AKP’nin seçimler için birçok partiyle görüşmesini ‘çaresizliğin göstergesi’ olarak tanımlayan İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, ‘Yoksulluktan kurtulmanın yolunun kapısı 14 Mayıs’ta açılacak. 14 Mayıs’ta cesaret ve güven ile sandığa gideceğiz’ dedi
Yadigar Aygün / İstanbul
14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimine 50 gün kaldı. Seçim takvimi işlemeye devam ederken, ittifak tartışmalarının yanı sıra, sandık güvenliğine ilişkin tartışmalar ise devam ediyor. Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP başta olmak üzere ziyaretlerini sürdürürken, HDP’nin de içinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı aday çıkarmayacaklarını duyurdu.
İHD Onursal Başkanı Akın Birdal ve HDP MYK üyesi Cihan Aydın yapılacak olan seçime ilişkin gazetemize konuştu.
Toplumu kutuplaştırdılar
AKP-MHP iktidarı sürecinde hak ihlallerinin arttığına dikkati çeken Birdal, AKP’nin toplumu ötekileştirdiğini belirtti. Türkiye’nin demokrasiden, barıştan uzaklaştığını söyleyen Birdal, “12 Eylül faşist darbesi sonrası oluşturulan bir anayasa ve sistem var. Bu sistem, emeğe, insan onuruna ve yaşam hakkına düşman olan ve karşı politikalar oluşturmak isteyenlere fırsat tanıyor. Bugün ki AKP iktidarı da bunu fırsata dönüştürdü. Demokrasiden, adaletten, barıştan, eşitlikten uzaklaştı. İnsan hakları konusunda başta yaşam hakkı olmak üzere her alanda haklar ihlal ediliyor. Toplumda bir kutuplaşma yaratıldı. Her alanda ayrımcılık yaratıldı. Bütün bu olup bitenler bu yasalar ve anayasal sistemden kaynaklanıyor. Yargının bağımsızlıktan uzaklaşması insana yönelik hak ihlallerini cesaretlendiriyor. İnsan hakları ihlalleri, AKP döneminde daha da arttı. Cumhuriyet tarihinde hak ihlalleri hiç bu kadar ağırlaşmamıştı. İnsan hakları yerlerde sürükleniyor” diye konuştu.
AKP çaresiz
Cumhur İttifakı’nın HÜDA PAR ile ittifakını değerlendiren Birdal, AKP’nin çaresiz kaldığını söyledi. Birdal, “Bölgede HÜDA PAR’ın ne olduğu biliniyor. Özgür basında çalışan gazetecileri katledilmesinden tanır. Bu ittifak, iktidarın çaresizliğinin sonucudur. İktidar, o çukurdan çıkamayacak. Ekonomik yaşamda, siyasal yaşamda öylesine obruklar oluştu ki bu çöküntünün altından ancak toplumsal siyasal muhalefetin birlikteliği ve dayanışması çıkarabilir. Bu bir fırsattır. Deprem felaketinde görülen dayanışma ile seçim sürecine de o ruh ile gidilirse halklarımızın hak ettiği yeni bir yaşam düzlemine girecektir” dedi.
Sonu yakındır
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın önemli bir olanak sağladığına işaret eden Birdal, AKP’nin sonunun bu seçimlerde geldiğini belirtti. Yeni bir sürecin başladığını vurgulayan Birdal, “Halkımız çaresiz değil. Cumhurbaşkanı seçiminde HDP yöneticileri eğilimi belirlediler. Bu çok doğru bir tutum. Danışma kurulu olarak toplandık. Seçim bildirgemizi gözden geçirdik. Halkımızın beklentisine ve gereksinimine karşılık verecek bir bildirge açıklayacağız. Yeni bir heyecan yeni bir umut yeni bir güven yaratan bildirgemizle halklarımızla buluşacağız. Korkudan ve yoksulluktan kurtulmanın yolunun kapısı 14 Mayıs’ta açılacak. 14 Mayıs’ta cesaret ve güven ile sandığa gideceğiz. Halkımız o kapıyı açacak. Bu iktidar mutlaka gidecek. Bütün çabamız bunu öne almak. İnsanları korkudan, yoksulluktan, açlıktan kurtaracak bir Türkiye özlemimiz var. Ben varım diyen herkes ile o sonuca ulaşacağız” diye ifade etti.
Rejim değişmeli
Türkiye’de toplumsal baskı ve sansürün artığını belirten HDP MYK üyesi Cihan Aydın ise, bir an önce bu baskıların kaldırılması gerektiğini söyledi. Aydın, “21 yıldır bu ülkeyi otoriter bir şekilde yöneten faşizmi kurumsallaştırmaya çalışan bir iktidar pratiği ile karşı karşıyayız. Türkiye’de neredeyse tüm alanlarda despotik bir yönetim var. Hiçbir muhalefet odağına, ayrı sese tahammül göstermeyen bir rejim var. Bu rejimin mutlak suretle değişmesi gerekiyor. Muhalefetin en etkin parçalarından birisiyiz. Bu sistemi değiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Seçimden sonraki süreç için planlarımız var. Örneğin, Türkiye’nin şuan da en büyük sorunlarından biri ifade özürlüğü meselesidir. İnsanlar, yaşamın bütün alanlarına ilişkin politikalarını eleştirildiklerinde yargı ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu sağlanmadıkça ifade özgürlüğünün önü açılmadan iyileştirmeler yapılmadan Türkiye’nin yeni bir iktidarla yol alma imkanı yok. İfade özgürlüğünün sağlaması gerekiyor. Türkiye’deki yargı demokratikleşmeden uluslararası standartlara gelmeden yol almak çok mümkün değil” diye konuştu.
Varlık yokluk seçimi
14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerin önemine değinen Aydın, AKP-MHP iktidarına karşı herkesi sorumluluk almaya davet etti. Aydın, “Asıl meselemiz AKP-MHP iktidarının faşizan uygulamalarına karşı mücadele etmek. Halk bunun hesabını sandıkta soracaktır. Bu seçim, Türkiye halkları için demokrasi için bu seçim bir varlık yokluk seçimi. Ya faşizm bir bütün olarak hayatımızda kurumsallaşacak, çok geniş yer kaplayacak ya da nispetinde olsa halkların daha fazla kendisini rahat ifade edebildiği ve nefes alabildiği bir sürece tanıklık edeceğiz. Bu sadece Kürtler için değil bütün Türkiye’de yaşayan, demokrasiden özgürlükten yana tavır belirleyen herkes için varlık ve yokluk seçimidir. Parti olarak da toplumsal olarak da meseleye bu ciddiyet ile hazırlanmak zorundayız. Armutun sapı üzümüm çöpü deme lüksümüz artık yok. Bütün bu rejime itirazı olan herkesi bu konuda sorumluluk almaya çağırıyoruz ve davet ediyoruz” diye konuştu.
Sandık çağrısı
Seçim sürecinde örgütlü ve kolektif çalışmak gerektiğini belirten Aydın, AKP-MHP iktidarına karşı ortak bir tutum alınması gerektiğini söyledi. Aydın, “Bütün seçmeleri, bu rejimden darbe yiyen herkesi ve gençleri seçimde sandığa bekliyoruz. Daha fazla örgütlenmeli, daha fazla mücadele etmeliyiz. Sandık güvenliği konusunda etkin bir şekilde çalışmalıyız. Herkes, sandık kurullarında görev alsınlar ve oylarına sahip çıksınlar. Herhangi bir dezenformasyona maruz kalmamak için birlikte hareket etmek ve kolektif şekilde çalışmak zorundayız” dedi.