Türkiye deprem kuşağında yer alan bir coğrafyada bulunuyor. Depremler kaçınılmaz olarak yaşanırken, yıkımlar ve ölümler ise asla kader değil. Tüm uyarılara rağmen hiçbir şey yapmayan iktidar yaşanan yıkımın ve ölümlerin tek sorumlusudur
Mereş’ın Bazarcix ilçesinde 7,4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Mereş, Dîlok, Sewas, Antakya, Riha, Amed, Osmaniye, Mersin gibi bölge kentlerinde yıkıcı yaşanan derpem, Kuzey ve Doğu Suriye’de de yıkımlara neden oldu. Samsun ve Trabzon’a kadar hissedilen depremde çok sayıda yaşamını yitirenler ve yararlılar var. En büyüğü 6.6 olmak üzere 66 artçı deprem meydan geldi. Bütün Türkiye coğrafyasında hem doğal yaşamda hem de kentlerde büyük bir yağma yaşanırken, depremlerde halk büyük bir yıkımla karşı karşıya kalıyor. 99 depreminde ve sonrasında yaşanan depremlerde binlerce insan yaşamını yitirmesine rağmen hiçbir sorumlunun belirlenmemiş olması, Mereş’ta yaşanacak deprem sonrası yaşanacaklara işaret ediyor.
Yıkımın sorumlusu iktidar
Günümüzde gelişen teknolojisi ve uydu verileri ile atmosfer kaynaklı afetleri büyük doğrulukla önceden bilmek artık mümkün hale gelmiştir. Ancak depremleri önceden bilecek bir teknoloji henüz mevcut değildir. Bu nedenle tüm dünyada kabul edilen yaklaşım deprem olacağı tahmin edilen yerlerde depremin vereceği hasarı en aza indirmek için gerekli çalışmaların yapılmasıdır. Sermaye iktidarları sermaye çıkarları dışında hiçbir çalışma yapmaması beklenen bir şey. Meraş Bazarcıx’ta yaşanan ve 10 il ile Kuzey Suriye’de yıkımlara neden olan depreme yönelik 2 ay önceden beri uyarılar yapılmakta. Mereş depremini Kandilli rasathanesi 7.7, AFAD’a ise 7.4 büyüklüğünde bildirdi. Gerçekleşen deprem için Prof Dr. Naci Görür’ün 22 Aralık 2022 günü yaptığı uyarıyı dikkate almayan iktidar, yaşanan büyük yıkımın sorumlusudur.
Bölge aylardır beşik gibi
Bazarcıx’ın Narlı beldesinde 21 Aralık 2022 günü saat 20:23’te 3,9 büyüklükte deprem yaşanmıştı. Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, depremle ilgili sanal medya hesabından yaptığı paylaşımda, bölgede iki noktaya dikkat çekti. Görür, Bazarcıx’taki depremle ilgili yaptığı açıklamada, “Birkaç gün önce de aynı bölgede Baldıran/Kırıkhan’da 4,7 deprem olmuştu. Bu deprem Doğu Hatay Fay zonunda. Daha önce söylemiştim burada 1822’de 7,2 deprem olmuş. Maraş bölgesi yer bilimciler için hassas bir bölge” olduğuna dikkat çekerken, açıklama yaptığı aynı saatlerde Bazarcıx Narlı’da 4 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı.
Barajlar için uyarı
Prof. Dr. Görür’ün, son yaptığı açıklamada, “İlgililere sesleniyorum. Bölgedeki barajları kontrol ediniz. Bu depremden sonra Adana ve Hatay’a dikkat edilmeli. Yerel yöneticiler uyanık olmalı” diye uuyarması dikkat çekici. Sadece Dîlok ve Mereş il coğrafyasında toplam 16 baraj bulunması büyük bir tehdit olarak duruyor. Diğer yandan bölgede yaşanan depremin Kuzey Anadolu fay hattını gereceği ve olası İstanbul depremini yakınlaştıdığı uyarıları yapılmakta.
Halkı vergilerle soydular
17 Ağustos 1999 gecesi lüks siteler dahil binlerce bina iskambil kağıtları gibi devrilmişti. Bu binaları yapanlar, eksik malzeme kullananlar, projeleri onaylayanlar, inşaatları denetleyenler yaşanan yıkımın sorumlularıydı. Diğer yandan depremde zarar gören yurttaşlara yardım etmek isteyenleri engelleyen iktidarlar ise yıkımların baş sorumlusuydu. 17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999’da meydana gelen depremlerin ardından ek vergilerin yanı sıra özel iletişim vergisi ve özel işlem vergisi adında yeni vergiler alınmaya başladı.
