Hopa’da 11 yıl önce Erdoğan’ın ziyareti sırasında polis saldırısında hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu için açılan davada tanıklar dinlendi. Tanıklar Lokumcu’ya bilerek gaz atıldığını belirtti
Artvin’in Hopa ilçesinde dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın mitingi öncesi, 31 Mayıs 2011’deki protesto eylemlerinde polisin sıktığı biber gazı nedeniyle fenalaşan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden ölümüne ilişkin 13 polisin yargılandığı davanın duruşması görüldü.
Lokumcu yatıştırmaya çalışıyordu
Trabzon 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ede duruşmada ilk olarak söz alan tanık Burhanettin Hacıyakupoğlu olay gününe ilişkin gördüklerini anlattı. Başbakanın koruma müdürünün polislere sürekli gaz attırdığını söyleyen Hacıyakupoğlu, “Metin Lokumcu olayları yatıştırmak için uğraşıyor. O sırada gazlar vardı yine her yerde. Sonra yine onun olduğu yere gaz gittiğini gördüm. Ambulansın geldiğini görünce koştum. Metin’i çekiyorlardı. Ben ayakuçlarından tuttum ambulansa doğru götürdük. Özellikle nişan aldırıp gaz atılıyordu” dedi.
Birden gaz ve su geldi
Lokumcu ailesinin avukatı Meriç Eyüboğlu’nun “Neden özellikle Metin Lokumcu’ya atılıyordu” sorusuna ise Hacıyakupoğlu “Metin Lokumcu toplumun önderi gibi öğretmen olduğu için herkese de öyle konuşuyordu. Önder gibi gördüler” cevabını verdi. Tanık Aytekin Genç de “Meydanda da gençler horon oynuyordu. Aslında rutin olan bir şeydi bu Hopa’da. Her hafta açıklama olur horon oynanır açıklama yapılır, dağılınırdı. Bu olayın olması için bir sebep yoktu. Açıklama bile yapılamadan hem gaz hem su gelmeye başladı” ifadelerini kullandı.
Polis silah çekti
Tanık Görkem Gürhan da Metin Lokumcu’nun dayısı olduğunu belirterek, “Yine Mete dayımın yola doğru koşarak isyan ediyordu. Bir anda silah sesleri duydum ve yanımızda mermilerin sektiğini gördüm. Çok kötü bir andı, beni babam oradan aldı. Dayımı kim çekti bilmiyorum. Hastanenin önüne geçtik. O sırada yine gaz atılmaya başlandı. İnsanlar nefes alamıyordu. Çocuklu bir kadın vardı, onu uzaklaştırdım. O sırada şimdi görsem de tanımam o zaman da tanımıyordum koruma polislerden biri bana silah çekti ve Hopa halkına yönelik küfürler etti. Ben fenalaşıp, bayılmışım” dedi.
Başka insanlar ölmesin
Duruşmaya verilen aranın ardından Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu söz aldı. Lokumcu, “Ben de babamın hedef alındığını düşünüyordum. Ancak o gün Hopa’da başka insanlar da ölebilirdi. Ancak burada devletin bir hatası var. Bunun görülmesi gerekiyor. Biz bu kimyasal gazların öldürücü olduğunu anlatmak istiyoruz, görülsün istiyoruz. Babamdan sonra da insanlar bu gazlardan öldü. Başkaları da ölmesin istiyoruz” dedi.
Emniyet cevap vermiyor
Ardından söz alan aile avukatı Meriç Eyüboğlu ise gaz yoğunluğuyla ilgili veri olarak çevik kuvvetin olay yerine ne kadar gazla gelip ne kadarıyla geri döndüğünün saptanması gerektiğini ifade etti. Bununla ilgili bilirkişi heyetinin o dönemde görev yazılarının toplanması talebiyle 7 ayrı emniyet müdürlüğüne yazı yazdığını belirten Eyüpoğlu, “Sadece Erzincan Emniyet İl Emniyet Müdürlüğü cevap veriyor. Diğerleri bilinmiyor. Maalesef soruşturma aşamasında bunun üzerine gidilmiyor. Ama neyi biliyoruz? Telsiz konuşmalarını müfettiş tarafından oluşturulmuş rapordan biliyoruz. 3 ayrı telsiz konuşması geçiyor. Bu konuşmalarda ellerindeki gazın bittiğini söyleyip birbirlerinden istiyorlar. Erzurum çevik kuvvet ekibi yeni gaz istiyor. Getirdikleri mühimmatın bittiğine dair 3 tane tutanağa sahibiz” diye belirtti.
11 yıldır uğraşıyoruz
Olay günü ilçede olağanüstü bir durum olduğunun altını çizen Eyüpoğlu, “11 yıldır uğraşıyoruz. Elimizde sadece emniyet tarafından uygun bulunup verilmiş görüntüler var. Bu nedenle olayını kronolojisini göremiyoruz. Görüntülerin kesintisiz haline ulaşmadığımız durumda bir bilirkişinin de yapacağı değerlendirme için yeterli malzemeye sahip değiliz demektir” ifadelerini kullandı.
Duruşma Mayıs’a ertelendi
Meriçoğlu o dönemde polis kamerasından yapılan çekimlerin kesintisiz, üzerinde herhangi kesme küçültme olmaksızın tam ve ham halinin istenilmesini, olay mahallinde bilirkişi keşfi yapılarak tanıkların dinlenilmesini talep etti.
Savcı ise iç güvenlik uzmanlarından olayla ilgili bir bilirkişi heyeti oluşturulmasını talep etti. Mahkeme heyeti, olay günü tutanağının altında imzası olan polislerin dinlenmesine, olay görüntülerin ham hallerinin istenmesine, iç güvenlik uzmanı adı altında bir bilirkişi olmadığından, savcılığın isteminin reddine, olay yeri keşfi talebinin reddine hükmederek bir sonraki duruşmayı 25 Mayıs tarihine erteledi.
ARTVİN