Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarda kimyasal silah kullanmasını araştıran IPPNW İsviçre Başkanı Dr. Peppe Savary, ‘Kullanılan maddeler uluslararası anlaşmalarda kimyasal olarak kabul ediliyor. Bir köy vardı fakat yerel görevliler oraya gitmemize izin vermedi. Nedeninin ise kanıtların hala orada olması olduğunu düşünüyorum’ dedi
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıları sürerken, bu saldırılarda kimyasal silah kullanılması geçmişi ise 1990’lı yıllara kadar gidiyor.
11 Mayıs 1999’da Silopiya’ya bağlı Ballıkaya köyü, 2009’da Colemêrg’in Çelê (Çukurca) ilçesi, 31 Temmuz 2011’de Şemzînan (Şemdinli) ilçesinde TSK’nin kimyasal saldırıları kayıtlara geçti. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Serêkaniyê bölgesine yönelik yapılan 2019’da yapılan saldırılarda da kimyasal silah kullanımı sonucunda çok sayıda sivil hayatını kaybetti.
Bir yıldan fazladır sürüyor
Türkiye’nin, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ortaklığı ile 17 Nisan 2022’de Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük saldırılar başlattıktan sonra da çok sayıda kez kimyasal saldırı yaşandı. Saldırılar hala devam ederken, Halk Savunma Merkezi (HSM), 2022’nin Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında kimyasal silah kullanımından kaynaklı 17 HPG ve YJA-Star üyesinin hayatını kaybettiği açıkladı. Kimyasal silaha maruz kaldıktan sonra yaşamını yitiren 2 HPG’linin görüntüleri de yayınlandı. Görüntülerin yayınlanmasından sonra Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler (IPPNW), kimyasal silah kullanımını incelemek için Federe Kürdistan Bölgesi’ne gitti.
Farklı zamanlarda Kurdistan’a giderek kimyasal silah kullanımına ilişkin açıklamalar yapan IPPNW İsviçre Başkanı ve aynı zamanda İsviçre Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Sözcüsü Dr. Peppe Savary,
Temas kurabileceğimiz bir devlet yoktu
Kimyasalların kullanıldığı bölgelere kimyasal uzmanı Hans Blix ile gittiğini belirten Savary, “Kimyasal silahların kullanıldığına dair kanıtları toplamak için bölgeye gittik, fakat bölgeye girişimiz KDP’nin valisi tarafından engellendi. Fakat yine de kimyasallardan dolayı vücudunda yanık oluşan köylü bir çocuğun ailesine ulaşabildik. Ulaştığımız bu çocuk ve köye ilişkin veriler dünyada ses getirdi. Öyle ki Türk ordusu bu silahları kullanırken açık olmamaya dikkat etti, çünkü onlara yaptırım uygulayabileceğimizi anladılar. Ne yazık ki diplomatik olarak temas kurabileceğimiz bir devlet yoktu. Ancak bir devletin OPCW’ye ya da Birleşmiş Milletlere başvurusu olursa kimyasal silah kullanımı araştırılır. Suriye’deki kimyasal silah kullanımı için ABD başvuru yaparak araştırma talep etmişti. Ne yazık ki Kürtlerin bir devleti yok bu yüzden de bunu sormak imkansız” ifadelerini kullandı.
KDP köylere girmemize izin vermedi
Bölgeye gittiklerinde yerel halkla iletişim içinde olduklarını belirten Savary, “Doğrudan bir kanıtımız yoktu. Elimizde bazı deliller olsa bile, delillerimiz bunu ispatlamaya yetmedi ama resmi olarak bunlar kimyasal silahlar. Kullanılan maddeler uluslararası anlaşmalarda kimyasal olarak kabul ediliyor. Kimyasalların kullanıldığı yere 20 kilometre uzaklıkta bir köy vardı fakat yerel görevliler oraya gitmemize izin vermedi. Bunun nedeninin ise kanıtların hala orada olması olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu. PKK’nin kimyasal silahların kullanıldığına dair açıklamalar yaptığını hatırlatan Savary, “PKK’nin açıklamalarının doğru olduğunu düşünüyorum ama ne yazık ki dediğim gibi resmi olarak kanıtlayamıyoruz” diye konuştu.
Raporu Türkiye bile okumuştur
Bölgedeki incelemelerini rapor olarak sunduklarını hatırlatan Savary, “Raporumuz halka açık bir rapor ve tüm devletler okumuştur. Şuna inanıyorum ki Türk devleti bile okumuştur. Raporu hazırladık fakat devletler, Erdoğan’ın kimyasal silahları konusunda hiçbir şey yapmıyorlar. Saddam Hüseyin’in kimyasal silahları için gereken her şeyi yaptılar, çünkü o siyasi olarak güçsüz bir konumdaydı. Kimyasal silahların Rusya ve Suriye gibi birlikler tarafından kullanılmaması için de her şeyi yaptılar. Bu kimyasal silahların teknolojisinin sahibi olan Almanya, Kızılhaç konvansiyonu ülkesi olan İsviçre ama Erdoğan’ın elinde mülteci kozu olduğu için bir şey yapmıyorlar. Erdoğan, ordusunun NATO’nun en büyük dördüncü ordusu olduğunu söyledi. Yani şu an için kimse Erdoğan’ın kimyasal silah kullandığını araştırmak istemiyor” şeklinde konuştu.
Seçimler durumu değiştirebilir
Uluslararası güçlerin ancak Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi durumunda araştırma yapabileceğini söyleyen Savary, “Türkiye’deki seçimin durumu değiştirebileceğini düşünüyorum. Ama belki hükümette bir değişiklik olursa, Türkiye’de yeni bir hükümetin kimyasal silah kullanmaya devam etmeyeceğini düşünüyorum, hatta belki de bu çatışma için barışçıl bir çözüm bulunur” ifadelerini kullandı.
‘Öcalan kurtuluşun anahtarıdır’
Seçimde sonraki ilk adımın PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü olması gerektiğini söyleyen Savary, “Bir sonraki adım Öcalan’ın özgür olmasıdır. Onun özgürlüğü Kürt sorunun çözüm anahtarıdır. Demokratik Sosyalist Konfederalizm modeli adaletli ve sorunların çözümüdür ama Kürtlerin yaşadığı dört parçada dört diktatör var. Öcalan’ın özgürlüğü tüm Ortadoğu’nun kurtuluşunun anahtarıdır” şeklinde konuştu.
Kaynak: Berivan Kutlu / MA