‘Üç türlü yalan var: Yalan, kuyruklu yalan ve istatistik.’ Eski İngiltere başbakanı olan Benjamin Disraeli’nin bu sözü hâlâ geçerliliğini koruyor. İstatistiklerde yeterince yalan üretilemediğinde ise TÜİK’te olan oluyor
M. Ender Öndeş / İstanbul
Maliye Bakanı Berat Albayrak, iş dünyasına dayanışma ve enflasyonu birlikte aşma çağrısı yaparken, bir yandan da topluma iyimser mesajlar verme çabası sürüyor. Bunun en iyi yolu ise rakamların kötümserlikten uzaklaştırılması olarak görünüyor. Ekonominin bütün sonuçlarını kendi günlük yaşamında pratik olarak gören yurttaşın yine de resmi rakamlardan etkilendiğini bilen iktidar kurmayları, bu yolu da düzlemekten geri durmuyor. 15 yılın rekorunu kıran eylül enflasyonunun açıklanmasının hemen ardından, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkan Yardımcısı Enver Taştı’nın görevinden alınması ve onun yerine damat Albayrak’ın ‘sevdiği’ bir eleman olan Yinal Yağan’ın getirilmesi bu çerçevedeydi ama bu TÜİK’te yapılan ilk operasyon değil. Daha önce de, 2016’da TÜİK Başkanı Birol Aydemir, süresi dolmadan sürpriz bir kararla, henüz 50 yaşındayken görevinden ayrıldı ve o günden beri başkanlığı vekâleten başkan yardımcısı Mehmet Aktaş yürütüyor.
TÜİK Türkiye’yi uçurdu
Aktaş dönemi, TÜİK’te rakamlarla oynama dönemi olarak kayıtlara geçti.İktisatçılar, bu nedenle büyüme rakamlarından işsizliğe kadar bütün verilere kuşkuyla yaklaşmaya başladı. Örneğin Karar gazetesinden İbrahim Kahveci, Ağustos 2017’de, önce 2007’de, sonra da 2016’da iki kez Gayrı Safi Milli Hasıla, yani büyüme rakamlarıyla oynandığını belirterek, ilkinde GSMH’nin kağıt üzerinde 126.383 milyon dolar arttığını, ikincisinde ise yine kağıt üzerinde 141.847 milyon dolar artış sağlandığını yazmış ve “Kişi başına 10.735 dolar gelirimiz var. Ama bu paranın 3.361 dolarını tek bir damla ter dökmeden havadan kazandık” demişti.
Sepet oynamaları
Enflasyon hesaplamalarında ise son süreç, hesaplanan maddeler sepetinin en sık değiştiği dönemler oldu. Yurttaşların sofrası açısından en önemli kalemler sepetteki yerini korudu belki ama örneğin yeni köprüler ve otoyollar bir türlü sepete giremedi. Bizzat Erdoğan’ın açıklamasına göre, 245 milyon TL gelir getiren Yavuz Sultan Selim köprüsü ve aylık geliri 50-60 milyon TL olan Osmangazi Köprüsü, TÜİK hesaplarında görünmüyor. Böylece bu köprülere yapılan zamlar da görünmüyor.
İşsizliği azaltma formülleri
TÜİK, sürekli değiştirdiği ve sendikalar tarafından eleştirilen hesaplama yöntemleriyle işsizliği aşağıya çekmeye çalıştı. En son Haziran işsizlik rakamı TÜİK tarafından 10.2 olarak açıklanırken, DİSK-AR araştırmasında ise geniş tanımlı işsizlik oranı 17.2 olduğu belirtildi. TÜİK’in yönteminde, referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak için son dört hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaştaki kişiler işsiz kabul edilmekte. Geniş tanımlı işsizlik hesaplaması ise iş bulma ümidini kaybeden işsizleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olan işsizleri, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları da kapsıyor. Örneğin Eylül 2018’de iş bulmaktan umudunu kesmiş olanlar 484 bin, iş başvurusu yapmamış ama çalışabilir olanlar 1 milyon 658 bin kişi olarak görünüyor ve bunlar TÜİK rakamlarında görünmüyor.
Emeğin payı?
TÜİK hesaplamalarında önemsenmeyen başka bir unsur da büyüme ile emeğin aldığı pay arasındaki eşleştirme verileri. Birçok araştırmaya göre, son 20 yılda, kamu işçilerinin reel ücreti yüzde 13 erirken, özel sektör ücretlerinde ancak yüzde 0.9’luk bir ilerleme sağlanabildi. 2005-2015 arasında yüzde 45.05 reel büyümeye rağmen, çalışan başına gelir ise ancak yüzde 6,98 artırabildi. Dolayısıyla, büyüme rakamları da çalışan yurttaşın durumunu tam yansıtmıyor.
TÜİK’te yeni hamle mi?
Temmuz ayında gazetelerde yer alan bir iddiaya göre, TÜİK’in iki parçaya bölünmesi gündemde. Bu bölünmeye göre, enflasyonu Maliye ve Hazine Bakanlığı, yoksulluğu ise Çalışma Bakanlığı açıklayacak. Haberde, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte kamu kurumlarında başlayan kapsamlı yeniden yapılandırma çalışmalarının içine TÜİK’in de alındığı ve buna göre TÜİK’in, Ekonomik Göstergeler Genel Müdürlüğü ile Sosyal Göstergeler Genel Müdürlüğü isminde iki ayrı genel müdürlüğe ayrılacağı iddia edildi. Ekonomik Göstergeler Genel Müdürlüğü personeli, Bakan Berat Albayrak’la çalışacak. Sosyal Göstergeler Genel Müdürlüğü ise Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı’na bağlanacak. Ancak uzmanlar, böyle bir bölünmenin Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) yapılanma standartlarına aykırı olabileceğini belirtiyor.