14 Mayıs’ta gerçekjleşecek seçimleri değerlendiren Figen Yüksekdağ, 14 Mayıs’da halk iradesinin parlamentoya yansımasının öncelik sayılması gerektiğini söyledi
Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 14 Mayıs genel seçime ilişkin soruları yanıtladı.
Yüksekdağ, ittifakla ile birlikte kazanacaklarını ifade ederek “Kaybetmek kavramını lûgatımızdan çıkarmamız gereken hayati ve tarihi bir zamandayız” dedi.
Yüksekdağ ittifak içinde yaşanan tartışmalara ilişkin de soruları yanıtlayan Yüksekdağ, “biliyoruz ki memleketin köklü sorunlarının daha köklü ve demokratik, halkçı, emekçi, kadın özgürlükçü, programla çözülmesi mümkün. Emek ve Özgürlük İttifakı bu vaat ve bileşimle ortaya çıktı” ifadelerini kullanarak taleplerin dinlenmesi gerektiğini düşünüyor.
Yüksekdağ, NuJİNHA’nın kendisine yönelttiği sorulara şöyle yanıt verdi;
- Seçim yaklaşıyor ve tarihi bir süreç olarak adlandırılıyor. Siz bu süreci özellikle yaşanan büyük depremle birlikte nasıl okuyorsunuz? Türkiye nasıl bir atmosferde seçimlere gidiyor? Türkiye halkları açısından bu seçimin anlamı nedir?
2023 Genel Seçimleri çürümüş ve haklarımıza ölümle yıkımdan başka bir şey getirmeyen iktidarın gidiş seçimidir. Ne yazık ki giderken de çok yıktılar. Çok acıya ve ölüme sebep oldular. Bütün Türkiye biliyor ki yitirdiğimiz 60 bine yakın canın yarıdan fazlası depremden ölmedi. Can kurtarmayı umursamayan başat amacı parasına para, zulmüne zulüm katmak isteyen siyasi iktidar nedeniyle öldü. Artık AKP ve Cumhur İttifakı’nın hiçbir seçim hamlesi bu ülke için yok edici hale geldiği hakikatini değiştiremez. Saray iktidarı gitmediği durumda Türkiye depremden kat kat büyük bir yıkımla yüz yüze kalacak. Herkese ayan olan bu ihtimali sıfırlamak için tüm gücümüz ve gövdemizle seferber olmak zorundayız.
- HDP’ye dönük kapatma davasında erteleme talepleri reddedildi. Yıllardır tutuklu bir siyasetçi olarak bu baskı politikasına rağmen partinizin hala kilit parti olarak görülmesini nasıl değerlendirirsiniz?
İktidar seçim kampanyasını HDP karşıtlığı üzerinden düzenliyor, bu yeni bir durum değil. 2018-2019 seçimlerinde yoğun bir HDP düşmanlığı zemininde bina edildi. AKP- MHP iktidarı HDP antipropagandası yapmadan seçim propagandası yapamıyor. Ciddi bir acizlik durumu yaşıyorlar aslında. Bugün iktidarını kaybettirecek belirleyici gücün HDP olduğunu da biliyorlar. O nedenle saldırganlığın, tahammülsüzlüğün ve kumpasların dozu yükseliyor.
Yeşil Sol parti ile seçime girilmesi…
Kapatma saldırısının HDP’nin toplumsal politik misyonunu köreltemeyeceğini defalarca söylemiştik. Kanunun bir partiden, isimden, tabeladan ibaret olmadığını ülkenin geleceğine yön verecek, toplumsal politik gücün HDP hakikatini yarattığını daima göz ardı ettiler. Bu yılların deneyimini, birikimini, direnç motivasyonu ve kabiliyetini bağrında toplamış bir güçtür. Mutlaka yol bulacak demiştik. Buldu da. HDP’yi seçime giremez hale getirip paralize edeceklerini asıl politik özne olan HDP kitlesini haklarımızı afallatabileceklerini hesapladılar ama Yeşil Sol Gelecek çatısı altında seçime girme kararı ile birlikte çok hızlı bir odaklanma ve konsolidasyon sağlandı. “Yol bir, sürek bin bir” demişler. Bu halk yola bakar yoldan ayrılmaz. Ayrılanı da sevmez. Tam da bu nedenle HDP, yani onunla var olan üçüncü yol kilit konumdadır. Bütün derdimiz devamız da bu yolu geliştirmek, hedefine ulaştırmak olmalı.
