PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkartılışının yıldönümüne ilişkin birçok kentte yapılan açıklamalarda, İmralı’daki mutlak tecridin demokrasi mücadelesi yürüten bütün halkların özgür yaşam seçeneğine karşı bir saldırı olduğu belirterek “İmralı tecridini kırmak, faşizmin zincirini kıracaktır” denildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) bölge milletvekilleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkartılmasının yıl dönümüne ilişkin Diyarbakır AZC Plaza önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, milletvekilleri, MYK ve PM üyeleri, yöneticiler ile birlikte DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, DBP MYK, PM üyeleri, yöneticileri ile çok sayıda Kürt siyasetçi katıldı.
TOMA ve zırhlı araçlar ile birlikte çevik kuvvet polisleri tarafından trafiğe kapatılarak abluka altına alınan AZC Plaza önünde HDP’li vekiller ile polisler arasında tartışma yaşandı. Polisin açıklamaya izin vermeyeceği ve müdahale edeceği yönündeki tehditlerine rağmen HDP’li vekiller açıklama yaptı.
‘Komplo Türkiye halklarına dönüktü’
Açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komployla Suriye’den çıkarılmasının Ortadoğu halklarının geleceğine dönük yapılan büyük bir müdahalenin başlangıç tarihi olduğunu söyledi. “Komplonun” uluslararası güçler tarafından Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek amacıyla gerçekleştirildiğini ifade eden Kurtulan, “Sayın Öcalan’ın Demokratik Ortadoğu Birliği ve halkların ortak mücadelesini esas alan fikriyatı da bu saldırının hedefi olmuştur. 9 Ekim Komplosu Sayın Öcalan’ın Ortadoğu halklarının özgürlük mücadelesine ilham olabilecek düşüncelerine karşı vurulan bir darbedir” dedi. Komplonun aynı zamanda Türkiye halklarına dönük bir tuzak olduğu değerlendirmesinde bulunan Kurtulan, “Uluslararası komplo ile Türk ve Kürt halkı karşı karşıya getirilmek istenerek, bir iç savaşın fitili ateşlenmek istenmiş ve Türkiye’nin Iraklılaştırılması arzulanmıştır. Sayın Öcalan, İmralı’da sergilediği duruş ile uluslararası komploda hedeflenen bu kirli ve tehlikeli amacı boşa çıkarmış, emperyalist güçlerin Türkiye halklarının yoluna bıraktığı öldürücü kapandan ancak Demokratik Cumhuriyet ile kurtulabileceğimizin mesajını vermiştir. Bu sadece Kürtlerin yararına değil bütün Türkiye halklarının hayrına bir çağrıydı. Kin ve intikamın, yeni intikamları yarattığını, ateşin ateşle söndürülemeyeceğini, Türkiye halklarını yakan ateşi söndürmek için sürekli barış çağrıları yaptı. İmralı’daki davanın bir barış imkânına dönüşmesi asırlık bir davanın çözülmesine katkı sunacaktı. Ancak, bu imkân heba edildi. Sayın Öcalan’ın attığı demokratik ve barışçıl çağrılarına her seferinde tasfiye, tecrit ve oyalama politikaları ile karşılık verildi” ifadesinde bulundu.
‘Tecrit bir an önce sonlandırılmalı’
Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken Kurtulan, şunları söyledi: “1999 yılında esaret altına alınan Sayın Öcalan’a tüm zamanların en ağır tecritlerinden biri uygulanmaktadır. Sayın Öcalan, halkların özgür ve demokratik yaşam seçeneğinin vücuda gelmiş halidir. İmralı’daki mutlak tecridi, demokrasi mücadelesi yürüten bütün halkların özgür yaşam seçeneğine karşı bir saldırı olarak görüyoruz. İmralı mutlak tecridinin politik boyutunu basit bir hukuki meseleye indirgemeyi, salt hukukileştirme ve teknikleştirme anlayışını ret ediyoruz. İmralı zindanında tutsak edilen ve tecride alınan bir halkın iradesidir. İmralı kapısının açık olduğu dönemlerde Sayın Öcalan halkların barış ve özgürlük sesi olmuştur. Tecrit ile barışın sesi susturulmuştur. Kürt meselesinin sulh yoluyla çözümü için çaba harcayan, bunun için dört duvar arasında barışı kurmaya çalışan Sayın Öcalan’ı mutlak tecrit altında tutmak toplum savunmasız bırakmak, demokrasiyi baltalamak anlamına gelmektedir. İmralı’daki mutlak tecrit, esasen toplumun tamamına uygulanıyor. Öcalan’ın üzerindeki mutlak tecrit bir an önce son bulmalıdır.”
‘Barışın sesini halkla buluşturalım’
Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele etmenin Türkiye halklarının kardeşliği ve barışı olduğunu söyleyen Kurtulan, tecridi kırmak ve Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamak için vicdan ve sorumluluk sahibi, demokrasi ve barış kaygısı olan her kesime “Gelin hep beraber mutlak tecridi kıralım, barışın sesini halklar ile buluşturalım” çağrısında bulundu.
Batman, Adana, Mersin, Van’da da yapılan açıklamalarla Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışı ve tecrit kınandı.
Kaynak: MA