Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 11 köylünün kaybedilmesine dair açılan dava ile ilgili verilen önerge de iade edilmişti. HDP’lilerin Meclis’e sunduğu birçok önerge, ‘kaba’ ve ‘yaralayıcı’ denilerek işleme konulmadan iade ediliyor. HDP Grup Başkanvekili Kurtulan, bu engellemelerle parlamenterlerin denetim görevlerinin engellendiğini ve topluma hafızasızlık dayatıldığını söyledi
Semiha Alankuş/İstanbul
Haziran ayında yapılan genel seçimlerden sonra oluşan Meclis milletvekillerinin yemin etmesinden bu yana Meclis Başkanlığı’na verilen soru ve araştırma önergeleri ele alınıyor. Yeni dönemde Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin verdiği önergeler reddedilmenin yanı sıra işleme konulmadan geri iade ediliyor. Geçmiş yasama dönemlerinde hemen hemen hiçbirisi kabul edilmeyen AKP ve MHP milletvekillerinin oyları ile reddedilen ya da hiç işleme konulmayan araştırma ve soru önergeleri yeni yasama yılı ile birlikte bir kez daha hiç işleme konulmuyor. 7 Temmuz’da milletvekillerinin yemin töreni ile açılan ve daha sonra 1 Ekim’e kadar çalışmaya ara veren Meclis’te şimdiye kadar HDP’li vekillerin verdiği 6 araştırma ve soru önergesi işleme konulmadan Meclis Başkanlığı tarafından geri iade edildi. HDP milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Ömer Öcalan, Feleknas Uca, Abdullah Koç, Murat Sarısaç ve Fatma Kurtulan’ın verdiği önergeler işleme konulmadı. İade gerekçeleri ise kullanılan kelimelerin “kaba” ve “yaralayıcı” bulunması.
‘Kürt halkı’ da iade gerekçesi
HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın tek Kürtçe çizgi film kanalı olan Zarok Tv’ye kesilen yüksek miktardaki para cezaları nedeniyle Meclis Başkanlığı’na verdiği soru önergesi, içerisindeki ifadeler gerekçe gösterilerek iade edildi. Önergenin sorular bölümünde yer alan “Kürt halkı”, “Kürtler”, “Kürdistan tarihi” ve “Kürtçe çocuk kanalı” ifadeleri, Meclis Başkanlığı’nca iadeye gerekçe olarak gösterildi.
‘Tecrit’ demek kaba
HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, İmralı Cezaevi’nde kalan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecrit koşullarının araştırılması ve yerinde incelemelerde bulunması talebiyle 14 Eylül’de Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi sundu. Önerge, Meclis Başkanlığı tarafından kabul edilmeyerek, geri iade edildi. Gerekçe olarak ise, başvuru metninde “…çözüm değil, çatışma tercih edilmiştir”, “…barışta değil, savaşta ısrar edileceğinin göstergesi olmuştur”, “…mutlak tecrit koşullarını almıştır”, “…KHK rejimiyle de hukuka aykırılığa yasal bir nitelik kazandırılmıştır”, “tutuklu ve hükümlü haklarının tamamen çiğnendiği, insanlık dışı bir tecrit politikasının uygulandığı bu durum…”,”…bir insanlık suçu olan mutlak tecrit…” ifadelerinin yer alması gösterildi. Kullanılan kavramların “kaba” ve “yaralayıcı” olduğu iddia edilerek, değiştirilmesi istendi.
İşkenceyi sormak ‘yaralayıcı’
HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, cezaevinde yaşanan hak ihlallerinin Meclis gündemine taşıyarak, “hücrede tutulma uygulaması”, “tek sıra halinde sayım uygulaması”, “işkenceye varan kaba dayak”, “darp edilenlerin doktor sevklerinin yapılmaması”, “darp edilenlere doktor raporu verilmemesi” gibi iddiaların araştırılması ve ihmali olan görevlileri tespit etme amacıyla Meclis Araştırması açılmasını talep etti. Ancak, Kurtulan’ın önergesi, henüz yasama faaliyetine başlamamış olan Meclis Başkanlığı tarafından önergedeki ifadelerin “kaba ve yaralayıcı” olduğu gerekçesiyle iade edildi.
