Seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Selçuk Mızraklı ‘Bir halk, halklar demokrasi, özgürlük ve barış için yola çıkmışsa hiçbir güç durduramaz, yol bulamazsa yol yapar ve menziline ulaşır’ dedi
Yerine kayyum atanarak tutuklanan Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklan Mızraklı, “İttifakın çekim alanında bulunan sosyolojiye baktığımızda doğru ilişkilenme, örgütlenme ve dayanışma zincirleri ile abartılı gözüken yüzde 20 düşüktür bile. Bunu şimdi yakalamasak bile önümüzdeki 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde 150 belediye ve 2028’de en az yüzde 25 hedefi ile yüklenmek gerekir.” ifadelerini kullandı.
MA’dan Mehmet Aslan’a konuşan Mızraklı öte yandan KCK’nin eylemsizlik kararını da değerlendirdi. “KCK’nin eylemsizlik kararı hem ahlaki hem de politik bir tutumu işaret ediyor” diyen Mızraklı “Seçim süreci ve sonrasında da devam etmesi durduğu yerin iyice kavranması açısından yararlı olur kanaatindeyim” dedi.
Kürt siyasetinde yargılamalar tarihi
Türkiye’nin siyasi tarihini “darbeler tarihi” olarak nitelendiren Mızraklı, “Bir kısmı standart askeri ama diğer bir kısmı kravatlı, üniformalı, cübbeli bileşkenin yaptığı darbeler. Bu nedenle Meclis’in kapısından vekillerin alınmasından günümüze kadar merkezinde Kürt siyasetinin olduğu her yerde serbestçe hukuk dışına çıkılan çok sayıda örnek verilebilir. Hem kayyım hem tutuklama ise daha çok derin aklın bir tasarrufu gibi duruyor. Başka söze gerek yok sanırım” diye belirtti.
Cumhuriyet’in kuruluşunda günümüze değin hukukun üzerinden siyaset-iktidar gölgesinin hiç eksilmediğini kaydede Mızraklı, “Cumhuriyet’in kuruluşunda Şeyh Said Efendi ve arkadaşlarını güya yargılayan Ali’ler (Üç Ali) divanından 49’lara, 12 Mart’ta DDKD’yı yargılayanlardan günümüze hiç eksilmedi. Aynı durumlar Kasım Darbesi’nden bugünkü HDP kapatma ve Kobanê davasına kadar mevcut. Ne bizim tutuklama ne de salıverme kararımızı yargının vermediğini, tamamen organize bir şekilde yukarıdan aşağı her kademede karşılık bulan bir kumpas süreci olduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
14 Mayıs seçimleri
Türkiye’de 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimlere değinen Mızraklı, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın önemli ve değerli bir hamle, dönemin temel meselelerinin aşılmasında etkili siyaset buluşması olarak değerlendirdi. Mızraklı, devamında şunları belirtti: “Kurdistan’da Kurdi İttifak, ulusal birliğe ilişkin parçalardaki gelişmeler, Emek ve Özgürlük İttifakı, hepsi bileşke oluşturuyor. Türkiye’nin ileriye doğru yürüyüşe, özgürleşme, demokratikleşme, aydınlanma gibi fasılları ancak yüzyılın çözülmemiş, ertelenmiş meselenin çözülmesi ile mümkün olabilecek ve her çözüm sadece ülkeyi değil bölgeyi hatta daha geniş çeperleri etkiler niteliktedir. İttifak, özellikle 14 Mayıs seçim süreci atlatıldıktan sonra hem Meclis’teki varlığı ve etkinliği ile hem de Meclis dışında toplumun emek, kadın, ekoloji, gençlik mücadelesi safları ile de buluşacak, siyasal olarak da kazandığı güvenle hacmini ve etki çeperini genişletecektir.
Yüzde 20 hedef düşük
Siyaset sosyolojisinde çok kullanılan ‘dip dalgası’ kavramı var. Ben de bundan hareketle ‘dip dalgası’ Kürtler+emekçiler+ kadınlar+ kent ve kır yoksulları, genç dalgası, ülkeye olan umut ve güveni tüketen karanlık kötülük rejimine karşı ve son olarak ‘geç dalgası’ diyorum. ‘Geç dalgası’ da, gençliğinde ilerici-devrimci mücadelenin içinde olmuş şimdi 65+ olan ama ülkesi evlatlarının torunlarının geleceği için endişe taşıyan kesim diyelim. Aritmetik toplamlardan çok ittifakın çekim alanında bulunan sosyolojiye baktığımızda doğru ilişkilenme, örgütlenme ve dayanışma zincirleri ile abartılı gözüken yüzde 20 düşüktür bile. Bunu şimdi yakalamasak bile önümüzdeki 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde 150 belediye ve 2028’de en az yüzde 25 hedefi ile yüklenmek gerekir.”
Kılıçdaroğlu ile görüşme
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile yaptığı görüşmeye ve görüşmede Kürt sorununun çözümünde Meclis’e işaret edilmesine dair Mızraklı, “Bilgece siyaseti kuranlar gelişme ve ilerleme fırsatlarının hepsini şaşmaz bir ustalıkla işlemeyi ve kazanmayı hedefler. İçinde bulunduğumuz moment Kürt siyasetini hem etkili aktör hem de moderatör pozisyonuna taşımıştır. Birçok hassas dengenin saatçi ustalığı ile gözetilmesini ve doğru takvimlendirilmesini, uygun dille seslendirilmesini gerektiriyor. Son 2-3 yıldır CHP içinde Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde mutad CHP halinden bir çıkışı yine benzeri şekilde liberal ya da modern muhafazakar çizgilerde de değişim sancılarını görüyoruz. Şimdi bu kesimler ortak sancı odasında bir araya geldiler ve reformcu restoratif bir programın deklarasyonunda bulundular. Helalleşmeden ilerlemeye naif bir hatta ilerliyor. Bizlerde toplu iğne deliği kadar ışık görüyorsak bunu insan-toplum ve ülke bağlamında ivmelendirebileceksek yüzümüzü döneriz. Kürt sorununun çözümünde göbek taşının Meclis olacağı aşikar bir gerçekliktir. Bununla birlikte Meclis’te atılacak güven arttırıcı adımlarla birlikte sorunun doğası gereği sürece dahli olan ve çatışmasızlıktan barışa geçişi sağlayabilecek aktörlerin de katkısını zorunlu kılıyor” dedi.
KCK’nin ‘eylemsizlik’ kararı
KCK’nin Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden sonra aldığı eylemsizlik kararına değinen Mızraklı, şöyle devam etti: “KCK’nin eylemsizlik kararı hem ahlaki hem de politik bir tutumu işaret ediyor. Bu kadar büyük acı ve sıkıntıların yaşandığı bir ortamı ve toplumun seferberlik halini gözleyerek, bulanıklığı önleyecek doğru bir adım olmuştur. Seçim süreci ve sonrasında da devam etmesi durduğu yerin iyice kavranması açısından yararlı olur kanaatindeyim.”
İSTANBUL