Semsûr’de özellikle toplu çadır alanlarında uyuz, bitlenme ve solunum yolu enfeksiyonları vakalarında artış olduğunu belirten SES Êlih Şubesi Eşbaşkanı Topkan, salgın riskine karşı bir an önce önlem alınması gerektiğini söyledi
Depremin büyük yıkım yarattığı Semsûr’da (Adıyman), salgın tehlikesi büyüyor. 11 bini aşkın kişinin yaşamını yitirdiği kentte, yüzbinlerce yurttaş evinden oldu. Kentte depremle birlikte uzun bir süre kesik olan elektrik ve su verilmeye başlansa da, hijyen önlemlerinin yetersiz olması nedeniyle bitlenme ve uyuz vakaları artış gösterdi.
Depremzedelerin ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini karşılamak için Türk Tabipler Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) Amed, Elîh (Batman), Colemerg (Hakkari), Riha (Urfa) şube üyesi sağlık emekçileri, ilk günden kente akın etti. Kent merkezi, ilçeler ve köylerde sağlık taraması, kronik hastaların takibi, acil müdahaleler gibi birçok alanda hizmet sunan sağlık emekçileri, yurttaşları salgın hastalıklara karşı uyardı.
Toplu çadır alanlarında hijyen yetersiz
Kentteki sağlık sorunlarına ilişkin konuşan SES Êlih Şube Eşbaşkanı Deniz Topkan Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ömer Akın ve Zerrin Sargut‘a yaptığı açıklamalrda, halkın acısını paylaşabilmek için kente geldiklerini ve 300’e yakın köyde sağlık taraması gerçekleştirdiklerini vurguladı.
Halkın özellikle barınma noktasında ciddi eksiklikler yaşadığını tespit ettiklerini kaydeden Topkan, “Çadır alanlarının ne kadar verimsiz olduğunu da biliyoruz. Devletin konteynırlar ve kişisel alanlar yaratması gerekirken, toplu bir şekilde çadır alanları kuruluyor. Toplu alanlarda ister istemez hem hijyen koşullarının yeterli olmaması ve gıda ihtiyacının karşılanmaması, vücut dirençlerinde ciddi düşüşler yaşanmasına neden oluyor. Bu da bulaşıcı hastalık riskinin ortaya çıkabileceği alanlar olmaya başlıyor” dedi.
Uyuz ve bitlenme vakaları artıyor
Son zamanlarda yaptıkları sağlık taramalarında bitlenme ve uyuz vakalarında çok ciddi bir artış olduğunu gözlemlediklerini, hava koşullarının da etkisi ve çadırların içindeki ısınma sorunundan kaynaklı üst solumum yolu enfeksiyonlarının arttığını dile getiren Topkan, “Kadınlarda buna benzer hastalıklar özellikle hijyene bağlı olarak mantar türevi hastalıkları görebiliyoruz. En korktuğumuz şey de ortak tuvalet alanlarından kaynaklı ileride yaşayacağımız kolera ve dizanteri türü hastalıklar. Şu anda gözlemlediğimiz ise uyuz ve bit vakaları. Uyuz birinde başladıktan sonra gerekli hijyen koşullarını sağlamadığınız noktada bulaşabilecek bir hastalık olarak görünüyor. Bakterilerle oluşan bir hastalık olmakla birlikte hemen bulaşıcı hale gelebiliyor” diye konuştu.
Yapılması gerkenler
Uyuz hastalığının belirtilerinin parmak aralarında, kadınlarda meme uçlarında, koltuk altlarında, genital bölgelerde oluşan kaşıntılar olduğunu ifade eden Topkan, “İnsanlar bu durumdan utandıkları için çoğunlukla söylemiyor. Ama bu gizlenmeden bir an önce açığa çıkarılmalı. Erken teşhis edilmelidir. Çadır kentler, bu hastalıkların en çok ortaya çıktığı alanlar. Çadırlarda yatılan yer, battaniyeden tutun her şey temiz tutulmalı. Özellikle ortak havlu kullanılıyorsa oradan da bulaşma riski çok yüksek. Bunun için de hijyen koşullarının düzeltilmesi gerekiyor. Çadırda kalan insanlara da buradan sesleniyoruz, duş varsa duş almaları gerektiğini, uyuz vakası varsa alanın izole edilmesi ve alanın sürekli olarak havalandırılması ve alana kimsenin girmemesi de alınacak önlemler arasında. Çamaşırların en az 60 derece de yıkanması, giysiler varsa da 72 saat boyunca bir poşette bekletilmesi gerekiyor” diyerek alınması gereken tedbirleri sıraladı.
Topkan, insanların barınma noktasında kişisel olarak duş alabilecekleri alanların mutlaka yaratılması gerektiğine işaret ederek, “Konteynır alanlarına bir an önce geçilmeli ve bu süreç daha fazla uzamamalı. Her bölgeye bir tane çamaşırhanenin mutlaka kurulması gerekiyor. Çamaşırhanelerde çamaşırların temin edilmesi ve bu teminle beraber giyim yardımının sürekli hale getirilmesi gerekiyor. İnsanlar tek bir kıyafetle duş almadan günlerce aynı yerde kalması da bunu tetikler. Çok daha tehlikeli hastalıkların çıkacağını da biliyoruz.”
Amed’deki çadır kentte de salgın riski
Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun Deprem Kriz Merkezi Yürütmesinden Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken de çadır alanlarında uyuz hastalığının başladığını ve bu hafta sonu pik yapmasını beklediklerini dile getirerek, “Bunu Halk Sağlığı Müdürü de söyledi. Çünkü biliyoruz uyuz hastalığı yüksek. Dokunmayla bulaşan bir hastalık. Bu hastalık zaten deprem öncesi vardı. Özellikle toplu yaşam alanlarıyla birlikte temizlik hijyen kurallarıyla birlikte neredeyse ortadan kalktığı gözlemlendi. Bu hastalığın artacağını da düşünüyoruz aynı zamanda temiz su sorunu var, tuvalet sorunu var, banyo sorunu var. Bütün bunların biran önce hızlıca giderilmesi gerekiyor. Dicle Nehri kenarındaki çadır kentte bunların giderileceğine dair bir bilgi verdiler, ama bunun ne kadar sağlıklı olduğunu söylemek doğrusu mümkün değil” şeklinde konuştu.
Haber: