2023 Newrozu bana Sayın Öcalan’ın 2013 Newrozu’nda okunan mektubunun şu kısmını hatırlattı: “Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler, uçuruma sürüklenirler”
Herdem Fırat
Bundan tam on yıl önce, 2013 yılında Amed’de PKK Lideri sayın Abdullah Öcalan’ın mektubu okundu. O dönem Trabzon’da cezaevindeydim. Mektubun okunmasını tüm haber kanalları canlı veriyordu. Mektup okundukça hepimizin şaşkınlığı daha da artmıştı. Özellikle sürekli yeni bir sürece vurgu yapması bizde “acaba nasıl olacak” kaygısı oluşturuyordu. Hele ki “Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir” sözü okunduğunda şaşkınlık daha da arttı. Önceki deneyimler, yaşananlar akıllara geldi. Fakat mektup okundukça sayın Öcalan’ın meselelere ne kadar geniş bir pencereden baktığı daha net görülüyordu. Mektup sonuna gelindiğinde tüm kaygılar yerini gülümsemelere bıraktı. Hepimizi sevinç dalgaları almıştı. Özgürlük mücadelesi büyük bir aşamaya gelmişti. Ancak iktidarın gerçek anlamda mektubun anlamını kavramadığı ya da görmezden geldiği daha sonra görülecekti.
2013 Newroz Bildirgesi o kadar önemliydi ki yıllar sonra 2 Mayıs 2019’da kendisiyle görüşme yapan avukatlarına aynen şöyle demişti: “Bizlerin İmralı’daki duruşu, 2013 Newroz Bildirgesi’nde belirttiğimiz ifade tarzının daha da derinleştirilerek ve netleştirilerek sürdürme kararlılığındadır. Bizim için onurlu bir barış ve demokratik siyaset çözümü esastır.” 2023 Newrozu aslında sayın Öcalan’ın bu açıklamasına verilen cevaptı: Halkın duruşu, İmralı’nın duruşunun yanındadır.
2023 Newrozu’nu üç farklı ilde izledim. Diğer kentlerdeki Newrozları da olabildiğince takip ettim, verilen mesajlara baktım, alanların taleplerini gözlemledim. 2023 Newrozu bana Sayın Öcalan’ın 2013 Newrozu’nda okunan mektubunun şu kısmını hatırlattı: “Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler, uçuruma sürüklenirler.”
Ve zamanın ruhu bu Newroz’da “Bijî Serok Apo” olarak dile gelmişti. Sanki milyonlarca insan bu sene anlaşmışçasına her yerde tek slogan attı. Sanki tüm katılımcılar sözleşmişçesine bu sloganı dillendirdiler. Sloganları ne polisin müdahalesi engelleyebildi ne de sahnede sesi yükseltilen müzikler bastırılabildi.
Katıldığım ilk yer Şemzinan’dı. Bu sene ilk ateş orda yakıldı. Emniyet bir gün öncesinden ateş yakılmasına ve Newroz’un kutlanmasına izin verilmeyeceğini söylemişti. Ancak 15 Mart’ta yapılacak kutlamaya yüzlerce kişi katıldı. Çoğunluğu gençlerdi. Gençler sık sık sloganlar attı. En etkili sloganları “Bijî Serok Apo” idi. Açıklama sonrası dağılma esnasında yine aynı slogan atıldı. Gençler slogan ata ata dağıldılar.
Şemzinan son yıllarda devletin baskının en çok hissedildiği yer. Adeta kuş uçurtulmuyor. Belki de yıllar sonra Şemzinan sokakları bu slogana tanıklık etti. Şemzinan Kürdistan’ın üç bölgesiyle sınırı olan bir ilçe. Devlet de Kürt halkı da ne kadar önemli olduğunun farkında. İlk ateşin burda yakılmasına ne kadar anlam yüklendiyse devlet de kutlanmamasına aynı ölçüde anlam biçti. Fakat devlet ne atılan sloganları ne de Dola Rewşen’de Newroz ateşinin yakılmasını engelleyebildi.
