HDP’li vekillerin İmralı tecridine karşı başlattığı Adalet Nöbeti 20’nci gününe girerken Meclis önünde yapılan açıklamada Adalet Bakanlığına seslenildi. ÖHD’li hukukçu Yamar ise CPT’nin iktidar ile ilişkisine dikkati çekti
Adalet Bakanlığı’nın İmralı tecrit sistemiyle “adaletsizlik bakanlığı” olduğunu belirten HDP Milletvekili Ömer Öcalan, “Ayrıcalık istemiyoruz, aile olarak yasal haklarımızı kullanmak istiyoruz. İmralı’nın kapılarını açın” diye seslendi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle başlattıkları Adalet Nöbeti, 20’nci gününde.
Milletvekilleri, Dilan Dirayet Taşdemir, Kemal Bülbül, Ömer Öcalan, Zeynel Özen, Züleyha Gülüm, Kemal Peköz ve Rıdvan Turan katıldığı bugünkü eylemde Meclis önünde açıklama yapıldı.
Açıklamayı yapan HDP Riha (Urfa) Milletvekili Ömer Öcalan, İmralı Adası’nda 24 yıldır Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulandığını belirterek, iktidar yetkililerinin “Hukuk devleti” açıklamalarına tepki gösterdi. Öcalan, “Hukuk varsa, yasa varsa, kanun varsa, bu devlet hukuk devleti ise, kanunlar Sayın Öcalan için neden uygulanmıyor. Faşist iktidar, 2015’ten bugüne bütün kanunları, Kürtlere, Sayın Öcalan’a, karşı ortadan kaldırılmış bir durumda” dedi.
İmralı’da tecrit sisteminin ağırlaştırılmasıyla her alanda krizlerin derinleştiğini dile getiren Öcalan, “Yaşamın bütün alanları, ekonomide, siyasette, her alanda bir çıkmaz yaşanıyor. Savaş ve insan hakları ihlalleriyle ayakta kalmaya çalışıyor. AKP-MHP’nin tek planı, tek vaadi budur. Topluma yönelik saldırılarla siyasetini yürütmeye çalışıyor. Açık bir şekilde söylüyoruz, Kürt sorunu, toplumsal sorunlar, Türkiye’nin sorunları demokratik yol ve yöntemlerle çözülebilir, diyalogla çözülebilir” vurgusu yaptı.
Tecridin sorumlusunun Adalet Bakanı Bekir Bozdağ olduğunu belirten Öcalan, “Adalet Bakanlığı, adalet için değil, bakanın adalet ile ilgisi yok. Bu bakanlık, adaletsizliğin bakanlığıdır. Her tutuklunun aile ve avukat görüş hakkı var. Bu yasal bir haktır. Biz AKP-MHP’den ayrıcalık istemiyoruz, özel bir uygulama da istemiyoruz. Kanunların uygulanması için hukuka davet ediyoruz. Anayasa’da bu var ise Sayın Öcalan, Veysi Aktaş, Ömer Hayri Konar ve Hamili Yıldırım için de uygulanmalıdır” sözlerini ifade etti.
‘İktidar ile CPT ilişki içinde’
Öte yandan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Ferdi Yamar Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Mehmet Aslan’a verdiği demeçte tecridin uluslararası boyutuna dikkat çekti. Uluslararası yetkili bir kurum olan Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) İmralı’ya Eylül’ün son haftasında yaptığı ziyarette Abdullah Öcalan’ın görüşe çıkmamasının “politik” bir mesaj içerdiğine dikkat çeken Yamar, “Bence Sayın Öcalan’ın gerek devlete gerek ise haklara vermiş olduğu bir mesaj. Çünkü Sayın Öcalan’ın muhataplığı avukatlarıdır. Sayın Öcalan ilk temas etmek istediği kişiler avukatları ve ailesidir. Avukatları dışında yapılabilecek bütün görüşmelerin aslında bir gerçekliği yoktur. Eğer CPT ile sağlıklı bir görüşme yapılmış olsaydı, CPT bu görüşmenin sonucunu açıklamış olacaktı. Yapılan bütün görüşmelerin de aslında devlet kanalıyla yapıldığını, devletle ilişki içerisinde olduğunu da gözler önüne sermektedir. Devlet bu noktada bire bir zaten CPT ile ilişki içerisindedir, ortaktır” dedi.
Yamar, CPT ile yapılan hiçbir görüşmenin, bir şeyi değiştirmediğini hatırlatarak, “Bu noktada artık sadece usulen yapılan görüşmeler var. Bir aldatmaca olarak okunabilir. Devlet bunu bir araç olarak kullanıyor. Çünkü Öcalan’la CPT’den önce görüşme yapması gereken kişiler avukatlarıdır. Öcalan ilişkin Türkiye kamuoyuna ve dünya kamuoyuna sağlıklı bilgi verebilecek tek kişi de Öcalan’ın avukatlarıdır” diye kaydetti.
HABER MERKEZİ