İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan uygulanan tecride dair konuşan ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı Gürkan İstekli, bu konuda özellikle İstanbul Barosu’nun tutumuna değinerek, ‘Baronun şuan ki hali tecridi uygulayan hükümetin, devletin bakışına denk düşen bir yerde’ dedi
İmralı Cezaevi’nde 25’inci yılına giren ağır tecrit altında bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 2 yılı aşkın bir süredir haber alınamıyor. 2013-2015 yılları arasında yürütülen “diyalog sürecinin” sona erdirilmesinin ardından iktidar, inkar ve ret politikalarına geri döndü.
Yüzlerce sonuçsuz başvuru
Abdullah Öcalan ile İmralı’da tutulan diğer Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş üzerindeki tecrit de “mutlak tecride” dönüştürüldü. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Amed, Riha (Urfa), Mersin ve İstanbul başta olmak üzere birçok kentte, ağırlaştırılmış tecridin son bulması, avukat görüş yasağının kaldırılması, iç ve uluslararası mevzuatta yer alan hakların temini için barolara başvuruda bulunarak, harekete geçilmesini istedi. ÖHD İstanbul Şubesi’ne bağlı 155 avukat da 21 Kasım 2022 tarihinde İstanbul Barosu’na başvuruda bulundu. Ancak henüz başvuruya dair gelişme yaşanmış değil.
Temel neden üstlendiği rol
Sürece dair Mezopotamya Ajansı’nda (MA) Ergin Çağlar’a konuşan ÖHD’nin Şube Eşbaşkanı Gürkan İstekli, tecridin derinleştirmesinin temel nedeninin “Abdullah Öcalan’ın Türkiye ve Ortadoğu halkları için üstlendiği rol ve misyon” olduğunu belirtti.
Habersiz gibi davrandılar
Tecride karşı girişimleri anımsatan İstekli, en son Avrupa’dan gelen heyetle birlikte İstanbul Barosu ile bir görüşme yaptıklarına işaret ederek, “Bize sanki böyle bir şey yaşanmamış gibi, İmralı diye bir yer yokmuş gibi, yine sanki avukatların önünde bir engel yokmuş gibi yaklaştılar. Konuyu orada hatırlatınca çok da konuya girmek, konuşmak istemediler” diye belirtti.
Baro iktidar ile aynı yerden bakıyor
İstanbul’da 22-23 Ekim tarihinde gerçekleşen baro seçimlerinde başkan seçilen Filiz Saraç’ın seçimden sonra baroya kayıtlı sol ve sosyalist avukatlara yönelik “Kimyasalcılar, teröristler kaybetti” gibi söylemlerde bulunduğunu belirten İstekli, “Baronun şuan ki hali tecridi uygulayan hükümetin, devletin bakışına denk düşen bir yerde. Topluma aynı yerden bakıyorlar. Haliyle dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu bizim nezdimizde bir şey ifade etmiyor” dedi.
Herkes sessizliğe gömülüyor
Adalet Bakanlığı’nın sessizliğini eleştiren İstekli, “Adalet Bakanı’nın hiçbir olumlu veya olumsuz görüş bildirmemesi, Türkiye’de artık hukuk denen anlayışın tamamen sona erdiğinin göstergesidir. Faşist bir rejimden beklenebilecek girişimlerdir bunlar elbette. Ancak buna karşı insan hakları kurumları, ÖHD, diğer tüm yapı ve kişiler buna direnmelidir. Buna dair sesini sürekli bir şekilde yükseltmelidir. Ancak söz konusu Sayın Öcalan olduğunda maalesef pek çok kurum ve kuruluş da sessizliğe gömülüyor” diye konuştu.
İktidarın gitmesi için çalışacağız
İstekli, yaklaşan 14 Mayıs seçimlerine işaret ederek, “Bir önceki seçimlerde de gördüğümüz üzere pek çok hukuksuz işlem gerçekleştirildi. Bu tecridi, ağır işkenceleri, haksızlığı, hukuksuzluğu topluma reva gören hükümete son vermek noktasında elimizden gelen tüm çalışma ve çabaları sergileyeceğiz” dedi.
İSTANBUL