Amed ve Elîh’te yapılan ‘Kayıplar bulunsun, failler yargılansın’ eylemlerinde Ahmet Sanır, Av. Metin Can ile Dr. Hasan Kaya’nın akıbeti soruldu
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed ve Êlih (Batman) şubeleri ile kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemleri bu haftada devam etti. Amed’de 734’üncü haftasına giren eylemde Şirnex’in Merkeze bağlı Ara Köyü’nde 1994’de gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Ahmet Sanır’ın, 570’incisine giren Elîh’teki eylemde de 21 Şubat 1993 tarihinde Elâzığ merkezde JİTEM tarafından kaçırıldıktan sonra katledilen Av. Metin Can ile Dr. Hasan Kaya’nın akıbeti soruldu.
Alınıp işkence ile katledildi
Amed’de Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya gelen grup adına söz alan ve Ahmet Sanır’ın hikayesini anlatan Amed İHD Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Akdeniz de, Şirnex’e bağlı Ara köyünde ikamet eden Sanır’ın, Mart 1994’te köye gelen Beyaz Toros marka bir araçtan inen silahlı sivil üç kişi tarafından kardeşi Ömer Sanır’ın gözleri önünde işkence yapılacak gözaltına alındığını söyledi. Karakollara ve savcılığa başvurularda Sanır’ın gözaltına alınmadığının iddia edildiğini kaydeden Akdeniz, “Ahmet Sanır kaybedildikten iki gün sonra, Silopi ilçesine bağlı bir köyde yaşayan köylüler, ‘Bir kişinin Beyaz Toros marka bir araçla Sinan Lokantası’na getirildiğini, sürüklenerek lokantanın içine götürüldüğünü ve iki-üç dakika sonra içeriden silah sesleri geldi. Köylülerin anlattığına göre daha sonra aynı kişiler geldikleri araca binerek oradan uzaklaştı’ dedi. Bunun üzerine köylüler Sinan Lokantası’na girer ve orada bir kişinin cansız bedeniyle karşılaşır. Köylüler, cesedi alarak köy mezarlığına defnederler. Bu olayı duyan Sanır’ın ailesi köye gelir. Köylülerin aileye gösterdikleri elbiselerden gömülen kişinin Sanır olduğunu teşhis eder. Sanır’ın, dosyası o tarihten günümüze faili meçhul olarak kalır” ifadelerine yer verildi.
Evlerinden kaçırıldılar
Êlih’de İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan eylemde konuşan İHD Êlih Şube Yöneticisi Ercan Kanar, 21 Şubat 1993 tarihinde JİTEM tarafından Av. Metin Can ile Dr. Hasan Kaya’nın Xarpet (Elâzığ) il merkezindeki evlerinden kaçırıldığını söyledi.
Birçok eylem yapıldı
Kanar, “Kaçırılışlarından bir gün sonra arabaları Elâzığ Yazıkonak (Vartatil) beldesinde bir besici ahırı yakınlarında bulundu. Sonradan bu ahır içinde Metin Can ve Hasan Kaya’ya vahşice işkenceler yapıldığı anlaşıldı. Arabanın bulunmasıyla, en başta yakın akrabaları ve dostları olmak üzere, halk tarafından SHP Elâzığ il binasında açlık ve ölüm orucu eylemi başlattı. Ayrıca, bazı siyasi partiler, sendikalar, İHD ile birçok demokratik sivil toplum kuruluşları da bu ölüm ve açlık orucu eylemlerine gerekli desteği vermek için yoğun katılım sağladı. Bir taraftan bu eylemler devam ederken, diğer taraftan da Metin Can ve Hasan Kaya’yı kontraların elinden kurtarmak umuduyla, dönemin İçişleri Bakanı ve Aydın Milletvekili İsmet Sezginle görüşmek üzere, Metin Can’ın doktor eşi Fatma Can, İHD tarafından oluşturulan bir heyet ile birlikte Ankara’ya gitti. Bakan heyet temsilcilerini kabul ederek, heyette bulunan Doktor Fatma Can’a ‘Siz hiç endişe etmeyiniz aldığımız duyuma göre eşiniz bir-iki gün içinde evine dönecektir’ sözleriyle güvence verdi. Bu sözler üzerine heyet Elazığ’a geri döndü. JİTEM heyetle ve halkla alay edercesine, eylemin yapıldığı ve halkın kitlesel olarak bulunduğu SHP il binasının önündeki elektrik direğine bir poşet içinde Metin Can’ın ayakkabılarını astı. JİTEM bununla da yetinmeyerek, Metin Can ve Hasan Kaya’nın evlerine telefon açarak ailelerine işkence seslerini dinletti. Demokratik sivil toplum kuruluşlarının ve halkın tüm çabalarına rağmen, cenazeleri 26 Şubat 1993 tarihinde Dersim yakınlarında ve jandarma karakoluna çok yakın bir mesafede olan Dinar köprüsünün altında bulundu” dedi.
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.
AMED/ÊLIH