Milletvekili aday listeleri heyecan ve telaşı, listelerin YSK’ye teslim edilmesiyle birlikte bu heyecanın yerini sahanın ve halkın coşkusu aldı.
Özellikle Yeşil Sol Parti’nin seçim bürolarının açılışındaki kadın ve gençlerin coşkusu önümüzdeki seçimlerin sonuçları hakkında önemli emareler veriyor.
Her seçim halka, önceki dönemin değerlendirilmesine ve yeni döneme ilişkin önerileri ve tercihlerini yapma imkanı veriyor. Halk bu imkanla ülkenin yönetiminde söz sahibi olma fırsatı yakalıyor. Siyasi partilere de önceki dönemin muhasebesini yapmaya ve geleceğe dair halka yeni vaatlerde bulunma imkanı sağlıyor.
Kürt siyasi hareketi ve Yeşil Sol Parti’nin dayandığı gelenekler de her seçim döneminde kitlesinin önüne somut programlarla çıkmakta ve seçimleri bu somut program ve hedeflere göre çalışmalarını örgütlemektedir.
2015 seçimlerini ‘bizler meclise’ sloganıyla ülkenin bütün toplumsal dezavantajlıları meclise taşıma kararlılığıyla halkların önüne konulan seçim barajlarını yıktı.
2018 seçimlerine Erdoğan rejiminin topyekûn saldırısına karşı direnişi örgütleyerek AKP faşizminin saldırısına karşı halkların umudu olarak ayakta durdu.
2019 seçimlerinde AKP’nin kayyum rejimine karşı Kürt coğrafyasında belediyeleri tekrar kazanma, halkın iradesiyle yönetme ve ülkenin batı metropollerinde ise AKP’ye kaybettirme kararlılığıyla seçimi örgütledi. Kürt coğrafyasında kayyum rejimlerine karşı belediyeleri aldı ve Türkiye’nin batı metropollerinde ise başta İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Mersin olmak üzere AKP’ye kaybettirdi.
2023 seçimleri de hesaplaşma ve özgürlükler seçimi olacaktır.
2023 seçimleri Erdoğan rejimi için 2002 yılından bu yana İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıyla kadın kazanımlarının ortadan kaldırmasının ve kadın katillerinin cesaretlendirilmesinin, her dört gençten birinin iş bulamaması nedeniyle gençleri geleceksizleştirmenin, Kürt siyasetçileri, özgür basını, kadınları ve sanatçıları cezaevlerine doldurmanın, halkın iradesini gasp eden kayyum rejiminin, Türkiye’nin batısında sermayeye peşkeş çekilen ve Kürt coğrafyasında da güvenlikçi nedenlerle katledilen doğanın, yap-işlet-devret projeleriyle kamu kaynaklarının yandaşlarına peşkeş çekilmesinin, KHK’lerle işsiz bırakılan yüzbinlerce mağdurun hesaplarının sorulacağı bir hesaplaşma seçimi olacaktır.
Erdoğan rejimi iktidarı döneminde otoriter ve hukuksuz yönetiminin en önemli aracı yargı olmuştur. Ülkedeki hukuksuzlukları dile getirenin, anti demokratik uygulamalara itiraz edenin, meşru hak talepleri dile getiren Kürtleri, erkek şiddetine karşı alanlara çıkan kadınları, geleceksizliği ve üniversitelerdeki kayyum uygulamalarına itiraz eden gençleri hep yargı eliyle susturup cezaevlerini doldurdu.
Öyle ki Erdoğan hakkında ağzını açan, sosyal medyada tweet atan herkes ‘cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla suçlandı’. Erdoğan döneminde Cumhurbaşkanına hakaret suçu bir önceki döneme göre yüzde 420 artarak iki yüz bin kişi hakkında soruşturma açıldı. Hukuksuzluklara veya anti demokratik uygulamalara itiraz eden herkes bazen birkaç örgütün birden üyesi sayıldı. Hükümetin uygulamalarına itiraz eden veya ülke yönetimine önerilerini dile getirenler kamu düzenini bozmakla suçlandı.
Bu dönemin en popüler suçları; cumhurbaşkanına hakaret suçu, örgüt üyeliği, örgüt propagandası ve gösteri yürüyüş kanuna muhalefet oldu.
Ve tabii ki doğal suçluların! En başında da Kürtler geliyordu. Siyasetçileri, basını, kadını, gençliği Erdoğan’ın yargısının hedefindeydi sürekli. Hasta tutsaklar ölüme terk edilerek cezaevleri ölüm evlerine dönüştü. İnfazlarını tamamlayan siyasi hükümlülerin cezaevi gözlem heyeti adıyla oluşan bir heyetle infazlar yakıldı ve siyasi tutukluları özgürlüklerinden alıkoydu.
İşte bu seçim Erdoğan yargısının mağduru olan başta Kürtler olmak üzere bütün siyasi tutuklular için özgürleşme seçimleri olacaktır.
Biliyoruz ki politik tutuklular Erdoğan güdümündeki yargı kararlarıyla özgürlüklerine kavuşmayacaklardır. O nedenle Kürtlerin verecekleri her oy politik tutukluların özgürlüklerine kavuşmalarına katkı sağlayacaktır.
Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğü sizin vereceğiniz oylarla olacaktır,
Figen Yüksekdağ’ın özgürlüğü sizin vereceğiniz oylarla olacaktır,
Sebahat Tuncel’in özgürlüğü sizin vereceğiniz oylarla olacaktır,
Gültan Kışanak’ın özgürlüğü sizin vereceğiniz oylarla olacaktır,
Hasta mahpusların özgürlüğü sizin vereceğiniz oylarla olacaktır,
İnfazı yakılanların özgürlüğü sizin vereceğiniz oylarla olacaktır,
Leyla Güven’in, Selçuk Mızraklı’nın, Bekir Kaya’nın ve
binlerce Kürt gencinin, Kürt kadının özgürlükleri ve işsiz bırakılan yüzbinlerce KHK’linin işlerine kavuşmaları sizin vereceğiniz oylarla olacaktır.
2015’te seçim barajlarını yıktık ve onu başkan yaptırmadık,
2018’de bütün saldırılara karşı dimdik ayakta durarak direndik,
2019’da ona kaybettirdik ve halka Erdoğan’ın kaybedebileceği umudunu verdik,
2023’te de başaracağız ve hukuksuzlukların hesabını soracağız ve
Arkadaşlarımızı özgürlüklerine kavuşturacağız.