Gözaltına alınan gazetecilerin ”ifade vermeniz lazım” dendiğinde savcılığa gidecek gazeteciler olduğunu belirten TGS Başkanı Gökhan Durmuş, ”evlerine operasyon yapılmasıyla toplum nezdinde onların gazeteci olmadığı algısını oluşturmak istiyorlar” dedi. Durmuş, gazetecilerin acilen serbest bırakılmasını istedi.
Diyarbakır merkezli yürütülen soruşma kapsamında dün gazeteciler Abdurrahman Gök, Semiha Alankuş, Lezgin Akdeniz, Kibriye Evren, Esra Solin Dal ve Cihan Ölmez ile Yeni Yaşam Gazetesi dağıtımcıları Hayat Özmez ve Savaş Aslan gözaltına alındı. Polis uzun namlulu silahlarla gazetecilerin evlerinin kapılarını kırarak, aramalar yaptı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
‘Gazetecilik itibarı yok edilmek isteniyor’
Durmuş, Türkiye’de son yıllarda gazeteciliğin itibarının yok ettirilmek istendiğini ifade etti. Durmuş, “Bunun için gazetecilere çeşitli yaftalar yapıştırarak toplum gözünde onların itibarlarını düşürmeye çalışıyorlar. Basın özgürlüğü maalesef Türkiye’de yok. Maalesef yönetenler kendi politikalarına uygun haber yapmayan bütün gazetecileri bir düşman çerçevesine oturtuyor. Bu çerçevede de gazeteciler üzerinde baskılar kuruyor” dedi.
‘Yine mi KCK basın yapılanması?’
8 gazetecinin gözaltına alındığı operasyonun gerekçesine değinen Durmuş, “KCK basın yapılanması adıyla yapılmış bir operasyon. ‘KCK basın yapılanması’ 2011 yılında da gündeme gelmişti. O dönem de Kürt gazetecilere yönelik bir operasyonla, ‘KCK basın yapılanması’ dendi ve meslektaşlarımız aylarca, yıllarca tutuklu kaldı. Hala o dava sonuçlanmış değil, duruşmaları devam ediyor. Yapılan operasyonunda ‘KCK basın yapılanması’ isminin verilerek yapılması yeninden Kürt gazeteciler üzerinde yükselen bir baskı mı başlayacak kaygısı uyandırdı. Tabi ki kesinlikle doğru bulduğumuz bir durum söz konusu değil” şeklinde konuştu.
‘İfade vermeniz lazım dense…’
Gazetecilerin evlerinin basılarak gözaltına alınmasıyla toplum nezdinde bir algı oluşturulmak istendiğini vurgulayan Durmuş, şunları söyledi: “Türkiye’de gazetecilik yapan bütün gazeteciler açısından şunu çok net söyleyebiliriz; haklarında bir soruşturma varsa davet edildikleri zaman gitmeyecek gazeteci yoktur. O yüzden böyle bir operasyonun yapılması, toplum gözünde onların gazeteci olmadığı algısını oluşturmak gayreti ve çabasıdır. Bu arkadaşlarımıza savcılıktan ‘ifade vermeniz lazım’ diye bir çağrı gitseydi hepsi de savcılığa gidecek gazeteciler. Çünkü bu işi yapıyorlar. Ama burada başka bir algı yaratmak üzerine böyle bir operasyon yapıldı. Kesinlikle doğru bir uygulama değil. Böyle bir operasyona hiç gerek yok.”
‘Delillerin hepsi gazetecilik faaliyeti’
Türkiye’de şu anda 143 gazetecinin tutuklu olduğunu hatırlatan Durmuş, “Bütün iddianamelere baktığımızda delil olarak gösterilen şeylerin hepsi habercilik faaliyeti. Genel olarak toplumun üzerinde bir baskı var, ama gazeteciler üzerinde özel bir baskı var. Çünkü toplumu bilgilendirecek olan, topluma doğruları aktaracak olan gazeteciler. O yüzden gazeteciler iktidarın sürekli hedefinde. Bu dönemki iktidarla da sınırlı değil. Türkiye’nin tarihi böyle bir tarih. Her dönem gazeteciler hedef olmuş. Çünkü toplumu bilgilendirdikleri için hedef olmuşlar. Gerçekleri yazdıkları için hedef oldular. Ama bu iktidar döneminde bu baskılar çok arttı ve Türkiye’ de basın özgürlüğü kavramını yok etti” dedi.
‘Gazeteciler acilen serbest bırakılmalı’
Her dönemde olduğu gibi baskının yoğun olduğu bu dönemde de gazetecilerin gerçekleri topluma ulaştırmak için hep bir yol bulacağını dile getiren Durmuş, “Bir an önce meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Gazetecilerin işi halkı doğru bilgilendirmektir, olup biteni doğru yazmaktır. Bunun dışında yönetenlerin politikalarına uygun haber yapmamak bir gazeteci açısından suç değildir. Bunun adını da toplumda meşru hale getirmek için önüne arkasına terörist lafını takarak gazetecilerin özgürlüğü kısıtlanmamalıdır. Bu yüzden bütün gazetecilerin acilen serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.