‘Sürgün’ iadeye gerekçe
Bir diğer iade edilen önerge de HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca’nın IŞİD saldırısı sonrası Türkiye’deki Midyat Kampı’na yerleştirilen Ezidilerin yaşadığı sorunlara dair önergesi. Uca, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle Ağustos ayında verdiği soru önergesinde, Mardin’in Midyat ilçesindeki AFAD kampında yaşananlara dair ziyaret taleplerinin Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından reddedildiğini anımsatarak, hem bu engeli hem de kampta yaşanan sorunları gündeme getirdi. Soylu’nun yanıtlaması istemiyle 6 farklı soru soran Uca’nın “Ezidilerin, katliama uğradığı tarihte yeni bir sürgünle yüz yüze getirilmesi bilinçli midir?” sorusu, Meclis Başkanlığı’nca önergenin iadesine gerekçe olarak gösterildi.
‘Faili meçhul’ ifadesi de ‘kaba’
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, 1993 yılında 11 köylünün zorla kaybedilmesine dair açılan Kulp Davası’nın 19 Eylül’de görülen son duruşmada “zaman aşımı” gerekçesiyle düşürülmesi üzerine Meclis Araştırma Komisyonu kurulması yönünde Meclis Başkanlığı’na sunulan önerge, içeriğinde “faili meçhul cinayet” ifadesi yer alması gerekçesiyle işleme konulmadan iade edildi. HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan önerge de “kaba” ve yaralayıcı” bulunan şu ifadelerin değiştirilmesi istendi: “zorunlu göç”, “faili meçhul cinayetler”, “gözaltında kaybetmeler, zorla göçertmeler, yargısız infazlar ve sistematik işkence.” HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan konuyu değerlendirdi. Meclis’in ikinci büyük muhalefet partisi olarak kendilerine ulaşan ve tanık oldukları hak ihlallerini, ülke sorunları ile ilgili konulara ilişkin soru ve araştırma önergesi verdiklerini söyleyen Kurtulan, bunun kendilerine halk tarafından verilen bir denetim yetkisi olduğunu belirtti. İadelerin tek bir açıklaması var diyen Kurtulan, Meclis Başkanlığı ve Saray yönetiminin halktan kopuk bir algı içinde olduğunu söyledi. Kurtulan şöyle devam etti: “25 ve 26. dönemde de bu sorunla karşılaştık. Önergelerimizin, kanun tekliflerimizin çoğu iade edildi. İade gerekçelerinde, önergelerin içinde ‘kaba ve yaralayıcı ifade’ geçen, içerik bakımından düzeltilmesi gereken sorunlu cümleler olduğu söylense de asıl mesele şu ki önergelerimizin konusunun kendisi Meclis Başkanlığı tarafından yok sayılmak istenen, üstü kapatılmak istenen meseleler. Meclis Başkanlığı üzerini kapatmak istediği konularla ilgili önergeleri geri gönderiyor.” Daha şimdiden verdikleri 6 önergenin iade edildiğini dile getiren Kurtulan, “Gerekçeler ortak: Kaba ve yaralayıcı dil kullanılması! Cezaevlerinde işkence ve kaba dayak iddiaları sorusu bile ‘kaba ve yaralayıcı’ olarak görülüyor ve reddediliyor. İşkencenin kendisi yaralayıcıdır, sorusu değil.” İade edilen önergelerden örnek veren Kurtulan şöyle devam etti: “‘Hasta mahpuslar tedavi edilmiyor’ cümlesi kaba ve yaralayıcı bulunuyor! ‘Asimilasyon’ kelimesi kaba ve yaralayıcı! Bu dönem Tarsus Cezaevi’nde yaşanan işkence ve kötü muameleye ilişkin iki kez araştırma önergesi verdik. Meclis Başkanı ‘Kaba ve yaralayıcı ifade’ içeriyor diye iki kez önergemizi iade etti. Peki, iade edince Tarsus Cezaevi’ndeki işkence ve kötü muamele bitti mi? Hayır. Meclis eliyle suçların üzerini kapatmak için çaba sarf ediyorlar. Asıl kaba ve yaralayıcı olan işkence ve kötü muamele eyleminin kendisidir.”
