EMEP Genel Başkanı Ercüment AKdeniz AKP den, MHP’den, CHP’den, İyi Parti’den umudunu kesmiş milyonları bu Emek ve Özgürlük İttifakı içerisine çekmeye çalıştıklarını söyledi
Tarihi önem atfedilen ve Cumhuriyetin ikinci yüzyılını belirleyecek olan 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlere 38 gün kaldı. Üçüncü Yol stratejisiyle Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayarak bileşenleriyle birlikte seçimlere hazırlanan Emek ve Özgürlük İttifakı da aday listesini tamamlamak için mesaisini sürdürüyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, başkanlık makamını, başkanlık koltuğunu ortadan kaldıracak bir stratejiye sahip olduklarını belirten ittifakın bileşenlerinden EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz MA’dan Özgür Paksoy’a konuştu.
İktidar kim olursa olsun, hangi blok olursa olsun, çok ama çok etkili demokratik bir halk muhalefetini hem Meclis’te hem de Meclis dışındaki ittifakın mücadele sahasında göreceğini ifade eden Akdeniz, “Dolayısıyla sözden ibaret bir ittifak olmayacak. Her yönüyle parlamentoda grubuyla, sahadaki mücadele gücüyle, her alanda kendisini hissettiren, güçlü bir denetim mekanizmasına sahip ama aynı zamanda giderek iktidarı da hedefleyen bir blok görecek” dedi.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın 6 partiden ibaret bir ittifak olmadığının altını çizen Akdeniz, “Bunu söylemem gerekiyor. Türkiye’de, Anadolu’da yaşayan işçi ve emekçi sınıfının, ezilen halkların ittifakıdır. Biz bunu ete kemiğe büründürmeye çalışıyoruz ve daha yolun başındayız. Yani biz sendikaların bir bölümüyle toplantı yaptık, emek ve meslek örgütlerinin bir bölümüne gidebildik, kanaat önderleri, aydınlarla toplantılar yaptık ama daha milyonlara gitmemiz gerekiyor. Seçim öncesinde de seçim sonrasında da bunları yapacağız. Aynı zamanda biliyorsunuz Kürt partilerinin kurduğu bir ittifak var. Kürtlerin talepleri var, bunlar son derece önemli girişimler. Sendikaların oluşturduğu platformlar var. Bütün bunları birleştiren, genişleten bir ittifak projemiz var. En geniş halk ittifakına ihtiyaç var diyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı henüz yolun başında” dedi.
AKP den, MHP’den, CHP’den, İyi Parti’den umudunu kesmiş milyonları bu ittifak içerisine çekmeye çalıştıklarını aktaran Akdeniz, şunları ifade etti:
“Tüm tartışmalar ve görüşler değerli ama şu an bizim hızla harekete geçmemiz gerekiyor. Biz harekete geçtiğimiz zaman, diğer ittifaklar korksun. Her zaman şöyle düşünelim, ibre bizden yana ama bıçak durum bıçak sırtı. Bu tedirginliği hiçbir zaman bırakmayalım. Arayı açmazsak, garantiye alamayız. Bu çerçevede geceli gündüzlü bir çalışmaya davet ediyorum herkesi. Herkes seferber olmalı. Herkes komşusuna gitmeli. Herkes attığı tweet kadar komşusuna giderse, biz bu işi başarırız.”
Akdeniz kendisine yöneltilen soruları şöyle cevapladı;
- TİP’in bu kararını nasıl değerlendiriyorsunuz, eleştiriler var, tek liste önerileri sıkça yapılıyor. Oy veya milletvekili kaybına yol açar mı?
