Depremin 5’inci gününde Almanya’dan Bazarcix’in Narlı Mahallesi’ne gelen Hacı Çöçeli, KESK ve HDP’nin koordinasyonuyla hareket ederek aracıyla yaklaşık 100 kırsal mahalleye ihtiyaç malzemesi ulaştırdı
Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerde yaşamını yitirenlerin sayısı 45 bine yaklaşırken, on binlerce kişi de yaralandı. Tahribatın ağır olduğu merkezlerin başında depremin merkez üssü Bazarcix (Pazarcık) ilçesine bağlı Narlı Mahallesi ve bağlı köyler geldi. Devlet ve iktidar yetkililerinin gitmediği kırsal mahallelerde yaralar ise gönüllülerin dayanışmasıyla sarılmaya çalışılıyor.
Depremin 5’inci günü Almanya’dan ilçeye gelen Hacı Çöçeli de 15 gün süresince 100’den fazla kırsal mahalleyle kurulan dayanışma ağında yer aldı. Demokratik kitle örgütleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) koordinasyonunda kurulan çadır kentteki çalışmalara katılan Çöçeli, aracıyla her gün onlarca köye temel gıda, giyim ve hijyen malzemesi ulaştırdı.
‘Devlete güvenim yok’
Narlı’ya geldiğinde büyük engellemelerle karşılaştığını belirten Çöçeli, “Devlet ‘ben varım, kimse yok’ mantığındaydı. Önümüze bentler koyarak, çadırlarımıza baskınlar düzenleyerek gelen yardımları aldı ve ‘biz yaptık havası’ oluşturmaya çalıştılar. Bu durumu kabul etmek mümkün değil. Eğer bir insan yardım etmek istiyorsa önünü açacaksınız. En az 100 köyü dolaştım ve neredeyse gitmediğim yer kalmadı. Ama oralarda hiçbir devlet görevlisini görmedim. Bize gelen yardımlarımıza da devlet el koydu. Buraya gelen çadırlara el koydular. ‘Bırakın yaparız’ diyorlar. Yardımlar bize gelmişse siz niye yapacaksınız? Halkıma yardım etmek için buradayım. Devlete güvenim yok. Gittiğim birçok yerde askerlerden başka kimseyi görmedim. Kızılay’ı veya diğer kurumları görmedim” diye belirtti.
Kırsal mahallelere gitti
Gittiği 100’den fazla kırsal mahallede birkaç Kızılay çadırı dışında yardım görmediğini ifade eden Çöçeli, buralara gönüllülerin ve yurt dışından gönderilen çadırların ulaştırıldığını söyledi. Çöçeli, “Yetkililerin yardım götürdüğü bir köye gittim. Gelen yardımlar rastgele yerlere atılmıştı. Çok dağınıktı. Gerçekten acınacak bir durumdayız. Ağlanacak halimizden daha çok ağlayacak hale getirdiler. Elimizden geldiği kadar toplumun her kesimine ayrım yapmaksızın ulaşmaya çalışıyoruz. Örneğin, kırsal mahallenin aşağısı ve yukarısı var ancak aşağı kısımdaki evlere her türlü yardım götürülmüş, yukarıdaki evlere kimse uğramamış. Orada 14 aile yaşıyordu. Bir kısmına yardım ulaştırdık, gerisini de ulaştıracağız” diye belirtti.
Devlet yetkililerine çağrı
Vicdanı el vermediği için Narlı’ya geldiğini söyleyen Çöçeli, şöyle dedi: “Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Devlet büyükleri, koordineli çalışın, oy hesabıyla çalışmayın. Bu bir felakettir, felaketten nemalanmak lanetliktir. Halkımızın bu şekilde ezilmesine vicdanım razı gelmiyor. Halkın buraya aç geldiğini gördük. Yardımları ulaştırırken önümüzü kesenleri kınıyorum. Bir insan yardım etmek istiyorsa eder. Devletin yardımları yerine ulaştıracağını bilsem niye vermeyeyim? Demek ki burada bir sorun var. Demek ki ya yetişmiyorsunuz ya da yetişemediğiniz yerlere birilerinin gitmesini engelliyorsunuz. Örneğin, gittiğim bazı yerlerde insanlar ‘Evimizde yiyecek yok’ diyor. Devlet büyüklerine sesleniyorum: Lütfen engel olmayın ve emek veren insanlara saygı gösterin.”
Dayanışmayı sürdürün
Çöçeli, son olarak herkesin bu koordinasyonlarda yer almasını isteyerek, “Herkesin bir şeyler yapması lazım. Elinizden geldiğince yardımcı olun. Gücünüz oranında koordinasyon çadırına gelin ve dayanışmada bulunun” çağrısında bulundu.
Haber: Dilgeş Ruvanas / Mereş-MA