Çuvaldızı kendimize batırmaya devam ediyoruz. HDP iktidarları neden halkın kullandığı suyu bedava yapmadı? İrili ufaklı 106 belediyede iktidar olan HDP (BDP… vb.) daha önce Dikili belediye başkanı Osman Özgüven’nin yaptığı ve bu yüzden yargılanıp, üstelik beraat de ettiği ‘12 metreküpe kadar suyun ücretsiz ya da sembolik bir ücretle halka su dağıtımı’ benzeri bir uygulamayı neden yapmadı? Tabii ki Batıda küçük bir belediye ile Doğuda bir belediyenin bunu gerçekleştirmesi aynı şey değildi ama yaygın bir politik hareketle birlikte yapılacağı için de başka bir etkisi ve gücü vardı. Bu yüzden soruyu tekrar edersek, 106 yerde, halkın belediyesi, Ekolojik Belediye kurallarına uyarak, aynı zamanda bilimsel olarak su tasarrufu da sağladığı kanıtlanan bu yöntemi uygulayamaz mıydı?
En fazla kayyum atayacaklardı ki baksanıza şimdi, henüz daha kimse seçilmeden kayyum atayacaklarını söylüyorlar. Aynı zamanda halkın bir ihtiyacını doğrudan çözmüş bir belediyeye kayyum atamak deve ve hendek sorunsalıdır. Tabii ki yargının doğrudan iktidarın bir aparatı haline dönüştüğü bir zamanda, atayamaz diyemezsiniz. Ancak bu durum, ancak bu tip meşru ve yaygın şeyler yaparak aşılabilir. Yoksa zaten seçimlere katılmanın da bir manası yoktur.
Aslında mesela Diyarbakır belediyesi su alacaklarının yüzde 49’una yakın bir kısmını zaten toplayamıyordu. Ayrıca su fiyatı yüksek geldiğinden, insanlar çeşitli yöntemlerle kaçak su kullanıyor ve başarılı olduğunda, su fiyatının yüksekliğinden intikam alırcasına hunharca harcıyordu. 12 metreküp ya da bölgenin ihtiyacına, ailelerin ihtiyacına göre asgari düzeyde sınırlanmış bedava su ile bu sınırı aşmamak için yapılacak sadece su tasarrufundan bile bu suyun karşılığı kazanılmış oluyordu. Bu tam bir ‘Ekolojik Belediyecilik’ uygulaması değil midir?
Bu suyun kaç metreküp olacağı, suyun nasıl dağıtılacağı meselesi de sadece belediyenin su işlerinin işi değildir zaten. Mahallelerin su komiteleri, yani suyu kullananlar, içenler, Ayşe ananın, Mehmet amcanın, Rojin çocuğun yani bütün halkın su işleri ile birlikte karar vereceği bir şey değil midir? İçtiğimiz suda bile demokrasi yoksa, nasıl başka bir demokrasi inşa edilebilir?
Bu durumda belediye yönetimleri tabii ki yargılanabilirdi ama yiğidin hakkını yememek gerekir ki belediye yönetimleri yargılanmaktan hiçbir zaman çekinmediler. Bir de halka bedava su vermekten yargılansalardı, namları yürürdü.
Ve eğer kayyum atarlarsa, suyu yine paralı hale soktuğunda, kesinlikle kulakları çok çınlardı…