HDK Tekirdağ soruşturmasında 38 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, derneklerle ilişki, Kürtçe dil öğrenme, sosyal medya üzerinden HDK faaliyetlerini takibin yanı sıra delege çalışmaları ve eşbaşkanlık da suç sayıldı
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik açılan davada 38 kişi hakkında iddianame hazırlandı. 18 Ocak’ta hazırlanan 769 sayfalık iddianame, Tekirdağ 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın ilk duruşması 20 Haziran’da görülecek.
Hazırlanan iddianamede 15 Ekim 2011 yılında kurulan HDK’nin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “talimatı” ile kurulduğu ve hedefinin ise sol ve sosyalist partilerin yanı sıra dernek ve oluşumların tek çatı altında toplamayı amaçladığı kaydedildi.
HDK bünyesinde bulunan çok sayıdaki siyasi parti ve sivil toplum örgütünün “marjinal” olarak tanımlandığı iddianamede, HDK’nin Abdullah Öcalan’ın “Kadın Özgürlükçü Demokratik Ekolojik Paradigma”sını esas aldığı ifade edildi. HDK’nin Abdullah Öcalan’a yönelik tecride tepki göstermesinin suç sayıldığı iddianamede, kurulduğu günden bu yana yaptığı basın açıklamaları, toplantılar ve pek çok etkinlik sonrasında yayınladığı sonuç bildirgelerindeki tespit ve ifadelere yer verilerek, suçlama konusu yapıldı.
HDK’nin dernek olmaması suç sayıldı
İddianamede, HDK’nin dernek olup olmadığı yönünde İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı’na yazı yazıldığı ve gelen yazıda HDK’nin dernek olmadığı yönünde bilgi verildiğini belirtilerek, bunun bilinçli olarak tercih edildiği kaydedildi. İddianamede, yasada “açık” bulunduğu ve HDK’nin de bu açıktan yararlanarak, dernek veya vakıf şekilde bir kuruluşa gitmediği ileri sürüldü.
Meclisi örgütlenmesi kriminalize edildi
İddianamede, PKK’ye katılıp daha sonra ayrıldığı ileri sürülen Hakan İlhan, Evin Filiz ile “S15D28” ve “AB14H1”isimli gizli tanık ifadelerine de yer verildi. Söz konusu tanıklar, HDK bünyesinde yer alan ve yasal olan meclis şeklindeki örgütlenme tarzını kiriminalize ettiği görüldü.
Eşbaşkanlık suç sayıldı
Gizli tanığın beyanlarına dayandırılarak, HDK’nin kadınlara yönelik saldırılara dair tepkilerinin de suçlama konusu yapıldığı iddianamede, yine gizli tanık beyanına dayandırılarak eşbaşkanlık ile yönetilen tüm kurumların PKK ile ilişkisi olduğu ileri sürüldü. HDK’nin ekolojik, kadın, nehir kirliliği gibi konularda yaptığı toplantılar da suçlama konusu yapıldı.
HDK için silahlı örgüt denildi
HDK’nin 3’üncü Genel Kurulu’nda gösterilen sinevizyonda yer alan çözüm süreci dönemindeki Amed Newroz’u görüntülerinin de suçlama konusu yapıldığı iddianamede, HDK’ye yapılan polis baskınında el konulan fotoğraf ve dijital materyallere de yer verildi. Materyallerden söz edilen iddianamenin bu bölümde HDK, “silahlı terör örgütü” olarak lanse edildi.
Delege faaliyetleri suç sayıldı
HDK Tekirdağ Meclisi üyeleri ile delege belirlemeye dair telefon görüşmeleri suçlama konusu yapıldı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) iddianamede, “oluşum” olarak lanse edildi. Hakkında iddianame hazırlanan isimlerden M. Mutlu’nun da Tekirdağ’da HDK’ye delege çalışmasına dair yaptığı faaliyetler suç olarak gösterildi. Mutlu’nun Munzur Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği ile Yeşil Sol Parti üyesi olması suçlamalar arasında yer aldı. Evrensel Gazetesi’nin “örgüt güdümünde yayın yapan gazete” olarak lanse edildi. Delege çalışmaları ise “eleman kazandırma” olarak lanse edildi
KCK talimatlı Çingene belgeseli
Dosyada suçlananları arasında bulunan S. Soydan da özellikle Kobanê’ye yönelik DAİŞ saldırısına tepki olarak 2014’te yaşanan eylemler ardından yaptığı basın açıklamaları suçlama konusu yapıldı. Soydan’ın Gezi direnişi için sosyal medyada yaptığı destek açıklamaları suç sayıldı. Soydan’ın ekoloji dernekler üyeleriyle ile ilişkili olması derneğin Facebook hesabında ekli olması da suçlamalar arasında yer aldı. İddianamede, Soydan’ın Tekirdağ’da bulunan Romanlara dair “Çingene” adında bir belgesel hazırlamasının KCK talimatı ile çekildiği ileri sürüldü.
‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı suç olarak gösterildi
İddianame kapsamında suçlanan A. Ateş, Tekirdağ Meclisi Sözcülüğünü yapmakla suçlandı. Ateş’in bir eylemde attığı “Jin jiyan azadî”, “kadın cinayetleri politiktir” sloganları da suç olarak gösterildi.
