmesine yönelik Yüksel Seçim Kurulu’nun (YSK) 19.03.2023 tarihli 2023/176 sayılı kararına göre, koruma kararı bulunan seçmenin durumu bildirilen İlçe Seçim Kurulu Başkanlığınca “uygun görülmesi” halinde oy kullanılabilecek. Tedbirler kapsamında sandık çevresine asılacak sandık seçmen listesinde kadının adı ve soyadının ilk harflerine yer verilecek. Ayrıca adres bilgileri, ana adı, baba adı, doğum tarihi ve doğum yeri bilgilerinin tamamı “” işareti ile gizlenirken, T.C. Kimlik numarasının ortasında yer alan 5 karakter yine “” işareti ile gizlenecek.
YSK bilgi vermedi
Kadınların oy kullanmasına dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Esra Solin Dal’a konuşan Mor Çatı gönüllüsü Zeynep Ekin Aklar, 21 Mart’ta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile YSK’ye bilgilendirme başvurusu yaptıklarını ancak YSK’nin kendilerine herhangi bir dönüş yapmadığını aktardı. YSK’nin 19 Mart’taki kararına işaret eden Aklar, “Bütün kamuoyunda görülen, referans olarak gösterilen kararın kendisi sorularımıza yanıt vermeyen bir karar. Hala YSK’ye bilgi edinme konusunda yaptığımız başvuruya bir yanıt gelmedi” diye belirtti.
Sorular yanıtsız bırakıldı
YSK’nin kararına göre, teknik olarak sığınma evlerinde bulunmak zorunda bırakılan kadınların oy kullanabildiğini ancak koruma tedbirleri konusuna sorumluluğun daha çok kadınlara bırakıldığına dikkat çeken Aklar, “Gizlilik kararı olan kadınlar nerede oy kullanacak? O kadınların oraya erişimleri ne kadar güvenlikli olacak?” sorularının yanıtsız kaldığını belirtti.
Düzenleme ihtiyaçlara cevap vermiyor
YSK kararında “sığınaklar” vurgusunun olmadığına işaret eden Aklar, “Evet bir düzenleme yapılıyor kadınların oy kullanması açısından fakat meseleyi sadece teknik boyutuyla ele almıyoruz. YSK, seçim listelerinde isimlerin açık bir şekilde yazılması ya da yazılmamasını sandık güvenliği üzerinden tanımlıyor. Şiddetten korunmak isteyen, yeniden failleri ile karşı karşıya gelmek istemeyen kadınların bunu yaşamaması için ne gibi güvenlik önlemleri alınacağı, onların ulaşımının nasıl sağlanacağı, faille yüz yüze gelmemesi için kurumlar arası nasıl bir koordinasyon sağlanacağı, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM), ilçe seçim kurulunun bunun için ne gibi önlemler alacağı açık bir şekilde belirtilmiyor. Bu da temel bir eksik olarak görülüyor. Bu düzenleme, sonuçları itibarıyla kadınların bütünlüklü güvenlik ihtiyaçlarına cevap vermiyor” dedi.
Güvenlik alınmalı
Deprem bölgesinden göç etmek zorunda kalan kadınların ikamet ettikleri yeni adreslerinde herhangi bir ek belge vermeksizin elektrik faturası ile kaldığı yerin ispatlaması yükümlülüğü bulunduğunu söyleyen Aklar, “Genel anlamda bütün kamu kurumlarına söyleyeceğimiz şey bir koordinasyon gerekiyor. Farklı kamu kurumları arasında ŞÖNİM, nüfus müdürlükleri, emniyet müdürlükleri gibi tüm kamu kurumları arasında düzenli bir koordinasyon gerekiyor. Bunlar sağlanmadığı sürece kadınların güvenli bir şekilde oy kullanmasından bahsedemeyiz” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