Emekliler toplumun önemli bir kesimi, işçi sınıfının bir parçası, yaşamı var etmiş ve var etmeye devam edenlerdir. Bu gerçeği cesaret ve aklın gücüyle bizi görmeyenlere gösterelim!
Mahinur Şahbaz
Biz emekliler içinde bulunduğumuz ekonomik sosyal durumun farkındayız.
Bizlere yaşatılanların nedenini ve niçin yapıldığını da biliyoruz!
Her boyutuyla can yakıcı bir dönemdeyiz! Doğal bir afet olan depremin felakete dönüştürülmesi de canımızı çok yaktı. Bu dönemin geçeceğini, emeği hakkı hukuku tanıyan sahici yaklaşımlarla samimi dayanışmayla, yanlış bilinen doğruları düzelterek, sorunlara çözüm üreterek aşılabileceğine inanıyoruz.
Bugünlerde emekli aylıklarına yapılan düzenlemeler gündemimizde! EYT’liler için yapılan düzenleme, en düşük emekli aylığının 5500 TL’den 7500 TL’ye çekilmesi işi konuşuluyor her yerde. Emeklilik hukukunu, emeklilik için çalışılan süreyi ödenen primleri inkar ederek yapılan bu değişiklik reklamı yapıldığı gibi değil! Nefes aldırıyor gibi yaparken yeni hak kayıplarına neden olacak. Emeklileri güvencesiz hale getiren reformun bir uygulaması olduğu için EYT’ler konusunda yapılacak düzenlemede emeklilik sorunlarını çözmeyecek.
AKP iktidarı ve öncesinde alınan politik kararlarla sosyal güvenliğin ticarileştirilmesinin, özelleştirilmesinin, bireyselleştirilmesinin öbür adının Sosyal Güvenlik Reformu olduğunu biliyoruz. Ve bu süreçte kazanılmış ekonomik, sağlık, sosyal haklarımıza el konmasının sıkıntısını yaşıyoruz. Nerede olursa olsun, kendisini nasıl tanımlarsa tanımlasın bütün emekliler Sosyal Güvenlik Reformu’nun kendilerini güvencesiz hale getirdiğini, yoksullaştırdığını biliyor. Yirmi bir yıldır ülkeyi yönetenler de biliyor ve bunun için aylıklarda sözde iyileştirmeler yapıyorlar. Rıza üreten emekli örgütlerinin desteğiyle emeklilerin tepkisini yönetiyor, yönlendiriyor ve pasifize ediyorlar.
Hükümetlerin, sermayenin, uluslararası finans kuruluşları ile yaptığı kredi ve stant by anlaşma şartlarını yerine getirmeye özen göstererek: emeklilerin sorunlarını çözmeyen ama öteleyen, kendilerine göre acil durumlarda bir şeyler yapıyormuş gibi yapan günü bile kurtarmayan düzenlemeler yapıldı, yapılmaya da devam ediliyor. Bugün yapılanlar da bunlardan birisi.
Kazandıkları emeklilik hakları teslim edilmeden EYT’lilerin emekli edilmesi yoksullaştırılan emeklilere yenilerinin katılması demektir. Emekli aylığı artışlarının on iki yıldır enflasyon oranına bağlanması, emeklilere milli gelirden ve ülkenin büyüme hızından pay verilmemesi. Emekli aylığının güncellenmemesi, sürekli azaltılmasıyla alım gücünün düşürülmesi. Aynı prim-gün çalışmış işçilerin emekli aylık ve ikramiye hesabının iki bin öncesi iki bin ve iki bin sekiz arası, iki bin sekiz sonrası diye ayrılarak dünyada benzeri olmayan bir yöntemle eşitsizliğin ayrımcılığın devam ettirilmesi. Adını intibak koydukları bu haksız hukuksuz uygulamanın düzeltilmemesi. Emeklilerin kazandığı haklarının hukuk geriye doğru işletilerek ellerinden alınması işine devam edilmesi. Bütün bunlara rağmen EYT’lilere haklarını teslim ettik, emekli yaptık demek doğru değildir. Bu EYT’lilere, emeklilere oynanan bir oyundur. SGK’nın bütün finansmanını emekliler ve çalışanlar üzerinden yürüten ve kamu emekliliği sigorta sistemini sonlandırmak isteyen sermaye çevrelerinin son düzenlemelerinden birisidir.
SGK’nın Haziran 2020’de yayınladığı bir genelgeyle en düşük emekli aylığı uygulaması açıklanmıştı. 2019 yılının başından itibaren en düşük emekli aylığının 1000 TL’na tamamlama işine 2020 nisan ayından itibaren de en düşük emekli aylığı 1500 TL’ye tamamlanarak devam edildi. Oysa emekli aylığı artışları enflasyon oranında altı ayda bir zam yapılmasına bağlanmıştı.
