Candır onlar. Cana can katanlardır, ürettikleriyle. Yoksulların en yoksuludurlar, evvelden beri. Yüceden daha yücedir gönülleri. Sofralıkları var edenlerdir. Hazırlanan ekonomik-sosyal “sofralarda” her şeyden, her kesimden sonra düşünülenler, ekseriyetle düşünülmeyenlerdir. Bu afette de ilk günlerde yalnızdılar. Sahipsizdiler! Hatırlanmayanlardı. Kurtarılmada eşitsizdiler. Göçük altındaki canlarına yardım eli, iş işten geçtikten sonra uzatılanlardı. “Basra harap olduktan sonra” göçük altında kalmayanlara gecikmeli yiyecek, giyecek, barınak için el atılanlardı. Gözden ırak tutulanlardı, en sona bırakılanlardı. Evet onlar çiftçilik zanaatını icra edenlerdi köylerinde. Üretenlerdi. Unutulmayı hak etmeyenlerdi. Kendi evleri (yaşam alanları), hayvanlarının ahırları (hayvan barınakları) yok artık. Barınak ve üretim araçları hayvanları, alet ve makinalarını yenilemede de sona bırakılıp unutturulanlar mı olacaklar? “Bakacağız, göreceğiz” demek yerine; halka karşı sorumlulukları nedeniyle üreten köylülere karşı sorumsuz davranışların olmaması umudumu korumak isterdim. Gel gör ki açıklanan sosyal ve ekonomik desteklerde kentliler öncelleniyorken, köylülerin yine esamileri okunmuyor(du). Oysa çiftçilik öyle deprem oldu “göç ederim, güvenli yere giderim” deyip bir çırpıda terk edebilecek bir meslek değil. Hayvanlar var, bakılıp beslenmesi gereken, yaşamından sorumlu olunan. Tarlası var, bağı bahçesi var; bakılması zorunlu olan. Çünkü can yongası hayvanları ve insanlarının psikolojik kanatları kırıldı bu depremde köylülerin, bir bir…
Ne yapmalı?
TÜİK 2022 yılı verilerine göre bölgede 2 milyon 49 bin büyükbaş, 9 milyon 105 bin küçükbaş hayvan olmak üzere toplamda 11 milyon 153 bin büyükbaş ve küçükbaş hayvan bulunuyor(du). Bu rakam ülkedeki toplam hayvan varlığının yaklaşık yüzde 15’ine eşit. Deprem ile birlikte ahırlar ve ağılların çoğu yıkıldı. Hayvanların bir kısmı göçük altında kaldı. Kurtulan hayvanlara verecek yem yok, bulunamıyor. Kırsaldaki hasar büyük vesselam.
Yetiştiriciler sağ kalan hayvanlarını yaşatmakta zorluk çekiyor. İnsanlar kendileri kadar hayvanları için de çözüm bekliyor. Öncelikle köylerle ilgili her ne yapılacaksa çiftçiler ile birlikte kararlaştırılmalı ve uygulanmalı! Bu konuda kısa ve orta vade için önerileri sıralamak istiyorum izninizle.
A- Kısa vadede (hemen):
– Köylülerin evleri ve hayvan barınaklarının zarar ziyan tespiti yapılmalı. Kayıt altına alınmalı. İnsanlar ile hayvanların geçici barınma ihtiyacı için çadır, hayvan yemi ve veterinerlik hizmetleri verilmesine hemen başlanmalı.
– Çiftçilerin kamuya olan bütün borçları silinmeli, özel bankalara ve girdi satıcılarına (özele) olan borçları devlet tarafından üstlenmeli. Alacaklılara devlet bir ödeme takvimi sunmalı ve ödemeli.
– Köylüler ve hayvanları için geçici barınma sağlanmalı.
– Çiftçilerin üretime devam edebilmeleri için bedelsiz ve yeterli üretim girdisi sağlanıp, dağıtmalı.
B- Orta vadede bir plan dahilinde peyderpey yapılması gerekenler için öneriler:
– Evleri yıkılanlarla birlikte nasıl yapılacağı belirlenerek yapılmasına başlanmalı.
– Her evin ihtiyacını karşılayacak biçimde tünel sera yapım ve üretimi için eğitim desteği verilmeli. Ev bahçelerinde bölgeye has meyve türlerinden koleksiyon bahçeler, yerel tohumlardan üretilebilecek sebzelere dayalı yerellikle gıdada yeterliliği karşılayacak planlama yapılmalı ve hayata geçirilmeli.
– Her eve 8-10 tavuğa 1 horoz hesabıyla 40 tavuk ailesi seyyar kümesi ile birlikte verilmeli.
– Yıkılmış ahır veya ağıllar yeniden yapılmalı. Her eve koçlu asgari 20 koyun veya 5 baş damızlık inek bedelsiz olarak verilmeli.
– Bir merkez köye bağlı 10 köylük toplulukla birlikte kooperatif kurulması teşvik edilmeli. İlçeler ve illerdeki bu kooperatiflerden üst birlik oluşturularak güçlendirilmeli. Bu amaçla kooperatif kuruluşu kolaylaştırılmalı, ilk 5 yıl her tür vergiden muaf olacak biçimde mevzuat düzenlenmeli. Köyde yetiştirilen tavuk ve inekler ile üretilen bitkisel ürünler kooperatiflerde işlenerek katma değere ulaşmalı, sonra pazarlanmalı. Bunun için gerekli bina, alet makina ile eğitim desteği sağlanmalı. Bu kooperatiflerde her on köye yetecek kapasitede makina parkı kurularak, kolektif üretim, kolektif yaşam inşa edilmeli. Yaralar sarılacaksa böyle sarılmalı!
* Türkiye ve Suriye halkına geçmiş olsun. Baş sağlığı ve sabır diliyorum…