İşçiler Erdoğan tarafından yasaklanan grevleri sürdürüp kazanımla bitirmeye devam ediyor. DGD-SEN Genel Başkanı Neslihan Acar, ‘İşçiler, birleştiğinde haklarını kopartabildiğini gördü’ dedi
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın “milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu” gerekçesiyle grevleri yasaklamasına rağmen eylemlerini sürdüren işçiler, en son Kocaeli’nin İzmit ve Kartepe ilçelerindeki direnişlerinden sonuç aldı. İşçiler, direnişlerinin 18’inci günüde haklarını geri kazandı.
Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) Genel Başkanı Neslihan Acar işçilerin bu deneyimlerden büyük dersler çıkardığını ve grev yasaklarının bir anlamı kalmadığını söylüyor.
İşçi direnişleri
12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası yürürlüğe giren ve “24 Ocak Kararları” olarak adlandırılan kararlarla işçilerin haklarının ellerinden alındığına dikkati çeken Acar, bu sürecin 2000’lerde daha yoğun hissedilmeye başlandığını söyledi.
Acar, “Fabrikaların önlerinde, sanayi sitelerinde, tekstil fabrikalarının önünde direnişler hep vardı ama görülmüyordu. Örneğin Migros depo direnişi bir anda ortaya çıkmış, büyümüş ve bütün kitlelerin desteğini almış gibi gözüküyor. Ama biz 2009’dan beri Migros içerisinde örgütleniyoruz” diye belirtti.
İşçilerin yasaklara karşı deneyimleri
İşçilerin zamanla kritik dönemlerde kendi komitelerini kurabileceklerini gördüklerini kaydeden Acar, “Örneğin Gemi söküm işçileri, 30 yıl sonra Aliağa gibi mafyanın, çetenin çok yoğun olduğu, devletin de içerisinde olduğu bir yerde İzmir Aliağa’da eylem ortaya koyabildi. Sendikal örgütlülük yoktu orada. Birlikte patronla görüştüler. Kısmı olsa da hak koparttılar. Ama alınan ücretler hızlıca enflasyon karşısında eridi. Ama geçen sene işçiler asgari ücreti iki kez belirlediler. Bu hak kopartmanın mümkün olduğunu gösterdi” ifadelerini kullandı.
Sendikalar üzerinde baskı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararına rağmen yaşanan direnişlerin önemine vurgu yapan Acar, “Bu grevler, ‘milli güvenlik gerekçesini bozabilme ihtimaliyle’ yasaklanıyordu. Ben o direnişlerin, sendikalar üzerinde bir baskı yarattığını düşünüyorum. Fiili meşru mücadele zemininde işçiler sarı sendikaları ve bürokratik sendikaları eyleme çıkartmaya zorluyor. Çünkü işçi, asgari ücret dışında kaybedecek bir şey görmüyor artık” dedi.
Fiili mücadele
Acar, sendikal haklara karşı çıkarılan düzenlemelere de değindi. Acar, düzenlemeleri “korkunç” olarak nitelendirerek, şöyle devam etti: “Yürüyemezsin, direnemezsin, örgütlenemezsin… Burada kocaman yasal bir cendere var. Fiili mücadele kazandırıyor. Geçen sene Trendyol direnişini de kazandıran oydu. Yani işçilerin kenetlenmesi ve birbirlerine olan güven ilişkisinin örülmesi önemli. Bu şekilde birçok hak kazanılabilir.”
Kaynak: MA