Biz ittifak başkanları olarak, bir tartışma yürüttük ve nihayetinde bir uzlaşma sağladık. Aynı formülleri önermedik. Madem öyle, Yeşil Sol listesinden girecek olanlar, karma liste versinler, oradan girmeyecek olanlar da ayrı parti olarak girecek, karma listeye girmeyecek. Öyle bir uzlaşı sağladık. Ve biz genel başkanlar olarak protokol imzaladık. Bakın bu protokolü de seçimlere Emek Ve Özgürlük İttifakı çatısı altına giriyoruz, partimiz bu çatı altına girecektir, 3 partinin imzasıyla protokolü Yüksek Seçim Kuruluna verdik. Bizim ilk kararımız da Emek Partisi de verdi. TİP de verdi. Yani biz kararımızı değiştirmemiş olsaydık, kendi amblemimizle girecektik. Dolayısıyla bu uzlaşma var, bu karar var. Bu tartışmayı yürüten yurttaşlarımız, arkadaşlarımız, mücadele arkadaşlarımız şunu düşünmeli. Bir anlaşmaya ihlal eden durum yok ortada. Bir anlaşma yaptık. İsteyenler kendi amblemleriyle girebilir.
Bu anlaşmadan sonra biz bunu değerlendirdik ve hayır geri çekelim, bu doğru olmaz dedik. Ama anlaşmayı ihlal eden bir durum yok ortada, TİP’ten arkadaşlar illa biz böyle gireceğiz diyorlarsa, saygı duymaktan başka bir şey kalmıyor geriye. Onun sonuçlarını seçimden sonra birlikte değerlendireceğiz. İyi mi oldu kötü mü oldu, bunların her biri bir tecrübe, her biri tarihsel bir deney. Bazen tartışırsınız bazen de yaşayarak görürsünüz. Yaşamamız lazım hep beraber. Sonuçları görünce de bu formüller gelecek seçimler içinde hepimiz için aydınlatıcı olur. Bakın 10 ay sonra yerel seçimler var. Orda da aynı formülleri tartışacağız. O bakımdan TİP böyle bir şeyi takdir ederse, özel olarak bizim bir eleştirimiz olmaz. Doğru olmaz. Taktir kendilerinindir. Ama biz böyle bir karar aldık.
- Kürt partilerinin kurduğu ittifakı önemsediğinizi söylediniz. Nitekim Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı da kuruldu. Geçtiğimiz günlerde katıldığınız bir programda Kürt partilerle ilgili bir değerlendirmenize eleştiriler geldi Kürt kamuoyundan. Bu ittifakı, çeperin genişletilmesini nasıl buluyorsunuz?
Ben Keskin Bayındır’ın tutukluluğu nedeniyle Diyarbakır’da DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’i ziyaret ettim. DTK Eş Başkanı Berdan bey de oradaydı. Birlikte Kürdistani ittifakın nasıl bir ittifak olduğunu, neleri amaçladığını anlamak için fikir alışverişinde bulunduk. Çok yararlı bir görüşme oldu. Kürt halkının bölgesel olarak da Anadolu topraklarında da kendilerini ifade etme, taleplerini ifade etme, kendi halkının özgürlüğünden gelen platformları var. Bunların gelişmesinden ve yükselmesinden neden rahatsız olayım. Böyle saçma bir şey olabilir mi? Böyle bir şey asla olamaz. Bizim anlamaya çalıştığımız bu tür platformlar ve bu tür birliktelikler Emek ve Özgürlük İttifakı’yla nasıl buluşur, nasıl bir köprü oluşacak. Çok tabidir ki DBP’nin HDP ile, çok tabidir ki DTK’nin diğer partilerle bir diyalog zemini var. Ama biz de bir şey oluşturmak istiyoruz. Bana sorarsanız Emek ve Özgürlük İttifakının bileşen partileri öyle olabiliriz. HDP bileşeni partiler de temsil bulabilir. Kürdi partilerin her biri de orada olabilir. 6 parti neden olalım, 16 parti olalım.
