Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon’nun Amed’de temasları sürüyor. ÖHD ve Rosa Kadın Derneği ziyaret edildi, ziyaretlerde Kürt kadınlara yönelik saldırılar ve cezaevlerinde yaşananlar anlatıldı
Tecride karşı hukukçu, gazeteci ve akademisyenlerden oluşan ve 7 farklı ülkeden Türkiye’ye gelen 36 kişilik Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon’un 12 üyesinin Amed’teki ziyaretleri ikinci gününde devam etti.
Sabah saatlerinde heyet Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Heyet üyeleri derneğin Eşbaşkanı Bünyamin Şeker ve şube yöneticileri tarafından karşıladı.
Tecrit Kürtlere bakışın göstergesi
Ziyarette ilk konuşan Şeker, özellikle 2015 yılından sonra Kürt sorununda askeri çözüm mekanizmalarının devreye konulduğuna dikkati çekerek artan saldırıları aktardı.
Temel problemlerinin hukuki çevredeki muhatapsızlık olduğunu vurgulayan Şeker, “2011 yılından bu yana avukat görüşü yaptırılmıyor, binlerce avukatın başvuruları, çağrıları oldu. En son Haziran ayında 775 avukat Adalet Bakanlığına başvuru yaptı. Ancak o tarihten bugüne herhangi bir şekilde bu talebe cevap verilmedi. Türkiye yasalarında bir avukatın cezaevindeki bir bireyle görüşme yapabilmesi ya da yapmaması yasalarla açıklanmış. Eğer bir avukatına ‘örgüt’ adı altında soruşturma açılırsa görüşme engellenir. Ancak Sayın Öcalan’ın ve yanında kalan 3 tutuklunun bir avukat yasaklaması söz konusu değil. Hukukun Türkiye’de Kürtlere yönelik nasıl işlediğinin fotoğrafını size aktardık” dedi.
Kimyasal silah kullanımına değinildi
Sonrasında söz alan ÖHD Amed Şube Eşbaşkanı Özüm Vurgun da, “Kapalı alanlarda, gözaltı merkezlerinde çok sayıda şiddet vakası var. Bu vakalarda kaba dayak ve cinsel şiddete varabilecek saldırılar gerçekleştiriliyor. Aslında bu yaşananlar da Öcalan üzerindeki tecridin nasıl topluma yayıldığını gösteriyor” dedi. HDP’ye yönelik saldırılara da değinen Vurgun, Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik kimyasal silah saldırıların da aktardı.
Tecrit herkese hissetiriliyor
Tecrit bağlantılı süren savaşta insanların göçe zorlandığı ve kentsel dönüşüm adı altında insanların evlerine el konulduğu gibi konulara da değinen Vurgun, “Türkiye topyekûn bir savaş halinde ekolojiye saldırıyor, Kürdistan’ın dağlarına, nehirlerine saldırıyor. Tecrit dediğimiz şey sadece Öcalan üzerinde değil muhalif olan ve tüm Kürt halkına hissettiriliyor” dedi.
Ölüm haberleri alıyoruz
Cezaevinde yaşanan hak ihlallerine değinen avukat Fırat Taşkın ise, Öcalan üzerindeki tecride dikkati çekti. Öcalan’dan 22 aydır haber alınmadığını, avukatların ve ailelerin iletişim kuramadığı tutukluların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini tahmin edebildiklerini sözlerine ekleyen Taşkın, “Hasta tutukluların durumu her geçen gün ağırlaşırken, tahliyeleri olmadığı için ölüm haberleri alıyoruz” dedi.
Yas ve gömülme hakkına ilişkin bilgi paylaşımında bulunan avukat Muhittin Muğuç ise, “Kişinin kimliği belli olmasına rağmen ısrarla ailelerden DNA örneği alınmakta. Yas ve gömülme hakkı konusunda ailelerin de hak ihlali yaşaması üzerine başvurular yapmaktayız” dedi.
Kürt kadınlara saldırılar anlatıldı
Heyet sonrasında Rosa Kadın Derneği’ne geçerek, dernek Başkanı Adalet Kaya ve yöneticilerle bilgi alışverişinde bulundu. Kadına yönelik şiddete karşı mücadele yürüttüklerini ifade eden Kaya, özellikle sıcak savaşla birlikte şiddetin arttığını dile getirerek, “OHAL’in ilan edilmesiyle biz tekrar örgütlendik. 10 yıldır inşa edilen bu tekçi sistemin yansımalarını görüyoruz. Bu yansımaların özellikle kadına ve çocuğa yönelik şiddet boyutu var. Özellikle Kürt kentlerinde kadınlar Kürt oldukları için çoklu şiddet boyutlarına maruz kalıyor. Özel savaş politikaları dediğimiz boyutlara maruz kalıyoruz. Özel savaş dediğimiz politikaları da tecrit olarak tanımlıyoruz. Toplumu politik bilincinden uzaklaştırmak için psikolojik politikalar yürütülüyor” dedi.
‘Yargı tacizine maruz kalıyoruz’
Sonrasında heyetin “Kürt kadınlarının devlet içindeki mekanizmalara erişimi” sorusu üzerine Kaya, “Kayyumlar ve OHAL dönemi sivil toplum örgütlenmesinin ortadan kaldırıldığı bir dönemdi bu başlı başıma ortadan kaldırma dönemiydi. Kürt kadın hareketi bu süreçte de durmadı, çalışmalarına devam etti. Son 5 yıldır artık resmî olarak da örgütlenmemizi gerçekleştiriyoruz. Çalışmalarımızın başladığı tarihten bu yana da yargı tacizine maruz kalıyoruz” diyerek kendilerine yönelik saldırıları akatardı.
Heyetin gün içindeki ziyaretleri devam edecek.
AMED