Her şeye vergi kondu
Deprem dayanışma vergileri olarak adlandırılan vergiler, 26 Kasım 1999 tarihinde, “17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde Marmara Bölgesi ve civarında meydana gelen depremin yol açtığı ekonomik kayıpları gidermek amacıyla bazı mükellefiyetler ihdası ve bazı vergi kanunlarında değişiklik yapılması hakkında kanun” ismiyle Resmi Gazete’de yayımlanan kararla uygulamaya kondu. Bu kararda vergilerin sadece bir yıllığına alınacağı belirtildi. Özel iletişim vergisinin cep telefonu işletmecileri tarafından verilen her hizmetin yüzde 25’inden alınacağı açıklandı. Özel işlem vergisi ise 8 yıllık zorunlu temel eğitime katkı payı kesilen bazı işlem ve kâğıtlardan katkı payı kadar alınacaktı. Aynı zamanda ek emlak vergisi, ek motorlu taşıtlar vergisi, ek gelir ve ek kurumlar vergisi de aynı kanunla uygulamaya kondu.
50 milyar dolar para kayıp
AKP iktidarı bu vergilerin kendilerinden önceki hükümet döneminde ‘geçici’ olarak çıkarıldığını; ancak daha sonra yine kendilerinden önceki hükümet tarafından ‘kalıcı’ hale getirildiğini iddia ederek, “Kendi hükümetleri döneminde ‘deprem’ adı altında bir vergi uygulamaya koymadıklarını, mevcut şekliyle vergi alımına devam ettiklerini söyledi” belirterek büyük bir soyguna ve hukuksuzluğa imza atmıştı. 2004 yılı sonrası AKP bu vergilerle en az 50 milyar dolara yakın parayı halkın cebinden alıp şirketlere teşvik ve bedava kredi gibi uygulamalarla aktarırken, deprem için hiçbir şey yapmadığı gibi deprem sırasında toplanılacak alanları da müteahhitlere peşkeş çekti.
JMO’nun Mereş raporu
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Mereş’ın deprem riski altında olduğunu gösteren bir rapor hazırlamıştı. Raporda, “Maraş kent merkezi zemini alüvyon olan illerimizden biridir. Deprem dalgaları bu tür zeminler tarafından büyütülerek binalara iletilir. Zemin büyütmesi olarak tanımlanan bu durum bir deprem olduğu takdirde Maraş kent merkezinin kaya üzerinde yer alan illerden daha şiddetli olarak sarsılacağı, bunun sonucunda da hasar oranının fazla olacağı anlamına gelmektedir” denildi.
Uyarılar dikkate alınmadı
JMO raporunda, Mereş’ın gelecekteki bir olası depremi en az zararla atlatabilmesi için bazı uyarılar yer almakta. Raporda şunlara yer verildi:
“• Kahramanmaraş ili özelinde bazı faylar üzerinde paleosismoloji çalışması yapıldığı bilinmekle birlikte, kent genelinde paleosismoloji yapılmayan ya da farklı araştırıcıların farklı sonuçlara ulaştığı fay hatları/zonları üzerinde gerekli araştırmaların yapılarak fayların geçtiği yerlerin ve deprem karakteristiklerinin tam olarak belirlenmesi,
• Kahramanmaraş kent merkezinde mikrobölgeleme çalışmasının yapılmış olduğu bilinmekle birlikte, diğer ilçe yerleşimleri başta olmak üzere kent bütünündeki yerleşim yerlerinin tamamında mikrobölgeleme çalışmalarının yapılması,
• Diri fayların yerinin ve özelliklerinin, farklı disiplinlerden veri girişi ile jeoloji mühendisliği araştırmaları temelinde yapılacak paleosismolojik araştırmalarla net olarak belirlenmesi,
• Yukarıdaki çalışma sonuçlarından elde edilecek bilgiler ve diğer disiplinlerden (inşaat, mimarlık, şehir plancıları vd.) edinilecek bilgiler ile diğer afet olasılıkları ışığında Deprem Master Planı’nın hazırlanması,
• Deprem master planı dikkate alınarak kentin gelişim ve yerleşim stratejilerinin belirlenmesi
gerekmekte olup bu çerçevede aktif fay hatlarının çevre düzeni haritalarına işlenmesi ve aktif fay zonlarının sakınım bantı içinde kalan alanların 1. Derece doğal eşik değerler arasına alınması,
• Nazım ve uygulama imar planlarının çevre düzeni planlarında yapılan bu değişikliklerden sonra gözden geçirilerek, aktif fay hatlarının sakınım batlarının imar planlarına işlenerek yenilenmesi, gerektiği düşünülmektedir”
EKOLOJİ SERVİSİ