Amed’de askerler tarafından öldürülen Mikail Ekinci’ye dair rapor hazırlayan İHD, ailenin işkence, tehdit ve hakaretlere maruz kaldığını belirtti
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi, Çêrmûg (Çermik) ilçesi Bistin (Aynalı) mahallesine bağlı Gulabaxça mezrasında “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla 1 Nisan’da askerler tarafından öldürülen Mikail Ekinci’nin yaşam hakkının ihlali ve aile fertlerine yönelik kötü muameleye dair hazırladığı raporu açıkladı. Dernek binasında yapılan açıklamada Şube Başkanı Abdullah Zeytun konuştu.
300 kolluk köyü bastı
Ekinci’nin yakınları ve görgü tanıklıklarının verdiği bilgileri paylaşan Zeytun, “Mağdur ve tanık beyanlarına göre köye gelen kolluk personeli sayısı 300 civarındadır. Köye gelen kolluk personelleri Ekinci aile bireylerinin ikamet ettiği yaklaşık 15 haneye eş zamanlı olarak baskın düzenlemiştir. Baskının başında Mikail Ekinci, ayağında ayakkabı ve çorap olmadan bir süre motosikletle kaçmaya teşebbüs etmiş, daha sonra motosikleti bırakıp yaya olarak devam etmek istemiş, kolluk personelinin bir kısmı onu kovalamaya çalışırken bir kısmı da farklı hanelerde yaşayan Ekinci aile fertlerine karşı, kadın, yaşlı ve çocuk ayırt etmeksizin aşırı güç kullanmış, darp ve hakaretlerde bulunmuş ve evlerde aramalar gerçekleştirmişlerdir. Yine mağdur beyanlarına göre Mikail Ekinci’nin ikametine gelen kolluk görevlileri çalışmakta olan kameranın fişini çekmiş ve ilgili kısımları silmişlerdir. Öte yandan meydana gelen işkence ve kötü muamele eylemlerini telefonla kayıt altına almaya çalışan çocukların telefonlarını alıp, ilgili görüntü kayıtlarını sildikten sonra telefonları kırdıklarını belirtmişlerdir. Mağdur yakınları Mikail’in polis tarafından kovalanması esnasında drone hava araçlarının kullanıldığına şahit olduklarını, yine olay yerinde bir helikopterin bulunduğunu belirtmişlerdir” dedi.
Keyfi ve hedef alınarak yaşam hakkı ihlal edildi
Zeytun, “Ön ölü muayene tutanağı, olay yeri coğrafik ve fiziki özellikler birlikte değerlendirildiğinde ve anlatıcıların da bilgileri tutarlı görülerek; 01 Nisan 2023 tarihinde Diyarbakır ili Çermik ilçesine bağlı Aynalı (Bîstîn) kırsal mahallesinin Gulabaxça mezrasında, Mikail Ekinci isimli yurttaşın yaşam hakkının; keyfi ve orantısız güç kullanılıp maktul hedef alınarak sırtına isabet eden silah mermisiyle ihlal edildiği ve kolluk görevlileri tarafından evlere yapılan baskın sırasında Ekinci ailesi fertlerine yönelik işkence, kötü muamele, tehdit ve hakarette bulunulduğu hususunda güçlü bir kanaat oluşmuştur” diye belirtti.
Serbest bırakıldılar
Zeytun, devamla şunları söyledi:
“Söz konusu olayda somut delil niteliğindeki müşteki ve görgü tanıklarına ait beyanlar, görüntü ve telsiz kayıtları, kriminal rapor, ölü muayene ve otopsi raporu gibi verilerin bir bütünen incelenmeden ve kuvvetli suç şüphesinin varlığı göz ardı edilerek, sadece şüpheli kolluk görevlilerinin ifadelerine davet edilmek suretiyle başvurulmuş ve bununla yetinilmiştir. Davet üzerine ifadeleri alınan kolluk görevlileri, haklarına herhangi bir tedbir kararına başvurulmaksızın serbest bırakılmışlardır. Bu durum, adli makamların adil ve hukuki bir işlem yapmadıkları ve yapamayacakları şüphesini görünür kılmıştır.”
Cezasızlıktan vazgeçin
Zeytun, raporda yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Olayda yer alan tüm kolluk görevlileri hakkında etkin ve şeffaf bir biçimde, Mikail Ekinci’nin öldürülmesi nedeni ile kasten insan öldürme; Ekinci aile üyelerine yapılan işkence, kötü muamele, hürriyetten yoksun kılma, tehdit ve hakarete maruz bırakıldıkları gerekçesi ile adli ve idari soruşturmanın yapılması, soruşturma sonucunun bütün detaylarının kamuoyuyla paylaşılması, şüphelilerin kolluk personeli olduğu göz önünde bulundurularak; benzer soruşturma ve kovuşturmalarda kolluğun suç delillerini karartma gerçekliğini deneyimlemiş ve fail kolluk görevlilerinin cezasız bırakıldığının bilincinde olan bir hak kurumu olarak şüphelilerin tutuklanmaları ve ilgili kolluk güçleri hakkında idari soruşturma başlatılarak, görevden el çektirilmeleri, olay yeri bilgilerinin ve delillerinin (Olaya ilişkin drone kayıtları, kolluk personellerine ait telsiz görüşme kayıtları, zırhlı ve güvenlik araçlarına ait kamera görüntü kayıtları, olay yerinde bulunan mermi kovanları, görgü tanıklarının beyanları) tespit edilmesi, toplanılması ve muhafaza edilmesi, yaşanan bu durumda kolluk kuvvetlerinin “devlet biziz” mantığıyla hareket ettikleri ve etkin bir adli ve idari soruşturma yürütülmeyeceğine dair olan cezasızlık sisteminden vazgeçilmesi, Türkiye’nin ulusal ve taraf olduğu uluslararası yükümlüklerine tam ve eksiksiz olarak uyması, bu konuda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin açık tavsiyelerine uyularak kolluk güçlerine tanınan geniş yetkilerin sınırlandırılması için mevzuat düzenlemesinin yapılması, polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 16. maddesinin (ve başka mevzuatta yer alan aynı hükümlerin) ölümcül güç kullanımının sadece yaşamı korumak için mutlak suretle gerektiğinde son çare olarak kullanılmasına ilişkin ilgili uluslararası standartlarla uyumlu olmasının sağlanması önerilmektedir.”
Kaynak: MA