Yoksa Kürdi partiler kendi birlikteliğini bozsun, niye platform kuruyorlar değil. En geniş halk ittifakını, en geniş haklar ittifakını nasıl kurabiliriz, Kürt partilerde kendilerini özgürce ifade edebilsin, daha çok sayıda Kürt partisi olabilir mi diye Emek ve Özgürlük İttifakında böyle konuştuk. Sesli konuştuğumuz bir şey. Ayrıca eğer bu tartışmalarda bir zedelenme olursa, Türk solu diye bazı gruplar, bazı partiler dışlanırsa, böyle bir tercih Türkiye soluna da Kürdi partilere de bir faydası olmaz. Kürt partiler kendi özgürlüğünü korumalıdır. Kendi ittifak ve platform arayışlarını geliştirmelidir. Yolda daha gelişkin alanları açabilirler. Buna saygımız var, bunu anlamaya çalışırız. Bununla beraber önerdiğimiz şey, düşündüğünüz şey, hepsi nasıl bir ittifakta, en geniş ittifakta, Emek ve Özgürlük İttifakı’nda buluşabilir. Bu yönde bir fikir alışverişinde bulunduk.
- Stratejiler belirlendi, listeler kesinleşiyor, partiler seçim sahasına çıktı, seçmenlerle buluşuyor. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz, halklar 15 Mayıs’ta nasıl bir güne uyanacak?
Herkes seferber olmalı. Herkes komşusuna gitmeli. Herkes attığı tweet kadar komşusuna giderse, biz bu işi başarırız.
Biz tek adam sisteminin son bulacağını düşünüyoruz. Veriler bu yönde ama rehavete kapılmamak gerekiyor. Çünkü ekonomik tabloya baktığımız zaman, mevcut iktidar blokunun, hükümetin işi toparlama şansı görünmüyor. Hayal bile satamıyorlar. Deprem bölgesinde bütün itibarları yerle bir oldu zaten. Türkiye halkları bunu gördü. Ama sorun şu; her şeyi yapacaklar, 40 gün az bir süre değil. Her türlü oyun, hile, hurdayla bu seçimi formüle etmeye çalışacaklar. Ayrıca muhalefet partileri ve muhalefet blokları arasında bu iş tartışmalar bitmediği sürece, Cumhur İttifakı bundan güç toplar. Çünkü bizim sorunumuz kendi kitlemizin, taraflarımızın, kitlemizin, halkımızın oyunu almak değil, bizim hedefimiz Cumhur İttifakı tabanındaki oyları almak. Oradan umudu kesen insanlardan almak. Ama biz kendimizde uğraşırsak, milyonlara gidemeyiz. O zaman onlar gücünü yeniden korurlar ve yeniden tahakküm ederler. Böyle bir tehlike var. Bu tehlike özellikle dikkat çekmek istiyorum.
Hızla bu tartışmaları bitirmek gerekiyor. Sebahat Tuncel’in de sözü de çok güzel bir sözdü. Hepimiz HDPliyiz, hepimiz Yeşil Sol Partiliyiz, hepimiz EMEP’liyiz, hepimiz TİP’liyiz. 40 gün kaldı, şimdi bütün tartışmaları bitirip, hızla harekete geçme zamanı. Altına imza atıyoruz, tam da buradan hareket etmemiz gerekiyor. Tabiki Gültan hanımın, Selahattin Demirtaş’ın da görüşleri önemli. Tüm tartışmalar ve görüşler değerli ama şu an bizim hızla harekete geçmemiz gerekiyor. Biz harekete geçtiğimiz zaman, diğer ittifaklar korksun. Her zaman şöyle düşünelim, ibre bizden yana ama bıçak durum bıçak sırtı. Bu tedirginliği hiçbir zaman bırakmayalım. Arayı açmazsak, garantiye alamayız. Bu çerçevede geceli gündüzlü bir çalışmaya davet ediyorum herkesi. Herkes seferber olmalı. Herkes komşusuna gitmeli. Herkes attığı tweet kadar komşusuna giderse, biz bu işi başarırız.
HABER MERKEZİ