Santranç derneğine üye olması KCK’ye bağlandı
A.İ Yılmaz’ın HDK delegesi olması nedeniyle Newroz’da yaptığı konuşma ve HDP’ye destek veren mimar, mühendis ve öğretmenlerin de içinde yer aldığı listede isminin yer alması ve bu listedekilerin paylaştığı mesajın Mezopotamya Ajansı’nda (MA) yayınlanması da suçlama konusu yapıldı. Suçlanan H. C. Bakır’ın Keşan Satranç Eğitim Merkezi Derneği’ne üye olması da KCK’ye bağlandı. Bakır’ın Hacı Lokman Birlik’in cenazesini sokaklarda sürükleyen TEM Şube Müdürü, AKP’den aday olmak için görevinden istifa etti” başlıklı haberi sanal medyada paylaşıp, tepki göstermesi de suçlama konusu yapıldı.
Derneklerle ilişki illegalize edildi
Suçlananlar arasında bulunan H. Ergül’ün HDK ile ilişkisi illegalize edilirken, Ergül’ün ekoloji, spor ve dayanışma dernekleriyle ilişkili olması da suçlamalara konu yapıldı. İddianamede, bu oluşumların HDK bünyesinde yer aldığı iddia edildi ancak söz konusu bu oluşumların HDK bünyesinde yer almadığı görüldü.
HDK’nin paylaşımlarını takip etmek suç
İddianamede ismi yer alan A. Çavaş’ın HDK’nin sanal medya hesabında yaptığı paylaşımları Retweet yapması, HDK‘nin çalışmalarını takip etmesi suç sayıldı. Suçlanan B. Tuncel’e yönelik dikkat çeken hususlar arasında sanal medya paylaşımları yer aldı. Öyle ki iddianamede Tuncel’in twitter’da hesabı olduğu ancak hesap isminin belirtilmemesi dikkat çekti. Tuncel’in İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Kadınlar Elele Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne üye olması da suçlama olarak yer aldı.
Duvar saatinden örgüt üyeliği
E.Ülgen’in ise gözaltında alındığı sırada evinde üzerinde HDP yazılı duvar saati ve katıldığı eylem ve etkinlikler delil olarak gösterilerek “PKK’ye üye” olduğu ileri sürüldü. M.A. Köseoğlu ise Romanlarla ilişki kurması suçlama konusu yapıldı. İddianamede, Köseoğlu’nun Romanları HDK’ye bünyesine katmaya çalıştığı ve bunun suç olduğu ifade edildi. İddianamede, Y. Aslan hakkında çıkan haberlere yer verilerek, haberlerde Aslan’ın HDP’den Kırklareli milletvekili adayı olduğu belirtilerek, suç olarak lanse edildi.
Apê Musa ‘örgüt mensubu’ sayıldı
T.Rençber ise HDP Tekirdağ İl Örgütü’nün Tahir Elçi’nin öldürülmesine dair yaptığı protestoya katılmakla suçlandı. Rençber, MA ve “sol orjinli terör örgütleri güdümünde” olarak lanse edilen Evrensel Gazetesi’nde, “Savcı Musa Anter’i ‘örgüt mensubu’ saydı, yetinmedi bir de kod isim buldu: Apê” başlıkla haberde isminin geçmesi de suçlama konusu yapıldı.
Kürtçe dil atölyesine katıldığı suçlaması
A.Öztürk ise KCK davalarında savunmaların Kürtçe yapıldığına dair haberlerde isminin geçmesi ile suçlandı. Öztürk’ün avukat olmasına rağmen evinde bulunan vekaletnameler de suçlama konusu haline getirilmeye çalışıldı. Bunun yanı sıra Öztürk’ün KURDİ-DER’de Kürtçe dili atölyesine katılması ve bu bağlamda sertifika alması da suçlamalar arasında yer aldı. İddianamede M. Çelik’in evine yapılan baskın sırasında dijital materyaller içinde Yeni Yaşam Gazetesi’nin fotoğrafının bulunması da suçlamalar arasında yer aldı.
Ne olmuştu?
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDK’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 3 Haziran 2022’de gerçekleştirilen ev baskınlarında aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) il ve ilçe yöneticilerinin de bulunduğu 37 kişi gözaltına alındı. Dosyaya gizlilik kararı getirilirken, gözaltı süresi iki kez uzatıldı. Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü’nde tutulan 37 kişi, 8 günlük gözaltının ardından savcılığa sevk edildi. İfadelerinin ardından mahkemeye çıkarılan 37 kişiden 29’u tutuklandı.
Tutuklu kimse kalmadı
Aylık tutukluluk incelemesi yapan Tekirdağ Sulh Ceza Hakimliği, 19 Aralık 2022’de 11, 19 Ocak 2023’te ise 7 kişi hakkında tahliye kararı verdi. İddianamenin Tekirdağ 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle 13 Mart’ta 11 kişi daha tahliye edildi. Dosyada tutuklu kimse kalmadı.
Haber: Mehmet Aslan /MA