65 yaşındaki Esma Seydaoğlu çocukluğundan bu yana kaçırmadığı Newrozları ve hikayesini anlattı: ‘Şimdi şehirde kutlanıyor. Bu emeklerin karşılığında oldu. Çok emek verdik, çok mücadele ettik’
Kürtçede “Yeni Gün” anlamına gelen Newroz , baharın gelişi müjdelerken Kürt halkı için aynı zamanda diriliş, özgürleşmenin ve kurtuluşun sembolüdür.
Amed’de Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği’nin (MEBYA-DER) üyesi Esma Seydaoğlu (65) da 1992 yılından bu yana kaçırmadığı Newrozlara dair tanıklığını ve bu uğurda verilen mücadeleyi anlattı.
‘Ateşi yakın üzerinden atlayın’
Çocukken Newroz’u sadece büyüklerinden dinlediğini anlamını ise mücadeleyle birlikte öğrendiğini belirten Seydaoğlu, Newroz’la ilk tanışma anısını ise şöyle anlattı:
“Çocukken köyde yaşıyorduk. Nenem Mart ayında ‘ateşi yakın üzerinden atlayın’ derdi. Nedenini sorduğumuzda, Dehaq efsanesini anlatarak, bir canavar olduğunu ve bu canavarın gençlerin başını yediğini anlatıyordu. Bu canavardan kurtuluşu kutlamak için her yıl bu ayda ateş yakıp üzerinden atlamamızı istiyordu. Biz de hayvanları otlatmaya giderken yakacak malzemeler toplayıp orada yakıyor, etrafında halaylar çekip şarkılar söylüyorduk. Hiçbir şey bilmediğimiz zamanlarda Newroz’u böyle anlamlandırmıştık.”
1992 kanlı Newrozu
Politik anlamıyla katıldığı ilk Newroz’un 1992 yılındaki Newroz olduğunu ifade eden Seydaoğlu, “1992 yıllında bazı arkadaşlar ‘Newroz’u kutlamaya gidelim’ dedi. ‘Nasıl kutlayacağız?’ diye sordum. Bana nenemin anlattığı ‘ateş yakıyoruz ve üstünden atlıyoruz’ efsanesini anlattılar. Neyse hepimiz evlenmiştik o süreçte çoluk çocuk toplandık ve İskan Evleri’ne gittik. Topladığımız birkaç lastiği orada yaktık. Halaylarla şarkılarla o ateşin üzerinden atladık. O süreçte yeter ki duman kokalım diyorduk, Newroza gittiğimiz belli olsun diye. Tabii kutlamamızı polisler engelledi ama biz orayı terk edip, Şehitlik tarafına doğru gittik orada yine ateş yaktık. Yine halayımızı çekmeye başladık. Baktık yine polisler geldi. O Newroz günü sabahtan akşama kadar 4-5 farklı yerde ateş yaktık. O kadar kalabalık yoktu ama yine de Newroz’u kutluyorduk” diye belirtti.
‘Oğlum şehit düştü yine de Newroz’a gittik’
Bu kararlılığın daha sonraki Newrozlarda da sürdüğünü vurgulayan Seydaoğlu, her yaktıkları ateşin etrafında zamanla insanların çoğaldığını dile getirdi. Sonraki yıl Batıkent’te Newroz’u kutladıklarını belirten Seydaoğlu, “O süreçte oğlum şehit düştü yine de Newroz’a gittik. Çağırdılar ‘misafirlerin gelmiş’ dediler ben de eve gittim. Televizyonu açtık, izliyorduk. Polisler, Newroz’u engellemişti ve olaylar çıkmıştı. Bir anne polisten kurtulmak için bizim eve geldi. Bu esnada polisler de evin önüne kadar gelmişti. Birçok Newroz’u zor ve zahmetli süreçlerle atlattık” ifadelerini kullandı.
Çok emek verdik, çok mücadele ettik.
Newroz’un sonraki yıllarda daha fazla anlam ifade etmeye başladığına dikkati çeken Seydaoğlu, şöyle devam etti: “Bunun için bize ne kadar zulüm ve zorbalık yapıldığını öğrendik. Sonralarda Ergani yolu üzerinde kurulu Fuar Alanı’nda kutlanmaya başlandı. Çok tarifsiz bir heyecandı, yürüyerek o alana gidiyorduk. Bizim için çok önemli çok kutlu bir süreçti. Şimdi şehirde kutlanıyor. Bu ise emeklerin karşılığında oldu. Çok emek verdik, çok mücadele ettik”dedi.
Kaynak : MA