Diğer yerlerden biri Êlih’ti. Sabah erken saatlerde alana gittim. Alanda sadece görevliler vardı. Daha sonra ilk gelen gençlerdi. Gençler gruplar halinde alana giriyordu. Alana giren gençlerin ilk söylediği şey “Bijî Serok Apo” sloganıydı. Durmadan, Newroz bitimine kadar slogan attılar. Sahnedeki ekranda sayın Öcalan’ın resmi görününce kalabalık ıslık, alkış ve zılgıtlarla karşılık verdi. Êlih devletin kontralarının yüzlerce Kürt yurtseverini katlettiği yer. İktidar bugün de aynı kontra ile siyasi ittifak yapıyor. Umudunu kontrada görüyor. Ama Êlih’in buna karşı mesajı net: Bijî Serok Apo
Son olarak Amed Newrozu’na katıldım. Diğer yerlerin daha görkemli bir biçimiydi Amed. Amed Kürt Özgürlük Hareketi’nin siyasal merkezi olarak biliniyor. Devlet de bunu kabul ediyor. O yüzden Amed’in tavrı aynı zamanda genel olarak Kürt halkının tavrı olarak ortaya çıkıyor. Ve bu Newroz’da Amed tavrını ortaya koydu: Bijî Serok Apo.
2013’te sayın Öcalan’ın mektubu okunduğunda slogan atan bu gençler ortalama 7-8 yaşlarındaydı. Slogan atan gençlerin çoğu yirmi yaşın altındaydı. Yani Öcalan’ın İmralı’da tutsak edildiği süreçte doğan gençler. Bu gençler önder olarak sayın Öcalan’ı görüyorlar. Bunu anlamak istemeyenler gözaltılarla, gaz fişekleriyle, tutuklamalarla engelleyebileceklerini sanıyorlar. Dün Amed’de Newroz alanında polisin meydana diktiği jiletli, elektrik direklerinin dikildiği, bariyerli tellerin haline bakıldığında gençlerin kararlılığı görülecektir. Hele ki onca arama noktalarına, sıkı güvenlik önlemlerine rağmen sayın Öcalan’ın posteri ve PKK bayraklarının açılması mesajı daha net ortaya koydu. Ne kadar tecrit edilirse edilsin sayın Öcalan’ın toplumdan bağının koparılamayacağı net bir biçimde görüldü.
2013 Newrozu’nda mektup okunduğunda hem iktidar partisi AKP hem de Kürt Özgürlük Hareketi en güçlü dönemlerini yaşıyorlardı. Toplumda sorunun çözümüne duyulan inanç ve güven moralleri yükseltmiş ve adeta bir özgürlük havası esmişti. Biz de cezaevinde yoğunca yeni sürecin nasıl olacağını tartışıyorduk. Heyecanla eşit ve özgür bir yaşamın dünyada nasıl gelişmeler yaratacağını konuşuyorduk. Ortadoğu’nun yeni dönemin çözüm mekânı olma rolü ne kadar da heyecan vericiydi. Ancak yıllar geçti ve AKP gericilik ve faşizmde ısrar etti. Türkiye ile sınırlı kalmayıp Ortadoğu’yu adeta harabeye dönüştürdü. Kürt düşmanlığı gözlerini kör etti. En vahşi güçlerle işbirliği yaptı. Gelinen son aşama Sayın Öcalan’ın dediği gibi ‘tarihin çöp sepetine’ atılmak üzere olduğudur.
Zamanın ruhu Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünü dayatıyor. Zamanın ruhu sayın Öcalan’ın sadece Kürtler için değil tüm halklar için büyük bir umut olduğunu haykırıyor. Zamanın ruhuna aykırı hareket edenlerin bir bir çöktüğü görülüyor. Kürt düşmanlığı yapanların tümü gün geçtikçe daha beter bir duruma düşüyorlar.
Zamanın ruhunun alanlarda söylettiği tek şey “Bijî Serok Apo” idi. Umarım bundan sonra iktidara gelecek olanlar zamanın ruhuna aykırı tavır içine girmezler.