Pervin Buldan, yaşanan büyük felaketi yine ‘kader planı’ şeklinde değerlendiren Erdoğan’a tepki göstererek ‘İlk iki günde müdahale yapılmaması kader değildir, imar affı çıkarmak kader değildir’ dedi
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 7.7 büyüklüğündeki depremin merkez üssü Mereş Bazarcix’ta yurttaşları ziyaret ederken, Erdoğan’ın yaşanan felaketleri ‘kader’ diyerek açıklamasına tepki gösterdi. Buldan, “İlk iki günde hiçbir şekilde müdahalenin yapılmaması da kader değildir. Bütün bunlar, iktidarın bu ülkeyi nasıl yönettiğinin bir fotoğrafıdır” ifadelerini kullandı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, bugün 7,7 büyüklüğündeki depremin merkez üssü Bazarcix’taydı. Buldan ve beraberindeki HDP Heyeti, Bazarcix’ta yurttaşları ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti.
İlçede incelemeler yapan Buldan, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Buldan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Öncelikle hepimize geçmiş olsun. Pazarcık halkı başta olmak üzere depremden zarar gören bütün halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz Pazarcık’tan. Büyük bir felaket yaşandı. Bu felaketin tablosunu, ağır yaralarını, bize yaşattıklarını 5’inci günde çok daha net olarak görüyoruz. Çok ağır bir tablo var. Çok ağır hasar var. İnsanlar yakınlarını kaybetti, hepimiz yakınlarımızı kaybettik.
Bizleri ayakta tutan dayanışmadır, insanlıktır
Bu zor zamanda bizleri ayakta tutan dayanışmadır, insanlıktır. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. İnsanların 5’inci günde yeniden hayata tutunmaları için en kısa zamanda enkaz altından çıkarılmalarını temenni ediyorum. Çok zor bir zamandan geçiyoruz, ancak bu zor zamanda bizleri ayakta tutan dayanışmadır. Bizleri ayakta tutan insanlıktır. Bizleri ayakta tutan birbirimizin ellerini tutmak, vicdanlarına dokunmaktır. 5’inci günde sadece bir şeyin çok önemli olduğunu gördük. Evet, yıkım var, afet var ancak insanlık da var.
Her yerde aynı manzara
Her yerde aynı manzara ile karşılaştığımızı belirtmek istiyorum. Felaketin yaşandığı ilk günden beri deprem bölgesinin her yerine gitmeye çalıştık. İnsanlarımızın yanında olmaya, yaraları birlikte sarmaya çalıştık. İlk gün Diyarbakır’daydık, ikinci gün Adıyaman’a gittim. Adıyaman da tıpkı burası gibi çok büyük hasar görmüştü. Adıyaman’da da çok büyük bir yıkım yaşanmıştı. Kaderine terk edilen insanların acılarıyla baş başa kaldığı bir kentti, tıpkı burası gibi. Adıyaman, Maraş ve Hatay’da, deprem felaketi olan her yerde aynı manzara ile karşılaştığımızı özellikle belirtmek istiyorum.
İmar affı çıkarmak kader değildir
Bu fotoğraf Türkiye tarihine geçti. Bu fotoğraf, AKP iktidarının yönettiği ülkede kötü bir fotoğraf olarak insanların beyinlerinde yerini aldı. AKP hükümeti ve ortağı bu felaketin yaşandığı günden beri insanları kaderleriyle baş başa bıraktılar. Depremlerin, doğal afetlerin bir kader olduğunu iddia eden Cumhurbaşkanı, insanları kendi kaderleriyle baş başa bıraktı. İmar affı çıkarmak kader değildir. Enkazın altında insanların çocuklarının seslerinin gelmesi kader değildir. İlk iki günde hiçbir şekilde müdahalenin yapılmaması da kader değildir. Bütün bunlar, iktidarın bu ülkeyi nasıl yönettiğinin bir fotoğrafıdır.
O vergiler depremlerde, doğal afetlerde kullanılmak için toplandı
20 yıl boyunca deprem vergilerinin nereye harcandığını sorduğumuz zaman ‘Gerekli yerlere harcama yapılıyor’ diyenler, bu harcamanın nereye yapıldığının hesabını bu ülkenin halklarına vermek zorundadır. O vergiler depremlerde, doğal afetlerde kullanılmak için toplandı. Ancak bugün nereye harcandığını açıklamayan bir iktidar var. Kendi yandaşlarına ve çetelerine para akıtırken, bu ülkenin doğal afetlere hazırlıksız bırakıldığını gördük. Bu, paraların keyfi olarak kullanıldığının bir göstergesiydi. Parlamentoda bunları sorduğumuzda hiçbir cevap vermediklerini de gördük. Çünkü verecek cevapları yoktur. Onların tek derdi kendileridir, koltuklarıdır, iktidarlarıdır. Halkı düşünen, halkın geleceğini düşünen bir zihniyete sahip değiller.
Dayanışmaya devam edeceğiz
Biz HDP olarak, depremin yaşandığı andan itibaren bütün kurullarımızla ve milletvekillerimizle beraber her yerde olmaya çalıştık. Yaraları sarmaya çalıştık. Hala bunu devam ettiriyoruz. Elimizde kalan 6 belediyemizle, 2 ilçe ve 4 belde belediyemizle bütün depremzedelerin yanında olmaya çalıştık. Arkadaşlarımız bu yardımları kısıtlı olanaklara rağmen yapmaya çalışıyor. Çünkü bütün belediyelerimiz hırsız talancı kayyımlara emanet edildi. Belediye başkanlarımız görevden alındı, onların yerine talancı ve hırsız kayyımlar göreve getirildi. Belediyelerimiz elimizde olsaydı, bugün bu yaşanan tabloyla karşı karşıya kalmayacaktık. Buna inanabilirsiniz. Ancak yine de bütün kurumlarımızla, kalan 6 belediyemizle, milletvekillerimizle ve gönüllü yoldaşlarımızla hep birlikte bu yaraları sarmaya devam edeceğiz. Acımızın çok büyük olduğunu tekrar ifade etmek istiyorum. Bir kez daha yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, hastanelerde tedavi altında olanlara acil şifalar diliyorum. Dayanışma hepimizi yaşatır, dayanışmaya devam edeceğiz.”
HABER MERKEZİ