Genelgeyle emekli aylığı düşük olanları yükseltiyoruz diyerek emekli aylığına esas olan çalışma süresini ve yatırılan primleri yok sayarak emekli aylıklarının temeli kaydırıldı. Neye göre belirlendiği belirsiz duruma getirildi. Ayrıca altı ayda bir enflasyon oranında yapılan zam gerçek aylık üzerinden yapıldığı için artışlar hesaba katılmadı ve emekli aylığına görünenden daha düşük oranda zam yapıldı. Şimdiki 7 bin 500 TL’ye tamamlama işi de böyle olacak. Emekli aylıklarına da söylendiği gibi artış sağlamayacak, en düşük emekli aylığı 7 bin 500 TL. olmayacak. Reformla emeklilik haklarına el koyma emeklilik hukukunu yok etme sürecinin bugün getirildiği nokta budur. Hani reformla emekliler tek çatı altında toplanmıştı, norm ve standart sağlanacaktı. Eşitsizlikler giderilecekti. Bize verilen vaatleri bile takip etmeyince bugünleri yaşamaya mahkum olduğumuzu fark edelim artık!
Kadınların haklarının daha fazla tırpanlandığını da görelim. Dul ve yetimlerin aylık bağlama oranı düşürülmüştü, tercihle alanı daraltılmıştı, primlere el konulmuştu. Onlar için en düşük emekli aylığı 7 bin 500 TL olmayacak. Emekli hakkı sahipliğini yok etmek isteyen reform kadınları daha çok vurdu. Bugün kadınlar yoksullar, yaşlanınca da güvencesiz olmalarının zemini hazırlandı bu uygulamalarla.
Makul olan çevreler en düşük emekli aylığı asgari ücret tutarında olsun diyor! Sosyal Güvenlik Reformu yapılmasaydı bugün en düşük emekli aylığı 12 bin TL olacaktı. Bunu söyleme cesareti gösteremeyenleri hakikatleri görmeye, yoksulluk sınırının 30 bin TL’yi aştığı bir ekonomik ortamda rıza üretmekten vazgeçmeye davet ediyoruz!
Emekli aylıklarımızda kaç lira artış oldu, sana verdi, bana vermedi diye tartışmak ve birbirimizi suçlamak yerine Sosyal Güvenlik Reformu yapılmasaydı bugün en düşük emekli aylığı 12 bin TL olacaktı. Bu hakikati görerek düşünmemiz ve buna göre davranmamız gerekiyor. Aksi halde yıllarca çalışmamız verdiğimiz emek ve yatırdığımız primler inkar ediliyor, yok sayılacak, unutturulacak. Seçimden seçime önümüze koyup seçtirdikleri bize ne verirse emekli aylığımız da o olacak!
Birbirimizle değil haklarımızı yok sayan emekli primlerimizi borsaya yatırıp uluslararası şirketler ve yerli taşeronlarının kullanımına sunan ve haklarımızı koruduğunu söyleyerek bunlara taraf olan, rıza üretenlere karşı yönümüzü dönelim ve yaptıkları haksızlıkların hesabını sormak için gücümüzü toplayalım!
Emekliler seçimden seçime varlığı görülecek sadece oy veren nesneler değildir.
Emekliler toplumun önemli bir kesimi, işçi sınıfının bir parçası, yaşamı var etmiş ve var etmeye devam edenlerdir. Bu gerçeği cesaret ve aklın gücüyle bizi görmeyenlere gösterelim!
Emeklilik haklarımızdan ve kamu emekliliği hukukundan vazgeçmeyelim! Sorunlarımıza çözüm isteyelim! Sosyal Güvenlik Reformu yapılmasaydı bugün en düşük emekli aylığı 12 bin lira olacaktı; bunu unutmayalım! Hakikatler üzerinden yürüyerek bizim üzerimizden sermaye biriktirenler ve onlara aracılık yapanların oyunlarını bozalım!
* En düşük emekli aylığı 12 bin TL olmalı!
* Bayram ikramiyeleri emekli aylığı tutarında olmalı ve bütün emeklilere verilmeli!
* Emekli aylığı artışı prim gün hesabı üzerinden yapılmalı! Emeklilere Milli Gelir’den, ülkenin büyüme hızından pay verilmeli, aylıklar güncellenmeli, alım gücü yükseltilmeli!
* Geçmiş dönemlerin ekonomik kaybını bir miktar da olsa telafi etmek için Ekim ve Mart aylarında olmak üzere bütün emeklilere bir aylık tutarında emekli ikramiyesi verilmeli!
* Promosyon uygulamalarında ayrımcılık yapılmamalı, limiti yükseltilmeli, altı ayda bir güncellenmeli!
Bu ekonomik taleplerimizle ülkeyi yönetenlere, Anayasa’da var olan “Sosyal Devlet” olma ilkesini bugüne kadar askıya aldınız, bundan vazgeçin ve emeklilerin haklarını teslim edin demek istiyoruz.
Taleplerimizin takipçisiyiz!
*Emekliler Dayanışma Sendikası üyesi