Evin Cezaevi’nde tutuklu bulunan 7 kadın gönderdikleri mektupla idamlara dikkat çekerek, toplumda açılan yaranın kapanmayacağı uyarısını yaptı
İran ve Rojhilat’ta 5’inci ayına giren halk ayaklanması devam ettiği gibi rejim de saldırılarına hız verdi. Eylemlere katılanlara peş peşe idam kararları verilirken, buna karşı tepkiler de sürüyor. Evin Cezaevi’nde tutuklu bulunan 7 kadın, tutuklu çevre aktivistlerine açık mektupla destek vererek, idam cezalarını kınadı.
Celaliyan’a değinildi
Kadınlar mektuplarında Kürt siyasi tutuklu Zeynep Celaliyan’dan, zorla itiraf alınması için yapılan baskı ve Şirin Alamholi’nin “infazı”na dikkat çekti. İdam cezasının en ağır insan hakları ihlali olduğu vurgulanan mektupta, “Bunun yarattığı yara hiçbir zaman iyileşmeyecektir. İran toplumu onlarca yıldır sevdiklerinin infazının acısını çekti ve bugünlerde, bazı genç protestocuların infazına bir kez daha tanık olduk” denildi.
Mektupta, idam cezasının tutuklular üzerindeki etkisine değinilerek, “Biz kadın siyasi tutsaklar, ‘idam’ cezalarının ve ‘ölüm’ tehditlerinin uğursuz gölgesinin bazı arkadaşlarımızın üzerine çöktüğü bir cezaevindeyiz” denildi.
Mahkeme infazla tehdit ediyor
Mektupta çevre aktivistlerinden ve bu tutuklulara yapılan davalardan, fiziksel ve psikolojik işkenceden de bahsedilerek, “Devrim Muhafızları, sorguladıkları bu kişilere yapmadıklarını itiraf etmeleri için güvenlik koğuşundaki tek kişilik hücrelerde 2 yıl boyunca zihinsel, psikolojik ve fiziksel baskıya maruz bıraktılar. Sorgu görevlilerinin itiraf almaları için kullandıkları en iğrenç araçlardan biri, onlara ‘infaz’ sahnesini göstermek ve hatta onları mahkemede ‘infaz’la tehdit etmektir” denildi.
Asılsız iddialar ile tutuklandılar
Mektupta kadın tutukluların davalarına da değinilerek şu bilgiler verdi:
“İki çalışma arkadaşımız Sapedeh Kashani ve Nilofar Bayani, diğer meslektaşlarıyla birlikte bu koşullarda mahkemeye sevk edildiler ve ‘casus’ olarak adlandırıldılar. Hiçbir yasal delil ve yasal belge olmadan ‘dünyada yolsuzluk’ yapmakla bile suçlandılar. Bir diğer arkadaşımız, ülkenin seçkin bilim insanlarından Maryam Haj Hosseini, Tahran şehrinden uzak bir bölgede (dağlık bir bölge) Savunma Bakanlığı’nın ‘güvenli evinde’ 412 gün hapsedildi. ‘Dünyada yolsuzluk’ suçlaması nedeniyle ‘idam’ cezası tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Mahosh Shahriari ve Fariba Kamalabadi aylardır hücre hapsinde ve tutuklandıkları andan itibaren inançları nedeniyle ağır duygusal, zihinsel ve fiziksel baskı altındalar. ‘Yolsuzluk ve casusluk’ suçlamaları nedeniyle ‘ölüm cezası’ tehdidiyle karşı karşıya kaldılar.”
HABER MERKEZİ