- Seçimin ardından nasıl olacağından ve Türkiye için neler vaat ettiğinden çok isimler üzerinden tartışmalar yürütüldü. HDP’de aday çıkarmayacağını açıkladı. HDP’nin tutumu neden önemli? HDP stratejisi hakkında neler söylersiniz?
HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmaması seçimin ilk turda bitmesi açısından önemli. Türkiye halklarının çoğunluğu için hayati önem atfedilen, Erdoğan ve AKP-MHP iktidarının gitmesi isteği bu kararda etkili oldu diyebiliriz. Mevcut iktidarın bir gün daha kalmasına kendisi dışında kimsenin tahammülü yok. Bugüne kadar iktidar karşısında en tutarlı ve en gözüpek mücadeleyi HDP yürüttü. Bu bir yanıyla da kendi mücadele çizgisine bağlılığının gereğidir.
- Emek ve Özgürlük İttifakı nasıl bir rol oynayacak? Halklara neler vadediyor? Bu süreçte TİP’in ayrı listelerle girmesi sonucu nasıl etkiler?
Emek ve Özgürlük İttifakı kuruluş amacını tanımlarken ifade ettiği gibi gerçek bir değişim vadediyor. Genelde bütün muhalefet kesimleri değişim iddiasıyla ortaya çıktı ama daha çok AKP- MHP iktidarının gitmesi ağırlıklı bir değişim vurgusu bu. Ama biliyoruz ki memleketin köklü sorunlarının daha köklü ve demokratik, halkçı, emekçi, kadın özgürlükçü, programla çözülmesi mümkün. Emek ve Özgürlük İttifakı bu vaat ve bileşimle ortaya çıktı. Aynı zamanda çok kritik bir boşluğu doldurmaya aday oldu. Tabi bu büyük iddiaların altını dolduracak birleşik tutum ve pratik beklentisi çok yoğun. Umuyor ve diliyoruz ki ittifak bu ağırlığa ve tarihsel beklentiye uygun duruş sergileyecektir. Ayrı liste mevcut siyasi şartlarda tercih edilmemesi gereken bir yöntem. Bu konuda da geniş seçmen kitlesinin beklenti ve talepleri dikkate alınmalı. Halk iradesinin tekbir oya kadar parlamentoya doğrudan yansıması öncelik sayılmalı. Hepsinden önemlisi de “birlikte değiştireceğiz” sözünde ortaklaşanlar buna bağlı kalarak birleşik liste tavrında ortaklaşmalı.
- Özel olarak Kürt seçmenlere yönelik yaklaşımı nasıl yorumlarsınız?
En son Newroz meydanlarına yansıdığı gibi Türkiye toplumunun en diri, en dinamik ve ağır bedeller göğüsleyerek barış ve demokrasi yolunda ısrar eden kesimi Kürt halkıdır. Ve bu halk samimi bir muhataplığı, yaralarının sarılmasını ve “ya bana düşmansın ya da bana mecbursun” zihniyetinden uzak bir siyasi yaklaşımı hak ediyor. İktidarın zaten Kürtlere sunabileceği hiçbir şey yok. Ama muhalefetin ve iktidar iddiası taşıyanların bu tarihi halk hakikatini aslı gibi görmemesi daha büyük bir sorun zeminine ve geçilmiş yolları dönüp tekrar çiğnemelerine neden olur.
İSTANBUL