Önceki dönemde de vardı
Daha önceki dönemlerde iade edilen önergelerine ilişkin de konuşan Kurtulan, 25. Yasama Dönemi’nde 3 bin 168 yazılı soru önergesinden 389 tanesinin ifade edildiğini söyledi. Kurtulan, şu bilgileri paylaştı: “26. Yasama Dönemi’nde ise, bin 801 Kanun Teklifi’nden 18’i, 16 bin 421 yazılı soru önergesinden bin 421’i, 2 bin 098 araştırma önergesinden 109’u iade edildi. İade gerekçeleri yine aynıydı. Örneğin, 7 Haziran 2017 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunmuş olduğumuz araştırma önergesi içeriğinde ‘Ablukalar…’ şeklinde ifade geçtiği gerekçesiyle iade edildi. TBMM Başkanlığı ‘ablukalar…’ ifadesini TBMM İçtüzüğü ‘nün 67. maddesi kapsamında değerlendirdi. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre ‘kuşatma’ anlamına gelen ‘abluka’ sözcüğünün kaba ve yaralayıcı bir anlamı bulunmuyor. Meclis Başkanlığı’nın bu ifadeyi ‘kaba ve yaralayıcı’ olarak nitelendirmesi izaha muhtaçtır.”
Skandala imza atıldı
“Geçtiğimiz dönem bir skandala daha imza atıldı” diyen Kurtulan şunları söyledi: “TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerinin görüştüğü, oyladığı ve hakkında karar verdiği önergeler, aradan bir buçuk yıl geçtikten sonra iç tüzüğe uygun olmadığı gerekçesiyle ilgili milletvekillerine iade edildi. 29 Temmuz 2016 tarihinde milletvekillerimiz Ali Atalan ve Feleknas Uca’nın ortak imzasıyla ‘Ezidilik inancına sahip toplumun maruz kaldıkları zulüm ve şiddet politikaları ile uygulamalarının araştırılması’ amacıyla sunduğu Meclis Araştırma Önergesi, 2 Ağustos 2016’da Genel Kurul’da görüşüldü. Önerge üzerine Mardin Milletvekilimiz Ali Atalan 10 dakika konuşma yaptı, tüm gruplardan milletvekillerinin tartışması ve yapılan oylama üzerine önerge kabul edilmedi. Aynı araştırma önergesi yaklaşık bir buçuk yıl sonra tekrar Meclis’e sunuldu. Bir buçuk yıl önce Genel Kurul’da görüşülmüş olan önerge, 10 Ekim 2017’de Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın imzasıyla, ‘kaba ve yaralayıcı’ sözler içerdiği gerekçesiyle iade edildi.”
Bir kaba bir değil!
Aynı şekilde Garo Paylan’ın “Nisan-Mayıs 1915’te gözaltına alınarak, değişik zaman ve yerlerde öldürülmüş Ermeni mebusların akıbetlerinin araştırılması” amacıyla sunduğu araştırma önergesinin 21 Nisan 2016’da HDP’nin grup önerisi olarak Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldüğünü belirten Kurtulan, önergenin tüm parti grupları tarafından tartışıldığını, ancak söz konusu önergenin bir buçuk yıl sonra 10 Ekim 2017’de İsmail Kahraman tarafından “İçtüzüğe uygun değil” denilerek iade edildiğini söyledi.
Meclis Başkanlığı denetim faaliyetini engelliyor
“Kürtçe okul”, “Kürt halkı”, “tecrit”, “işkence”, “asimilasyon” vb. ifadeler için “kaba” ve “yaralayıcı” denmesine ilişkin Kurtulan şöyle konuştu: “Tam da içtüzük değişikliği tartışmalarının Anayasa Komisyonu’nda devam ettiği süreçte ifade etmek gerekir ki Meclis Başkanlığı parlamenterlerin denetim faaliyetlerini engelliyor ve bunu keyfi bir biçimde gerçekleştiriyor. ‘Asimilasyon’un kendisini kaba ve yaralayıcı bulmayan bir zihniyet bu kelimenin bir milletvekili tarafından zikredilmesini kaba ve yaralayıcı buluyorsa orada demokratik bir zihniyet aramanın imkanı yoktur. Buradaki amacı biz görüyoruz. Bunları iade edeyim ki Meclis sayfasında olmasın, insanlar görmesinler. Yapılmak istenen kelimenin tam anlamıyla hafızasız bir toplum yaratmadır. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yok. Parlamento işleyişi iç tüzük temelinde olmalıdır. Keyfi herhangi bir tasarruf ve işlem Meclis’in itibarına gölge düşürmektedir. Zaten itibarı yerlerde olan bir Meclis’in, zaten AKP iktidarı yüzünden Saray’ın noteri olmuş bir Meclis’in böylesi trajikomik uygulamalarla gündeme gelmesi Meclis’in ayıbı olarak tarihe geçecektir.”